İşitme engelli ve sağır toplum için "etkili üçgen”

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Türkiye’de her gün 8 sağır bebek doğuyor. Bu, toplam doğum oranının binde 3’üne denk geliyor. Dünya Sağırlar Federasyonu verilerine göre, bu rakamın en az iki katı kadar kişi zaman içinde işitme kaybına uğruyor.

TÜİK’in engelli bireylerin istihdam oranlarına dair açıkladığı son veriler 2002 yılına ait. 2010 yılında TÜİK tarafından gerçekleştirilen Engelli Sorunları Raporu ise işitme engelli ve sağır bireylerde işsizlik oranının yüzde 72.2 olduğunu ortaya koyuyor. Özel sektör ve kamunun yüzde 3-4 oranında engelli istihdam etmesi gerekiyor. Fakat mevcut sistem, istihdam edilseler bile, işitme engelli ve sağır bireylerin aktif olarak çalışmalarına fırsat vermiyor.

Bu sadece Türkiye için değil, tüm dünya için geçerli olan ve sürdürülebilir çözüm üretilmesi gereken toplumsal bir sorun. Tabi ki çözüm yollarının bulunması için öncelikle soruna dair farkındalığın oluşturulması gerekiyor. Taypa, Özlem Süer ve Dem Derneği arasında hayata geçirilen iş birliği de, bu farkındalığın oluşturulmasını ve sonrasında çözüm üretecek projelerin desteklenmesini hedefliyor. Uluslararası moda tasarımcısı Özlem Süer’in ifade ettiği gibi, bu birliktelik çözüm için etkili bir “üçgen” oluşturuyor.

Taypa’nın hikayesi 1977 yılında, şirketin kurucusu Mesut Toprak’ın kumaş ticareti yapmasıyla başlıyor. Bugün global moda markalarına denim ve non-denim ürünlerin üretim, tasarım ve ihracatını gerçekleştiren Taypa, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe 4 fabrikada 3000’e yakın kişiye istihdam sağlıyor ve gerçekleştirdiği üretiminin yüzde 85’ini ihraç ediyor. Taypa Genel Müdürü Burak Karaarslan, “Sosyal sorumluluk konusunda farkındalılığımız her zaman yüksekti. Şirketimiz ve çalışanlarımız için sosyal fayda yaratmak iş modelimizin ayrılmazı” diyor. Karaarslan'ın verdiği bilgiler şöyle: Özlem Süer'in tasarladığı ve Taypa'nın ürettiği 30 giysilik kapsül denim koleksiyonu bugün (Çarşamba) Özlem Süer House’da düzenlenen özel bir etkinlikte satışa sunulacak. Satıştan elde edilecek gelir Dem Derneği aracılığıyla işitme engelli ve sağır bireylerin istihdamı ve işiten bireylerin de bu konudaki farkındalığını artırma amaçlı projede kullanılacak. Bunun yanı sıra, işitme engelli nüfus ve bu nüfusun özellikle istihdam konusunda yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla 14 Şubat’ta Taypa’nın üretim tesislerinde Dem Derneği ile birlikte işitme engelli gençlerin çalıştığı Sesli Kahveler kurulacak. İşitme engelli eğitmenler, Taypa çalışanlarına nasıl kahve isteyeceklerini öğretecekler. Bir de “seni seviyorum” demeyi. Bu süreçte aynı zamanda web sitesi üzerinden bir platform açılacak. Üniversite öğrencileri işaret dilini neden öğrenmek istediklerine dair projelerini bu platformda paylaşacaklar. Dem Derneği de 24 gence işaret dili öğretecek.

Moda ve tasarım yenilikçi bir üretimle katma değer yaratıyor

“2019 için en büyük hayallerimizden biri değerli bir ekiple içinde tüm yaratıcı enerjimizin bulunduğu sosyal sorumluluk değeri yüksek bir proje yaratmaktı” diyen Modacı Özlem Süer ise proje hakkında şu yorumları yapıyor: “Sosyal sorumluluk bilincinin tasarım ile birleşip, iki yaratıcı markayı buluşturması, aynı zamanda böylesine önemli bir güdüyle ilerleyip başarılı Dem Derneği ile yollarımızın kesişmesi gerçekten etkili bir üçgen oluşturdu. İşbirliklerinin büyük önem taşıdığı, çok sesliğinin hayatın her alanında gerçekten ne kadar vazgeçilmez olduğu bu projede de kendini gösteriyor. Sonuçta bizler gibi tasarımcı markaların, Taypa gibi yüksek üretim odağıyla çalışması ortaya bambaşka felsefeler çıkarıyor. Hele ki böyle bir buluşmanın bir sivil toplum kuruluşu için fonlanması çok farklı bir değer. Burada Taypa X Özlem Süer projesinde moda ve tasarımın yenilikçi bir üretimle toplumun işitme ve sağır yaşam bilinci konusunda nasıl katma değer artıracağını başarılı bir şekilde incelediğimizi düşünüyorum. Moda ve tasarım, kamuda her zaman ilgi çeken ögeler olarak karşımıza çıktı. Görsel odaklı tüm alanların kavramsal bir amaçla kullanılması herhangi bir konudaki bilinci artırmak ve duyurmak için çok önemli. Koleksiyon markamızın somutlaştırdığı güçlü, kararlı, entelektüel kadın imgesinden yola çıkılarak hazırlandı. Dinamik etkiyi giyimi ve tavrıyla, güç sembolizasyonunu ise farklı kesimleri birer yaşam enstrümanı olarak taşıyan kadınlar, tasarım matematiğimizi oluşturdu. Akademik bir marka olmamızın, çağdaş sanatı her zaman birer arayış haline getiren yanı bu kapsül koleksiyonda kendini teknoloji ile gösterdi. Taypa’nın tüm soyut tasarım fikirlerini gerçeğe dönüştürmeye olanak sağlayan üretim kapasitesi ile, yapılan tasarım oyunları, baskılar ve kullanılan aksesuarlar ceketleri birer ‘artwork’e dönüştürdü.”

Zıtlıklar arasında diyalog alanları tasarlıyor

2014 yılında kurulan Dem Derneği, belirli temalar çerçevesinde toplumsal zıtlıklar arasında diyalog alanları tasarlıyor. Bu alanlarda deneyimle keşfettiği meselelere sosyal girişimcilik anlayışıyla sürdürülebilir çözümler üretmeyi hedefl iyor. Derneğin ilk teması ise işiten toplum ile sağır toplum ve işitme engelliler arasında acıma duygusundan uzak diyalog alanları yaratmak ve meselelere kolektif bir şekilde çözümler üretmek. Dem Derneği Başkanı Ayşe Damla İşeri, “Kahve işin bahanesi, hedef farkındalık başlatmak. Türk İşaret Dili’nin 300 Taypa çalışanına ulaşması bizim için çok önemli” diyor. İşeri şunları anlatıyor: “Dem Derneği olarak bu iş birliği ile işitme engelli ve sağır istihdamına katkı sağlamayı hedefliyoruz. TÜİK 2010 verilerine göre işitme engelli ve sağırların yüzde 72.2’si işsiz. Özel sektör ve kamunun yüzde 3-4 oranında engelli istihdam etmesi gerekiyor. Bu, AB uyum yasası çerçevesinde bir zorunluluk, fakat bu zorunluluk işitme engelli ve sağırları teğet geçiyor. Mevcut sistemde işitme engelli ve sağırlar aktif istihdam edilemiyor. Herhangi bir işyerinde isdihdam edildiklerinde ise, maaşları ödeniyor sigortaları ödeniyor, şirkete gidiyorlar, ama hiçbir şey yapmıyorlar. Yani bir sorumluluk güdüsü geliştirilmiyor. Bu da kronik bir tembelleşmeye yol açıyor. Bizim amacımız, sosyal faydanın yanı sıra, işitme engelli ve sağırlarla birlikte üretebildiğimizi ortaya koymak. Öte yandan Türk İşaret Dili’ni artık çok fazla yerde görüyoruz ama, asıl önemli olan bu dili öğrenip, bu dille ilgili fikirler, projeler gerçekleştirmek isteyen genç bir kadronun olduğu. Bu işbirliği ile o gençlere fırsat sunmak istiyoruz. Diyalog kurmak ve birlikte üretmek istiyoruz. İş birliği ile destekleyeceğimiz 24 gencin işitme engelli ve sağırlarla birlikte proje üretebilecek duruma gelmesini ve onların sorunlarına yönelik çözüm üretecek projeleri hayata geçirmelerini destekleyeceğiz.”

Tüm yazılarını göster