İyimserlik ve kötümserlik

Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Eylül 2017 tarihinden bu yana tüm dünyada faizlerin artış trendine gireceğini ve enflasyonun en önemli tema olacağına dair görüşlerimizi paylaşıyoruz. İlk paylaştığımızda şaşırtıcı bulunan bu görüşler şu an genel olarak benimsenen görüşler haline geldi. O zaman yüzde 2 civarında olan ABD 10 yıllık bono faizleri şu sıralar yüzde 2,9’lara yükseldi. O sıralar bizde de on yıllık bono faizler şu an bulunduğu yerden yaklaşık 200 baz puan daha aşağıda, USD/TRY ise 3,40’lar civarındaydı.

İki hafta önce LIBOR’un artışına dikkat çekmiştik. Ayrıca “Interbank piyasalarındaki stres için bir gösterge kabul edebileceğimiz LIBOR ve Overnight Indexed Swap (OIS) arasındaki spreadin yüzde 0,4’ü geçerek 2016 Ekim’den beri en yüksek seviyesine yükselmesi, oldukça önemli” demiştik. Aradan geçen iki haftada ise hem LIBOR hem LIBOR-OIS spreadinin artmaya devam ettiğini gördük. İki hafta önce fonlama maliyetlerindeki artış hem dünyada hem de bizde pek dikkat dikkat çekmezken bugünlerde neredeyse herkesin dilinde.

USD/TRY iki hafta önce 3,80 civarındayken bugün 3,90 ların üstünde. Faizler için çok iyimser olan ve düşük kalmasını bekleyen konsensusun karamsar olduğunu düşünüyoruz. Bu konudaki fikrimizi birkaç haftadır aktarıyoruz. Örneğin ABD 10 yıllık bonolarında alınan kısa pozisyon sayısının da bizce aşırılıklara işaret ettiğini söyleyebiliriz. Benzer bir durumun TRY için de söz konusu olmaya başlamış olabileceğini düşünüyoruz. Orada da daha önce fonlama maliyetlerindeki artışın ve başka risklerin pek farkında olmayan konsensusun, bu konuları kısa vadede kötümser fiyatlamaya başlamış olabileceği fikrindeyiz.

Önümüzdeki haftalarda küresel ölçekte doların değer kazanabileceğini düşünüyoruz. Bu risk off (riskten kaçış) dönemi içinde uzun vadede en çok beğendiğimiz varlık sınıfı olan emtialar da gerileyebilir. Bu dönemin küresel faizlerin çok artmayacağı, hatta gerileyeceği bir dönem olabileceğini düşünüyoruz. Hem G3 bono faizlerinin artmadığı hem de emtia fiyatlarının gerilediği bir dönem Türkiye piyasaları açısından illaki kötü bir arka plan değil. Ancak bunların ülkemize etkisinin, aradaki Türkiye varlıkları spreadine bağlı olduğunu söyleyebiliriz.

Hayatta ve hayatın yansıması olan piyasalarda herkesin yaptığını yaparak veya çoğunluk görüşüne uyarak başarılı olmanın zor olduğu düşünüyoruz. Bu, her zaman çoğunluğun tersine hareket etmek gerekiyor demek değil. Ancak en azından fikir jimnastiği açısından çoğunluk görüşlerini sorgulamak, başarılı bir yatırımcı için işin olmazsa olmazlarından.

Öte yandan birçok şeyi deneme yanılma ile öğreniyoruz, belki de bu yüzden başkalarının bilgisine ve tecrübesine yeterince değer vermeyebiliyoruz. Bazı zamanlarda ise bilginin değerini ancak artık iş işten geçtikten sonra anlıyoruz. Bilgi teknolojisi ile tarihin akışının hızlandığı, dünyanın ekolojik, demografik, siyasi ve jeostratejik olarak belki de son bin yılın en önemli dönemine girdiğini düşünüyoruz. Bu dönemdeki risk ve fırsatları fark etmemenin telafisinin ise olmayacağına inanıyoruz.

Tüm yazılarını göster