Kanaat

Elindekine razı olma duru­muna kanaat deriz, peki olmayana ne deriz? Birçok sıfatı peş peşe sıralarız… Açgöz­lü deriz, doymamış deriz.

Didem DEMİRKENT Günlük info@dunyaeko.com

Elindekine razı olma duru­muna kanaat deriz, peki olmayana ne deriz? Birçok sıfatı peş peşe sıralarız… Açgöz­lü deriz, doymamış deriz. Allah’ın bize lütfettiği rızka kanaat etme­mek biraz inkara girer. Hırs güzel bir şeydir ama onu tadında, dozun­da tutmak gerek. İnsanın zenginli­ği kanaatten geçer. Aklını kullana­mazsa hırsı önüne geçer. O hırs ise insanı yer bitirir. Aklımızı ve me­ziyetlerimizi kullanarak hırsımıza gem vurabiliriz. Yoksa bizi sonsuz mutsuzluğa sürükleyen bir girda­bın içinde yuvarlanır dururuz.

Kanaat öyle bir meziyettir ki, kendinizi kaptırmanıza izin ver­mez. Her şeyin aşırısından sizi ko­rur ve kollar. Her şeyin sahibi ola­bilmek zordur. Sahibi olan da çok mutlu değildir. Bazen tek bir nefes almak bile bizi mutlu eder. O an’a kanaat edebilmek büyük zengin­liktir. Bu yaşadığımız yüzyıl bütün bunların az hatırlandığı bir zaman dilimi oldu. Hepimiz her şeyin da­ha güzelini daha yenisini, daha lüks olanını arıyoruz. Etrafımız­daki uyaranlar da bizi buna itiyor. Kayıtsız kalmak bizi zorluyor. Bi­zi devamlı dürten reklamlar, du­yumlar içimizdeki kanaat duygu­sunu eziyor. Elimizdekini unuttu­rup yeniye yöneltiyor. Bu herkes için geçerlidir. Bireyler için olduğu kadar, ülkeler dahi kanaat edip kıy­met bileceğine, geçmişi tazeleyip yeni yeni arayışlara giriyorlar.

Hayat hep yaz / hep kış değil­dir. İyi günde vardır, kötü gün de… Ağaçlar bazı yıllar meyve verir, ba­zı yıllar vermez. Ama biz ağacı o se­ne meyve vermedi diye kesmeyiz. Güneş bazen karlı günlerin ardın­dan çıkıp içimizi ısıtır, ama biz bu­lutlu günlerde de kanaat edip gü­neşi göreceğimiz günü bekleriz. Mehtaplı geceler ayın birkaç gü­nünde bize gülümser, ama biz sa­bırsızlıkla da olsa o güzelim gece­leri bekleriz.

“Aza kaanat etmeyen, çoğu hiç bulamaz” gibi bizim atasözleri­mizde sıkça bahsettiğimiz birçok deyişlerimizle bu fikrimizi savun­duğumuz doğrudur. Önce insan ol­mayı, öğrenmeliyiz, sonra da iyi in­san olma çabasına girmeliyiz. Bu tamamen bizim elimizdeki güçtür. Elimizden dizginleri kaydırırsak hem başkasını, ama en çok da ken­dimizi üzeriz. Geçici dünya ola­rak adlandırdığımız sınırlı ömrü­müzde kanaatkar olmalıyız. Kendi elimizdeki ile yetinmiyorsak da­ha iyisini yapmakla yükümlüyüz. Başkasından alarak, onu basamak yaparak yükselmek felakete kucak açmaktır!

Tüm yazılarını göster