Latinler ve Türkler

Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

25 yıl önce doktora sonrası araştırma için ABD’ye gittim. Bir süre ailemle birlikte bu ülke de yaşadım, ABD kayıtlı bir ülke olduğu için üniversitenin dışında da resmi kurumlarla muhatap oluyorsunuz. Kimi zaman memur pasaportuma bakmadan önce beni hep Hispanic, yani Latin Amerikalı sanıyordu. Çünkü onlar gibi esmerdim.

Belki bu fizyolojik özelliğimizin de etkisi ile, Latin Amerikalılar ile Türklerin kaderleri biribirine benzemekte. Siz de kısa bir araştırma yapsanız, halen bu benzerliklerimizi koruduğumuzu göreceksiniz. Geçmiş yılları da düşünerek bunların bazılarını sıralayalım:

-Hibrid (melez) demokrasi, darbeler, otoriter rejimler, kısa süreli demokratik yönetimler,
-Şeffaf olmayan devlet yöneticileri,
-İstikrarsız ekonomiler,
-Gelir dağılımı bozukluğu
-Suç oranlarının yüksekliği
-İnsan haklarının yok sayılması.

Bu liste uzatılabilir. Ama biz şimdiler de yine birliktelik gösterdiğimiz bir alana ekonomiye yönelelim. Latin Amerika ve Türkiye ekonomileri kriz eşiğinde, hatta krizdeler.

Brezilya ekonomisi sallanıyor, eski devlet başkanları yolsuzluk suçlaması ile hüküm giydi. Gelir dağılımı o kadar bozuk ki, ülkede sürekli gösteriler var. Arjantin, ulusal parası dolar karşısında yıl başından bu yana %18 değer kaybedince, tekrar IMF ile anlaşma arayışına girdi, çünkü 30 milyar dolara ihtiyacı var. Borçlarını ödeyememe noktasına gelmek üzere. Üstelik enflasyon oranı %28,5, bütçe açığının GSYH’ya oranı %7,1 düzeyine ulaştı.

Büyüme

Enflasyon

İşsizlik

Dış Denge

İç Denge

Faiz Oranı

Arjantin

3,6

28,5

9,1

-4,7

-5,3

8,2

Brezilya

1,2

4,4

12,7

-1

-7,1

9,1

Venezüella

-8,8

50.000

7,3

v.y

-15,5

8,2

Türkiye

7,4

15,4

9,6

-5,9

-2,8

17,8

“Türkiye ciddi bir kur ve borç ödeyememe durumu ile karşı karşıya”

Venezüella ise iflas noktasında. Tek ürüne, petrol üretimine dayalı ekonomisi, petrol fiyatlarındaki düşüş ve ABD ambargosu nedeni ile geçen yıl %8,8 daralırken, enflasyon oranı 2018’de %50.000’e dayandı, oranının yıl sonunda 1 milyona erişeceği söyleniyor. Söyleniyor diye yazıyorum, çünkü elimizde veri yok. Maduro iktidarının tutumu bu yapılanmanın tersine dönüşünü de engellemekte.

Türkiye ekonomisi halkımıza göre çok iyi durumda, varolan olumsuzluklar da dış güçlerin eseri. Uluslararası kuruluşlara göre ise ülkemiz ciddi bir kur ve borç ödeyememe durumu ile karşı karşıya. Ağustos ayına özellikle dikkat çekmekteler.

Halkımız elbette her şeyi çok iyi bilmektedir. Buna rağmen Türkiye’nin 2018 yılında belli başlı ülkeler arasında %36,9 ile döviz (dolar) cinsinde borsası en fazla değer kaybeden ikinci ülke olduğunu dikkat çekmek isteriz (ilk ülke %38,9 ile Arjantin’dir). Espri bir tarafa, Türkiye 2008’den bu yana biriktirdiği risklerin bedelini ödeme noktasında geldi. Bu ödemenin yumuşak bir şekilde olması anlamlı olurdu. Ancak ülkemizin tercihi bu yönde olmayacak gibi duruyor. Umarım yanılan ben olurum.


Tüm yazılarını göster