Tek hazine hesabı nedir? Belediyelerin lehine mi aleyhine mi?

Ahmet ARSLAN - Denetçi, CPA

Son günlerde genel bütçe dışındaki kamu idarelerinin (üniversiteler, belediyeler vb.) Tek Hazine Hesabı'na alınmasıyla ilgili bazı tartışmalar bulunmaktadır. Bu tartışmalar tek hazine hesabının ne olduğu, nasıl işlediği ve hangi kamu idarelerinin kapsadığı konusunun net bir şekilde irdelenmesini gerektirmektedir.

Tek Hazine Hesabı nedir, nasıl işler?

Tek Hazine Hesabı esasında Hazine birliği ilkesinden doğmuştur. Bu ilkeye göre Hazine kapsamında (genel bütçeli) kamu kurumlarının tüm gelirleri tek bir merkezi hesapta (havuz) toplanır ve giderler bu hesaptan ödenir. Böylece örneğin herhangi bir yerdeki milli eğitim müdürlüğü veya birimi kendine özel banka hesabı olmadığından ödemelerini Hazinenin Merkez Bankası'ndaki hesabından yapmaktadır. Bu işlem KEOS (Kamu Elektronik Ödeme Sistemi) üzerinden 325-Nakit talep ve Tahsisleri Hesabı kullanılarak merkezden nakit talep etmek suretiyle kısa süre içinde gerçekleşmektedir.

Bu uygulama uzun yıllardır genel bütçeli kamu idareleri için söz konusu iken 21.03.2018 tarih ve 7103 sayılı Kanun'la diğer kamu idarelerinin Tek Hazine Hesabı sistemine dahil edilmesi yönünde düzenlemeler yapılmıştır. Söz konusu kanunda Tek Hazine Hesabı; kamu idarelerinin malî kaynaklarının bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin karşılığı Hazine'den alacak kaydedilmek üzere toplandığı ve Hazine Müsteşarlığı (Hazine ve Maliye Bakanlığı) tarafından yönetilen hesap şeklinde tanımlanmıştır.

Tek Hazine Hesabı genel bütçe kapsamı dışındaki kamu idarelerinin gelir ve giderlerinin Hazine'ye mal edilmesi anlamına gelmemektedir. Bu idareler tahsilatlarını kendi bütçe gelir hesaplarına, ödemelerini de kendi bütçe gider hesaplarına kaydetmeye devam edeceklerdir. Tek Hazine Hesabı'na aktardıkları tutarları alacak hesabına, bu hesaptaki varlıklarından fazla olarak talep ettikleri tutarları borç hesabına kaydedeceklerdir. Tek Hazine Hesabı'yla ilgili alacak ve borçların izlenmesine olanak sağlamak amacıyla muhasebe yönetmeliklerindeki hesap planında 135-Tek Hazine Kurumlar Hesabı'ndan Alacaklar Hs. ile 335-Tek Hazine Kurumlar Hesabı'ndan Borçlar Hs. ihdas edilmiştir.

Öte yandan, kapsamdaki tüm kamu idareleri ancak ödenekleri mevcut olduğu takdirde harcama yapabileceklerdir. Ödemeler Merkez'den hak sahibinin hesabının bulunduğu banka (özel veya kamu) hesabına aktarılacaktır. Bu sistem kamu idarelerinin vergi, ücret ve diğer tahsilatlarını özel veya kamu bankaları aracılığıyla veya kredi kartlarıyla tahsil edilmesine engel değildir. Bu tahsilatlar ilgili mevzuatın öngördüğü süreler içinde Tek Hazine Hesabı'na aktarılacak ve böylece anlaşmalı bankanın hesabında bekletilmeyecektir.

Tek Hazine Hesabı sisteme dahil kamu idarelerinin kendilerine özgü mevduat veya yatırım hesapları açmalarını ve nakit varlıklarını bu bankalarda değerlendirilmesine izin vermemektedir. Sisteme dahil kurumlar banka hesaplarını kapatarak bu hesaplardaki paraları Merkez'e aktaracaklardır. Sistemin işleyişine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulamasına İlişkin Yönetmelik’te yapılmıştır.

Hangi idareler bu sisteme dahil?

Hangi idarelerin tek hazine hesabına dahil olduğu Tek Hazine Kurumlar Hesabı Kapsamına Alınacak Kamu İdareleri Ve Hesapların Belirlenmesi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile belirlenmiştir. Söz konusu kararda her ne kadar kamu bankaları, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ve Türkiye Varlık Fonu ile bunların finansman temini amacı ile kuracakları fon ve şirketler, mazbut vakıflar, özel kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile kefalet ve yardımlaşma sandıkları hariç olmak üzere genel bütçe kapsamındaki idareler, özel bütçeli idareler, sosyal güvenlik kuramları, özel kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşlar ile döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bu maddede sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birliklerini kapsam içinde sayılmışsa da Kararın 3. maddesinde sadece genel bütçeli idareler, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, sosyal güvenlik kuramları, İşsizlik Sigortası Fonu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu haricindeki fonlar ve bunların döner sermayelerinin kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan her türlü mali kaynaklarının tek hazine kurumlar hesabı kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir.

Dolayısıyla, belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşebbüsleri nakit mevcutlarını Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği hükümlerine göre kendi banka hesaplarında değerlendirmeye devam edeceklerdir. Diğer bir deyişle, söz konusu idareler şimdilik Tek Hazine Hesabı sisteminin dışında bulunmaktadır.

Sistemin avantajları ve dezavantajları

Sistemin en büyük avantajı Hazine’ye yönelik bulunmaktadır. Zira özellikle yaklaşık olarak 10 milyar TL tutarında nakit mevcuduna sahip özel bütçeli kamu idareleri ile yaklaşık 20 milyar TL nakit mevcuduna sahip mahalli idarelerin sisteme dahil olmasıyla Hazine ilk etapta toplam 30 milyar TL tutarında piyasadan borçlanma gereğinden kurtulacaktır.

Nakit kaynakların Merkez'de tek elde değerlendirilmesi özellikle daha önce kamu idareleri tarafından efektif şekilde değerlendir(e)meyen kaynakların efektif şekilde değerlendirilmesine ve nakit yönetiminin tek elden yapılmasına imkan sağlayacaktır.

Her ne kadar özellikle mahalli idareler ve KİT’lerin banka mevcutlarını Merkez'e aktarmaları nedeniyle faiz ve benzeri nemadan mahrum kalacakları zannedilebilirse de mali kaynakları Tek Hazine Kurumlar Hesabı uygulaması kapsamında değerlendirilen belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşebbüsleri ve söz konusu idarelerin bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birliklerinin Tek Hazine Kurumlar Hesabı'na alınan kaynaklarının değerlendirilmesi sonucu elde edilecek getiriler yukarıda zikredilen yönetmelikte açıklanan şekilde ilgili kamu idareleri ile paylaşılacaktır.

Bu sistem sayesinde, sisteme dahil olan kamu idarelerinin nakit yokluğu gerekçesiyle ödeme yapamaması gibi bir durum söz konusu değildir. Zira, sistemde (havuzda) her zaman nakit para mevcut olup en kötü senaryoda Hazine piyasadan borçlanarak kamu idarelerinin nakit ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Bu nedenle sistem nakit açığı bulunan kamu idarelerinin ödemelerinin kısa sürede yapılmasına imkan sağlaması açısından bu idarelerin lehinedir.
Bununla birlikte, sistem nakit fazlası bulunan kamu idarelerinin ise nakit fazlalarını değerlendirme konusundaki inisiyatifini kaldıracak ve bu idarelerin daha önce Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği hükümlerine göre nakit mevcutlarının değerlendirilmesinden elde ettikleri nemadan daha düşük tutarda nema elde etmelerine yol açacaktır.

Sonuç

Tek Hazine Hesabı kamu idarelerinin tüm nakit girişlerinin devlet adına Merkez Bankası'nda açılan tek bir (havuz) hesaba aktarılması ve nakit çıkışlarının da bu havuzdan yapılmasını ve böylece kamu idarelerinin kendilerine özgü banka (mevduat) hesaplarının bulunmaması şeklinde tanımlanabilir.

Genel olarak kamu sektörü (Hazine, devlet) açısından daha etkin nakit yönetimi ve daha düşük borçlanma maliyeti doğurması açısından olumlu olan bu sistemin devleti oluşturan her bir kamu idaresinin lehine mi aleyhine mi olduğuyla ilgili olarak tek hazine hesabının nakit açığı olan kurumların lehine ve fakat nakit fazlası bulunan kurumların aleyhine olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Tüm yazılarını göster