Yaparım-işletirim- devrederim, kamu-özel işbirliği (PPP)

Aslı GEDİK VERGİ PORTALI Asli.gedik@pwc.com

İstanbul’un Anadolu yakasında oturup, her gün iş için Avrupa yakasına geçerken köprüleri kullananlar; havalar ısındı deyip Milas-Bodrum Havaalanı’nı kendine mesken edinenler; önümüz bayram, arife günü yollar kalabalık olur deyip Gebze-Orhangazi Otoyolu ile Körfezi geçmeyi planlayanlar; hiç düşündünüz mü bu projeler nasıl yapılıyor, projeyi yapan şirketler finansal tablolarında bu işlemleri nasıl gösteriyor, diye?

Bir haftadır gripten mustarip olan ben, köprü, tünel, otoban kullanamadığım için Şehir Hastaneleri’ni düşündüm. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre şu an bitmiş olan ve halen devam eden 21 hastane projesi var. İstanbul Şehir Hastanesi’nin, nam-ı diğer Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi, 2020 ortalarına bitmesi planlandığına göre en iyisi evde yatmaya devam edeyim.

- Finansman modeli - PPP

“Tüm bu projelerin ortak özelliği nedir?” diye sorarsanız, Kamu- Özel İşbirliği (Public-Private Partnership) diye adlandırılan bu projelerde bir tarafın kamu-devlet, diğer tarafın da özel sektör olması ve altyapı projeleri için bir finansman modeli olmasıdır. Normalde devlet tarafından inşa edilip, işletilen ve devlet bütçesinden finanse edilen kamu hizmeti dediğimiz elektrik, su, karayolları, köprüler, hastaneler gibi altyapı projeleri, Kamu-Özel İşbirliği ( Public Private Partnership - PPP) Modeli ile inşası, rehabilite edilmesi, finansmanı ve işletilmesi özel sektöre devredilmiştir. İlk İngiltere’de uygulanan bu finansman modeli, Türkiye ‘de Yap- İşlet- Devret (Build-Operate- Transfer, BOT), Yap- İşlet (Build-Operate -BO), Yap- Kirala- Devret (Build- Lease -Transfer) ve Kullanım Hakları Devri (Transfer of Operating Rights - TOR) gibi modellerle karşımıza çıkmakta.

Bu projelerin ihalelerini gazetelerden, sosyal medyadan takip ediyorsunuzdur. Genellikle inşası 2-3 yıl süren, işletme süresinin de ortalama 25-30 yıl olduğu bu altyapı projelerinin kendileri de, finansmanı da devasa olunca, ihaleye giren tarafta genellikle bir konsorsiyum (şirketler birliği) ve bu konsorsiyum tarafından kurulmuş Özel Amaçlı İşletme (Special Purpose Vehicle) oluyor.

- İmtiyazlı hizmet anlaşmaları

Şöyle bir hayal edin, sizinle yeni köprü inşa ihalesine girmişiz, ihaleyi de kazanmışız. Orhan Veli’nin dediği gibi “…Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava;…”. Ben de ona “hayal” ekledim, o da bedava…

İhaleyi kazandık kazanmasına da şimdi ne yapacağız? İnşa ediyoruz diye köprüyü, hastaneyi, otobanı kendi şirketimizin finansal tablolarına mı koyacağız? Veya bu işleri yapan şirketler öyle mi yapıyor?

Bu anlaşmaların Şirket tarafından nasıl muhasebeleştirileceğini Türkiye Finansal Raporlama Standartları’nın bir parçası olan Yorum 12 (TFRS Yorum 12 - IFRIC 12)’de bulabiliriz.
Devlet- kamu, işletmecinin altyapı (köprü, havaalanı, hastane vb) ile hangi hizmetleri vermesi gerektiğini, bu hizmetleri kimin için vermesi gerektiğini ve hangi fiyat üzerinden vermesi gerektiğini denetliyor veya düzenliyorsa ve bu altyapıyı mülkiyet, intifa hakkı ya da başka bir vasıtayla kontrol ediyorsa, devlet-kamu ve özel sektör arasındaki anlaşma İmtiyazlı Hizmet Anlaşmasıdır ve TFRS 12 Yorum’a göre muhasebeleştirilir.

- Hak mı, devletten alacak mı, sabit kıymet mi?

Hatırlarsanız köprü ihalesini biz kazanmıştık. İki yılda yeni bir köprü inşa edeceğiz, 15 yıl işleteceğiz (gişe geçişleri vb.), düzenli bakımını yapacağız ve sözleşme sonunda da, Karayollarına devrini yapacağız.

Köprü inşası ve işletmesi, TFRS 15 Müşteri Sözleşmelerinden Hasılat Standardı kapsamında muhasebeleştirilerek gelir kaydedilirken, bu anlaşmadan doğan devletten alacağımız da bilançoda finansal varlık veya bir maddi olmayan duran varlık hakları olacaktır. Yani üzülerek söylüyorum ki inşa ettiğimiz köprüyü bilançomuza sabit kıymet olarak yazamıyoruz, Karam Türküsü gibi “Köprüler yaptırdım gelip geçmeye, çeşmeler yaptırdım suyun içmeye…” diyoruz.
İşletmenin, sözleşmeden doğan altyapı inşası veya iyileştirme gibi edim yükümlülüklerine karşılık koşulsuz nakit veya diğer bir finansal varlık alma hakkı varsa, “finansal varlık” modeli olarak; yerine getirdiği edim yükümlülüklerine karşılık altyapıyı kullananlara ücret tahsil etme hakkı (lisansı) elde ediyorsa, “maddi olmayan varlık” modeli olarak muhasebeleştirir. Bazen her iki modelin de bir arada olduğu sözleşmelerde mevcuttur.

Finansal varlık modelinde, inşa çalışması sırasında yerine getirdiğimiz edim yükümlülüklerinden doğan alacaklar kontrat varlığı olarak muhasebeleştirilir ve inşa çalışması tamamlandığında finansal varlık olarak sınıflandırılarak TFRS 9, Finansal Araçlar Standardı’na göre ölçülür.
Maddi olmayan varlık modelinde ise, bilançomuza kaydettiğimiz bu haklar, TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar Standardı’na göre amortismana tabi tutularak sözleşme süresi boyunca itfa edilir.

- Finansman Maliyetleri

İhaleyi kazandık kazanmasına da bu projeyi yapmak için parayı nereden bulacağız diye sormazlar mı? Parayı bulduk bulmasına da kredi maliyetlerini (kur farkı ve faiz gideri) nasıl muhasebeleştireceğiz diye bir telaş almaz mı insanı?

Eğer ki imtiyazlı hizmet sözleşmemiz, maddi olmayan varlık modeli ise, yani sözleşme bize kamu hizmeti kullanıcılarından ücret tahsil etme hakkı veriyorsa, kur farkları, faiz gibi borçlanma maliyetleri TMS 23 Borçlanma Maliyetleri Standardı kapsamında altyapı inşa sırasında aktifleştirebilecektir. Ancak imtiyazlı hizmet sözleşmemiz finansal varlık modeli ise, borçlanma maliyetleri gözünün yaşına bakmadan kar-zarar tablosunda giderleştirilecektir.

Hemen “bu haksızlık değil mi” diyeceksiniz ama unutmayın ki finansal varlık diye yazdığınız alacaklar sonraki dönemlerde itfa edilmiş maliyetinden ölçülüyorsa veya gerçeğe uygun değer değişimi diğer kapsamlı gelire yansıtılan olarak değerlendiriliyorsa, TFRS 9’a göre etkin faiz yöntemi kullanılarak hesaplanan faiz, kâr-zarar tablosuna kaydedilecektir. Eğer ki finansal varlığımızı bir diğer ölçüm yöntemi olan gerçeğe uygun değer değişimi kâr veya zarara yansıtılan olarak sınıfladıysa, gerçeğe uygun değer artış veya azalışları yine kar-zarar tablosunda muhasebeleşecektir.

Gördüğünüz gibi imtiyazlı hizmet anlaşmanın şartları, yazmış olduğumuz varlıkların ölçüm prensipleri, bizi finansal tablolarda farklı farklı yollara götürecektir. Bayram yolunuz açık olsun…

Tüm yazılarını göster