Yunanistan rekabetçilikte geride kalıyor, yabancı yatırımcılar için son şanslar

Berkol ALEVLİ balevli@gmail.com

İsviçre merkezli Yönetim Geliştirme Merkezi (IMD) her yıl açıkladığı “Dünya Rekabet Raporu” çalışmasını 2018 yılı için güncelledi. 63 ülkenin sıralandığı listede Amerika Birleşik Devletleri, Hong Kong ve Singapur ilk üç sırada yer alırken Türkiye 46’ıncı oldu. Karadeniz ülkelerinin bu alandaki performansı da iç açmadı: Rusya 45, Bulgaristan 48, Romanya 49, Yunanistan 57 ve Ukrayna 59’uncu sırada yer aldı. Ekonomide rekabetçilik faktörlerinin seçilmiş 63 ülke için analiz edildiği rapor yabancı yatırımcı için de yatırım ortamı kriterlerini içermesi bakımından büyük önem taşımaktadır.

2008 ile başlayan kriz sürecinden halen toparlanamayan Yunanistan’a ayrı bir alan açmak gerekmektedir. Rapora göre Yunanistan’dan 2018 ve 2019 yıllarında birçok alanda reform beklenmekte olup, vergi politikalarında izlenecek adımlar belki de bu yılın en önemli çalışması olacaktır. Ülkede yatırımcıya sunulan teşviklerin yetersiz olması ve finansmana erişimin kolay olmamasının altının çizildiği raporda Yunan hükümetinin yeni bir teşvik sistemine hazırlanması beklenmektedir. Kısaca belirtmek gerekirse, yatırım teşvikleri alanında Yunanistan 63 ülke arasından 61’inci sırada gelmektedir; yatırımcı gözünden ülkenin imajı da yine 61 ile sondan üçüncü sıradadır.

Ülkenin sorunları oldukça fazla, en önemlilerine değinelim. Yerel merciler net olarak belirtmese de uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan açıklamalara göre 2008-2016 yılları arasında Yunanistan’da yaklaşık 450.000 kişi ülkeyi terk etti, nüfusun yaklaşık %5’i oluyor bu rakam. Özellikle Birleşik Krallık ve Almanya’ya giden nüfusun ekonomiye maliyeti 50 milyar € olarak hesaplanıyor. Tahmin edilebileceği üzere, göçün büyük bir kısmını genç nüfus oluşturmaktadır. Kurumlar vergisi ve gelir vergisi alanlarında Yunanistan 63 ülke arasında son sırada yer almaktadır. 63 ülke içerisinde yüksek enflasyonlarla boğuşan Venezuela ve Moğolistan gibi ülkelerin de yer aldığını belirtmek gerekir.

Yunanistan’ın uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarına göre kredi notu 2011’de çöp seviyesindeydi, gelinen noktaya bakılırsa halen oldukça kötü seviyede olduğu söylenebilir. Güncel kredi notlarına göre Yunanistan Moody’s tarafından B3, Fitch tarafından B ve S&P tarafından B olarak notlandırılmış olup, verilen bu notlar yatırımcı için “yatırım yapılabilir” seviyesinin oldukça altında kalmaktadır. Kredi notu bakımından da ülke 60’ıncı sırada yer almaktadır.

Vergi oranlarına bakıldığında Avrupa’da birçok ülke son dönemde gelir vergisinde artışa giderken Yunanistan 2008-2016 döneminde Portekiz ile birlikte vergi oranlarını en çok artıran ülke konumundadır. Yeni vergilerden biri de turizm alanında uygulanan gecelik konaklama vergisi: 0,50 € ile 4 € arasında olan bu vergi tutarı otelin kalitesine göre değişmektedir. Ernst & Young tarafından hazırlanan rapora göre ülkedeki vergi kaçakçılığının yıllık 11 ile 16 milyar € olarak hesaplandığı belirtilmektedir ki bu rakam ülke ekonomisinin %6-9 aralığına tekabül etmektedir. Vergi politikasında ülke 63 ülke içerisinde 61’inci sırada yer almaktadır. Vergi kaçırma başlığında da sondan birincidir (62).

Rekabetçilik açısından ülkede her alan mı kötü? Elbette değil, kötü olanların yanı sıra özellikle çevre ve sağlık başlığında 34’üncü, eğitimde ise 37’inci sırada yer almaktadır. 2016’dan sonraki süreçte politik risklerin azaltılması, sermaye piyasalarındaki gelişmeler ve özel sektörde Ar-Ge harcamalarının artırılması pozitif gelişmeler olarak kaydedilmiştir. Yunanistan’ın en güçlü olduğu sektör olan turizmden elde ettiği gelirler 63 ülke arasından 7’inci sırada gelirken, start-up prosedürleri (13) ve yabancı dil becerisi (17) de ülkenin nispeten olumlu gelişmeleri olarak değerlendirilmektedir.

Çipras yönetimi artık yabancı yatırımcıya öncelik vermeli

Aleksis Çipras yönetimindeki Syriza’nın ilk önceliği “Troika” olarak adlandırılan Uluslararası Para Fonu (IMF), AB Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu‘na olan borçların tamamen sürdürülebilir hale gelerek en kısa sürede kapatılmasıdır. Ancak ülkenin önleyemediği dışa beyin göçü, rüşvet ve yolsuzluk, suç oranı gibi Avrupa Birliği standartlarını etkileyen koşulların değiştirilmesi için kritik adımların atılması sadece Yunan halkı tarafından değil, yatırım yapmayı hedefleyen şirketler tarafından da beklenmektedir.

Raporun çıktılarından biri olan yabancı yatırımcı gözünden ülke algısının da düşük olduğu göz önüne alındığında Yunanistan’da sadece sürdürülebilir borç anlayışı tek etken olmamalıdır, keza işsizliğin (özellikle genç işsiz oranı) düşürülmesi ve yeni yatırım teşviklerinin sunulması şu aşamada kaçınılmaz hale gelmektedir. Sunulan yatırım teşvikleri bölge ülkeleri ile kıyaslandığında zayıf kalmaktadır; bu alanda güçlü reformlar yapan Türkiye’de yatırım yapan yatırımcı vergi muafiyetleri ve çeşitli alanlarda sunulan indirimler ile yatırımındaki maliyetleri düşürebilirken, Yunanistan’da yüksek vergi oranları bile tek başına yatırımcıyı korkutmak için yeterli olabilmektedir.

2019’da Yunanistan’ı seçimler bekliyor. Seçim kampanyaları arasında yeni bir teşvik sistemi yer alır mı, açıkçası öngörmek şu an için zor. Ancak yabancı yatırımcı problemini çözemeyen ülkenin ekonomisinin iyileşmesini beklemek, Avrupa Birliği merkezli ve dış kaynaklı borçların uzun yıllar boyunca Yunanistan’a aktarılması ile eşdeğer olabilir. Yunan halkı iş bulamamaktan, yaşam kalitesinin her geçen gün daha da düşmesinden şikayetçi; bu açıdan tek çözüm önerisi kemer sıkma politikası olmamalıdır. Çipras artık elindeki “nokta atışı” şanslarını tüketiyor, yatırımlarda reform bekleyen yatırımcıya ulaşması için bu dönemler son şansları olabilir.

Tüm yazılarını göster