Beijing füzesinin hedefi Ankara

Ahmet COŞKUNAYDIN

Beijing, çoğumuzun Pekin diye bildiğimiz Çin Halk Cumhuriyeti'nin gerçek adı.Son 30 yıldan bu yana Çinlilerin büyük uğraşıları sonucu kent gerçek adıyla yani Pekin değil, Beijing olarak adlandırılıyor.

Ülkemizin Çin ile ilişkileri çok uzun yıllara dayanmıyor.1970'li yıllara kadar bu dev ülke ile resmi bir temasımız bile yoktu ve Türkiye, Çin'i resmen tanımamıştı.

Bir spor olayının ardından önce Amerika Birleşik Devletleri, Çin'i resmen tanıdı ve diplomatik ilişkileri kurdu.Ardından da Türkiye, Çin'i tanıdı.

Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk Çin Büyükelçisi ise daha sonra ABD'nin başkanı seçilecek olan, baba Bush diye tanığımız Bush idi.Bu durum da Çin'in Dünya kamuoyunda önemli mesafeler almasına etkili oldu.

İşte bu Çin yaptığı dev ekonomik atılımlar sonucu, Dünya'ya bir çok alanda kafa tutar ve rakip olur hale geldi.

Bu gelişmeye en çarpıcı örneği ise Çin'in ürettiği FD-2000 füzelerinin, Türkiye'ye getirilmesi ve ortak üretimle 3. ülkelere satılması oluşturdu.

Uluslararası bir ihalede Amerikalı, Fransız, İtalyan ve Ruslarla yarışan Çin, yarışı göğüsleyerek birinci olarak bitirdi.     

Bu yarışmada Çin'in verdiği fiyatın uygunluğunun da etkili olduğunu ve sonucu etkilediğini gözden uzak tutmamalıyız.

Çin yaklaşık 3 milyar dolar tutan ihaleyi aldı,yani Beijing Füzeleri, gözünü Ankara'ya dikti.

Bu gelişme daha ilk andan itibaren, Batı Dünyasının tepkisini de almakta gecikmedi.İlk olarak alınacak füzelerin NATO standartları dışında olmasının yaratacağı sıkıntılar dile getirildi.Ardından, Çinli firmanın Amerika Birleşik Devletleri'nin kara listesinde olduğu gündeme geldi.

Şimdi bu gelişmelerin ışığında, füzeler daha yola çıkmadan, sözleşmenin, bir bahane ile ya da baskı ile iptal edilip edilmeyeceği tartışılmaya başlandı.

Füzelerin kaderi, artık uluslararası tartışmalara bağlı demek de çok kötümserlik sayılmamalı. Bakalım 'Sarı' füzeler, Türkiye'de kendine rampa bulabilecek mi?... Yani Türk tarafı aldığı bu karara , gelecek baskılara göğüs gererek direnebilecek mi?.Yoksa, bir şekil de geri adım mı atacak?