Mobil alışverişle dolaşma devri kapanıyor mu?
Türkiye’nin her köşesi, mobil pazarlama için büyük potansiyel taşıyor.
Abone olTüketim toplumu alışverişi hayatın en vazgeçilmez faaliyetleri arasına koydu. Alışveriş bir dışavurum; sıkıntılardan uzaklaşmak veya güzel haberleri kutlamak için yapılan bir etkinlik haline geldi. Kapitalist düzenin merkezi olarak görülen Amerika’da alışveriş tüm ailenin birarada zaman geçirme şekillerinden biri. Kazanılan para gerekli gereksiz şeyler almak için bir araçtan ibadet. Bu durum hızla küreselleşme rüzgarlarıyla tüm dünyaya yayıldı. Sadece sahip olma isteği değil, alışveriş etme süreci de bizlere keyif vermekte. Mağaza mağaza dolaşmak farklı kıyafetler giymek çıkarmak, istediğiniz özellikleri farklı markalarda karşılaştırmak hoşumuza gitmekte. Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım daha çok elbisemiz, ayakkabımız, pantolonumuz olsun istiyoruz, bunun yanında yeni teknolojileri kullanmak, en yeni model cep telefonu ile telefon etmek, mesaj atmak veya internete girmek, Bağdat Caddesi’ni en yeni model arabayla turlamak veya son model dizüstüyle Starbucks’ta internete girmek istiyoruz.
Peki, tüketiciler ne düşüyor? Mobil internet alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirebilecek mi? Dünyanın web bazlı aynı zamanda mobil alışveriş devi E-Bay değişeceğini hatta daha da ileri giderek değiştiğini iddaa ediyor.
Mobilde pazar lideri eBay
İş yaşamları toplantıdan toplantıya koşturarak şehirden şehre seyahat ederek geçen profesyoneller ihtiyaçlarını karşılamak için alışveriş etmeye fırsat bulamıyorlar. iPhone ve diğer telefonlarda bulunan eBay uygulamasıyla hem ihtiyaçlara hem de mücevher, sanat eseri ve antika gibi lüks alımlara olanak veriyor.
Tüketicilerin gözüyle mobil alışveriş
KPMG’nin yürüttüğü yeni bir küresel araştırmaya göre, gizlilik ve bilgi güvenliği konusundaki çekincelere rağmen, bankacılık işlemleri ve gündelik alışverişlerde mobil internet kullanımı sıklıkla tercih edilmekte. 18 ay öncesine kıyasla mobil cihazlar üzerinden bankacılık %19’dan %46’ya, ürün ve servis satın almada ise %10’dan %28’e yükselmiş. Bu hızlı büyümenin en önemli sebebi Çin ve Hindistan gibi hızla gelişen ekonomilerin mobil teknolojilerini kullanmaya başlamaları. Çin’den ankete katılanların %77’si bankacılık için, %44’ü perakende alışveriş için mobil internetten yararlandıklarını söylüyor. Hindistan’da ise, %38 alışverişte, %43 finansal işlemler için mobil internet kullanmakta. Güney Afrika ise mobil alanlara oldukça yabancı. Katılımcıların %90’ı hiçbir bankacılık hizmetini mobil platformdan almamış. Sadece %4’ü mobil telefonundan internete girip alışveriş etmiş.
KPMG araştırmasının bir diğer ilginç yanı internet üzerinden erişim için para ödemekten kaçınmayacak grupların hızla artması. Katılımcıların %56’sı video ve %53’ü ise müziğe internet üzerinden erişim hakkı için para ödemekte. Özellikle 16-24 yaş grubu müziğe internet üzerinden para ödemeye alışık. Internette para harcamaya veya finansal işlemlere oldukça uzak duran Güney Afrikalı katılımcılar bile müzik, video ve oyunlara para vermeye pozitif yaklaşmakta.
Tüketiciler web bazlı reklamları kabullenmeye hazır ancak reklamlara yaklaşımları internete bilgisayardan ve akıllı telefonlardan bağlanmalarına göre farklılık göstermekte. Katılımcıların %56’sı bilgisayarlarından reklam almaya alışık olmalarına karşın, sadece %42’si mobil cihazlarında reklama tolerans göstermekte.
Katılımcılar gizlilik ve güvenlik konusunda birçok çekinceye sahip olmakla beraber, kendi ilgi ve faaliyet alanlarına göre gerçekten ilgilendikleri ürün ve servislerle ilgili reklamları görmek istiyorlar. Bunun için de, nelerden hoşlandıklarını, hangi alanlarda çalıştıklarını, hobilerini, seyahat tercihlerini paylaşmaktan çekinmiyorlar. Çalışmaya katılanların %58’i internet kullanımları ve kişisel profil bilgilerinin takip edilmesine sıcak bakıyor. Macarların %80’i, Brezilyalıların %72’si, Hintlilerin ve Rusların %65’i internet kullanımlarının takip edilmesinden rahatsızlık duymuyor hatta bu durumu destekliyor. Tabii internette takip edilmek ilk bakışta kişilerin güvenlik konusundaki tereddütleriyle zıt düşmekte. Ancak, kullanıcıların aklında net bir ayrım var: Kişisel bilgilerin kontrolsüz kullanımıyla düzgün regüle edilen bilgilerin kullanımı arasında büyük fark var.
Mobil alışverişin yükselen bir trend göstereceğinin sinyali Google gibi büyük şirketlerin mobil pazarlama firmalarına gösterdikleri ilgide saklı. Geçtiğimiz günlerde Google mobil reklam servisi sağlayan AdMob’u satın aldı. 2010 yılında gerçekleşen alımlarıyla Google 22 şirkete 1.1 milyar dolar karşılığında sahip oldu. Son alımı AdMob'u 750 milyon doların altında bir fiyata bünyesine kattı.
Peki ya Türkiye?
Milliyet’in 21 Temmuz tarihli haberine göre, Ipsos KMG’nin pazar araştırmasına göre, Türkiye’de yaklaşık 4,2 milyon kişinin farklı sıklıklarla da olsa internet üzerinden alışveriş yapmakta. En çok uçak bileti ve otel rezervasyonu yapılmakta. Sanal kart kullanım oranı yüzde 6,9, mobil ödeme ise online alışverişçilerin sadece yüzde 1’inin kullandığı bir ödeme biçimi.
Geçen hafta Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv’in Diyarbakır-Paris arasında ses getiren testi mobil teknolojilerin Türkiye’deki yatırımının tam gaz devam ettiğinin en sağlam delili. Test bizlere dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden Fransa’nın başkenti Paris’in Diyarbakır’ın 3G alanında oldukça gerisinde olduğunu kanıtladı. Diyarbakır’da veri transferi hızı saniyede 13.9 megabite. Paris’te ise, en hızlı operatör ün sağladığı hız 4 megabite’i aşmıyor. Bu veriler, Türkiye’nin her köşesinin mobil pazarlama için büyük potansiyel taşıdığını göstermekte.