Aile şirketlerinde kurumsallaşmanın önemi

Aile şirketleri denildiğinde aklımıza ilk gelen aynı aileye dahil bireylerden birisi tarafından kurulan şirkete zaman içinde diğer aile bireylerinin katıldığı şirketlerdir.

Dr. Ali Tolga ERENDAÇ info@dunyaeko.com

Aile şirketleri denildiğinde aklımıza ilk gelen aynı aileye dahil bireylerden birisi tarafından kurulan şirkete zaman içinde diğer aile bireylerinin katıldığı şirketlerdir. Ancak bu kavram içinde sadece aile üyelerini değil, bir kaç arkadaşın bir araya gelip kurduğu ve bu kişiler tarafından yönetilen şirketleri de değerlendirmek gerekir.

Dünyada şirketlerin yüzde 75’nin, Avrupa’da yüzde 50’sinin ve ülkemizde yüzde 95’nin aile şirketi özelliği gösterdiği görülmektedir. Aile şirketinin temel özelliği şirketin bizzat aile bireyleri veya kurucu ortakları tarafından yürütülüyor olmasıdır ve şirket ömrünün 20-30 yılı geçememesidir. Bu şirketlerin sadece yüzde 30’u ikinci nesile, yüzde 12’si üçüncü nesile ve yüzde 4’ü de dördüncü nesile aktarılabilmektedir. Bu nedenle aile şirketlerin sürdürülebilirliği bakımından şirketin nasıl yönetilmesi gerektiği büyük önem taşımaktadır. Şirketin kurumsal yönetimi, kurumsallaşması veya profesyonelleşmesi gibi kavramlar bu sebeple karşımıza çıkmaktadır.

Şirketlerde “yönetim” terimi, şirket kararlarının alınması (üst yönetim) ve şirket işlerinin yürütülmesi (icraî yönetim) faaliyeti ifade eder. “Kurumsal yönetim” terimi, şirket yönetiminin kurumsal ilke ve kurallar kapsamında yapılması anlamına gelir. “Kurumsallaşma” şirketin kurumsal şekilde yönetilmesini zorunlu kılan alt yapı ve organizasyonun kurulması, başka bir deyişle kurumsal yönetim yapısının kurulmuş olma halini ifade eder. Şirketin “profesyonelleşmesi” şirket işlerinin yürütülmesi (icrai yönetim) faaliyetinin şirket ortakları ya da aile bireyleri dışındaki profesyonel kişilerce yerine getirilmesidir.

Ciroların artışı profesyonelleşmeyi getiriyor

Şirketin ilk aşamalarında tüm işlerine ilişkin kararların bizzat ortaklar tarafından alındığı ve yürütüldüğü görülür. Başta bu şekilde olması doğaldır. Bu aşamada ortakların kişisel değerleri ile şirketlerin değerleri neredeyse aynıdır. Müşteri portföyünün büyümesi ve cirolarının artması üzerine, ürün gamına yenileri eklenir ve yeni personel alımlarıyla çalışan sayıları artar. Bunu şirket yönetiminin profesyonel yöneticilere devri izler.

Şirket ortaklarının kendi aralarında ve profesyonel yöneticilerle yaşamakta olduğu sorunlara kalıcı çözümler üretmek isteyen şirketlerde kurumsal yönetimin sağlanması zorunluluğu doğar. Kurumsal yönetiminin sağlanması, şirketin kurumsal yönetiminin mümkün olduğu olgunlaşmış bir seviyeye gelmesine bağlıdır. Şirketin bu olgunluğa ulaştırılması için yapılanlara kurumsallaşma denir.

Aile şirketlerinin kurumsallaşmasının önemli aşamalarından birisi “aile anayasası” hazırlanmasıdır. Aile anayasası şirketin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla gündeme gelir. Ortaklar arasındaki ilişkiler, ortakların profesyonel yönetim ile ilişkileri, ortakların mali hakları, ortakların şirketleri etkileyecek şahsi tasarruflarına ilişkin ilkeler, ortaklık konseyi çalışması esasları belirlenir. Şirketlerdeki pay dağılımı kompozisyonu değişiklikleri, şirket paylarını üçüncü kişilere devri, diğer tarafların ön alım haklarına ilişkin konulardaki uygulanacak kurallar aile anayasalarında ele alınan konulardır.

Yetki ve sorumlulukların belirlenmeli

Kurumsallaşma için atılması gerek bir diğer adım, şirket yönetim organ ve fonksiyonların oluşturulması ve şirket içi kurallar (iç yönerge, politika ve prosedürler) hazırlanarak yetki ve sorumlulukların belirlenmesidir. Şirket yönetim kurulunun verimli çalışması, toplantı gündemi, önerge, karar vs. standartları oluşturulması ile sağlanabilir. Satış, pazarlama, operasyon gibi şirketin ticari faaliyeti ile ilgili fonksiyonları dışında destek fonksiyonların (insan kaynakları, finans, hukuk, uyum, risk yönetimi, iç kontrol, iç denetim, bilgi teknolojileri vd.) kurulması gerekir. Bu fonksiyonlar için yetkin personel istihdamı şirketler için çok maliyetli olabileceğinden genelden fonksiyonların hiç kurulmaması yoluna gidilerek, ciddi riskler alınmaktadır. Oysa bu fonksiyonların dışarından hizmet alımı şeklinde temini de mümkündür ve kurumsallaşmak için kaçınılmazdır.

Sonuçta kurumsallaşma tamamlandıktan sonra şirketin kurulan yapıya uygun olarak kurumsal yönetiminin sağlanması mümkün hale gelir. Yönetim kurulu üyelerine toplantıdan önce gündem ve önergeler gönderilerek üyelerin toplantılara hazırlıklı gelmesi ve verimli toplantılar yapılmasını sağlar. Kısa, orta ve uzun vadede şirkette karar alma süreçleri hızlanır, kaynakların verimli kullanılması sağlanır. Kurumsal bir yapı içinde çalışıyor olmak personel sirkülasyonu azaltır. Tüm bunlar şirketin büyümesine katkı sağlar. Sağlıklı işleyen sistemler ortakların yeni alanlara yatırım yapmasına cesaret verir. Şirkete dışarıdan yatırımcı bulmak mümkün hale gelir. Böylece, şirket ortakları, çalışanları, müşterileri, aileleri ve ülkenin refahına katkı sağlayan bir ortam yaratılmış olur.

Tüm yazılarını göster