Anneler gücü…

Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI levent.akbay@dunya.com

Tavuk gurk olduğunda (kuluçka­ya yattığında) bazen bir neden­le yumurta sayısı yeterli olmaz. Tavuk anne olmaya karar vermiş ol­sa da yılda bir kez doğan bu fırsatı de­ğerlendirmek, çocuk sayısını artırmak için altına yumurta eklenir. Hatta do­ğumdan sonra civciv eklemek de müm­kündür. Bunun mutlaka gece yapılması gerekir. Yoksa anne tavuk bu misafir­ler; civciv olsun, yumurta olsun kabul etmez. İşlem usulüne uygun yapıldık­tan sonra anne tavuk öncekini de son­radan geleni de ayırt etmez, hepsine bakar, hepsini ısıtır. Yumurtalar kırıl­dıktan sonra besler, soğuktan ve tehli­keden korur.

Bazen gerçek yavruların hangileri olduğunu bilirsin. Onlar da kendileri­ni gösterir zaten. Anneyle ilişkileri da­ha farklıdır; daha şımarık, daha oyun­cu, daha kıskanç, daha kaprisli. Diğer­leri yemekle meşgulken o anneyi yorar da durur. Anne açısından herhangi bir değişiklik yoktur. Hava karardığında bir köşeye çekilir, kanatlarını açar, tüm yavruları sarar, sarmalar, korur.

***

Kibele, Anadolu’da bilinen en eski ‘ana tanrıça’ olarak kabul ediliyor. Geç­mişi 8-10 bin sene öncesine kadar uza­nıyor. Analığı, üremeyi, dişiliği, haya­tın sürmesini ve bereketi simgeliyor. Ülkemizde birçok müzede küçük-bü­yük Kibele heykeli var. Hatta dağlara taşlara kazınmış olanı da var. Sivrihi­sar yakınlarındaki Pessinus’taki Kibe­le’yi temsil eden ‘karataş’ın (kimilerin­ce göktaşı olarak kabul edilmesine kar­şın) Friglerde bereketin, çoğalmanın simgesi olduğu da anlatılır. Bu nedenle Kartaca’yı savaşlarda yenemeyen Ro­malılar, başarı için kahinlerin isteğiyle bu taşı Roma’ya götürürler.

Anatolia antik Yunancada yükseliş, doğuş, kalkış anlamına geliyor. Son­raları Selçuklularla birlikte Anadolu olarak Türkçeleştiriliyor. Yaşadığımız coğrafyanın ismi bile Anadolu ise daha denir ki!..

***

Ancak şiddet görerek hayatını kay­beden kadınların bilgilerinin yer aldı­ğı ‘dijital anıt’ sitesinde dün itibariy­le 2023 için ‘94’ sayısı yer alıyordu. 2023’te hayatını kaybeden çoğu anne 94 kadının sonuncusu Zeynep Başa­ran’dı. Aynı kaynağa göre 2022’de 397, 2021’de 427, 2020’de 417 kadın hayatı­nı kaybetmiş.

Ana tanrıçalıktan, insanlığa inen yol­da, bu hak kaybı değil adeta kırım. Bu yüzden kadınlar, kömür madenlerinin sinsi gazı ‘grizu’nun tespiti için ka­fes içinde madene indirilen kanaryaya benzetiliyorlar. İnsanların hissedeme­diği zehirleyici-patlayıcı gaz, önce on­ları etkiliyor ama kafes kapalı kaçamı­yorlar…

2023’te hayatını kaybeden 93. Kadın Emine Ercandoğdu. Bir partinin İstan­bul teşkilatının yöneticileri arasında yer alıyordu. O da bir anneydi. Çeşitli nedenlerle devasa acıların yaşandığı ül­kemizde sessiz sedasız o da gitti ve bitti.

***

Seçim önemli, ekonomisi ve diğerleri ile çözüm bekleyen sorunlar var. Ancak hiç olmazsa bu yazının yazıldığı ‘Anne­ler Günü’nde, bu ‘kader’in masaya ya­tırılması gerekmez mi? Seçim de zaten her bir insanın yaşam kalitesinin artı­rılması için yapılmıyor mu? Taahhütler insan memnuniyeti üzerine kurulmu­yor mu? Kim kaybeder bilmiyorum ama kadınlar, anneler kazanmalı. Hiç olmaz­sa kaybetmemeli. Çünkü ortak paydası çocuk olan anneler daha kolay anlaşır, ayırt etmez. Anneler sarar, sarmalar, korur. Bu yüzden yaşımız kaç olursa ol­sun, her sıkıştığımızda ‘anam’, ‘anam’ deriz. Anneler Günü’nüz kutlu olsun.

Tüm yazılarını göster