'Güçlü Türkiye' hikayesini hep birlikte anlatmalıyız

Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Mehmet Göçmen… Sabancı Holding CEO’su…

2019 yaklaşırken, bir grup ekonomi gazetecisi birlikte sohbet ettik.

Herkesin, ‘ne durumdayız, nereye gidiyoruz’ diye birbirine sorduğu bir ortamda Sabancı Holding gidişatı nasıl değerlendiriyor, neler yapacak önemli…

Önce ekonomide yaşanan sıkıntıları sorduk. Dünyaya değinip sözü Türkiye’ye getirdi:

“Dünyadaki mevcut konjonktür, Türkiye’nin kaynak maliyetini yükseltiyor. İçeride sıkça yaşanan seçim gündemi, ekonomiyi de etkiliyor. Büyümede dengeli bir seyir sağlanamıyor…”

Yine de 2019’a olumlu baktığını kaydetti: “Türkiye’de krizi nasıl yöneteceğimizi biliyoruz. Özellikle kamu ne yapacağını iyi biliyor. Bu konudaki kasları güçlü. Ancak bu kez ilk defa özel sektörün krizi nasıl yöneteceği önemli. Çünkü sorunların ağırlığı özel kesimde. Şimdi kamu ve özel sektörün birlikte yeni bir hikaye yazması ve büyümenin yeniden ivme kazanması için adım atması gerekiyor.“

                                                                                      ★ ★ ★

Sonra devam etti:

“Sistem arıza verebilir. Bu her yerde mümkün. Önemli olan düzeltme mekanizması… Buzdolabının regülatörü gibi… Kontrol ve düzeltme mekanizması varsa, pazar mekanizması doğru işliyorsa korkmayın. Ama biz genelde depremle yeniden dengeleniyoruz. İşlerin iyi gittiğini farz ederek kötü işlere devam ediyoruz. O zaman da ancak depremle yeniden dengeleniyoruz.”

Bankaların para bulmaktaki sıkıntıları, tahsilat sorunları, tedarik zincirlerinin yaşadığı kaynak sıkıntısı… Hepsi birbirini etkiliyor. Ama belki de en korkutucusu yatırımlardaki durgunluk…

Göçmen bu konuya gelecek açısından farklı bir boyutta dikkat çekti: “Türkiye, önümüzdeki dönemde teknolojisi yüksek, katma değerli ürüne dönük yatırıma odaklanmak durumunda. Öte yandan, bu yatırımlar fazla istihdam yaratamıyor. Yeni denge inşaatta olmayacaksa – ki, inşaatın önü eskisi kadar açılamayacak görünüyor, o zaman katma değerli ürünlerle istihdam arasında bir dengenin sağlanması esas. İstihdamın hangi sektörlerden sağlanacağını da düşünmek gerekiyor.

Peki o zaman hangi sektörler öne çıkabilir? Dört ana alan sıraladı Göçmen: “Tarım, turizm, sanayi ve yurtdışı müteahhitlik…”

Sonra tarımla ilgili bir noktayı vurguladı: “Türkiye, yüzde 82-83’ü şehirlerde yaşayan bir nüfusu kaldıramıyor. Tarımı tersine göç ve istihdam yaratacak yönde şekillendirmek lazım. Bunun için yeni politikalara ihtiyaç var.”

                                                                                      ★ ★ ★

Peki ya Sabancı Grubu’nun yatırım yaklaşımı ne olacak? Malum yatırımlar genel olarak pek iyi gitmiyor. Ciddi zayıflama var. Yatırıma devam mı, yoksa bir süre beklemeyi mi seçecekler?

“Yatırım yapmak dün doğru ise, bugün dünden daha doğru” dedi Göçmen, “Yatırımlar aralıksız sürmeli.” Sonra ekledi: “Bir yatırım kararı sadece bir yatırımcının kararı değildir. Bir iklim kararıdır.”

Yabancıların bakışına da değindi: “Önce Türkiye’ye yatırım yapılır mı onun kararı verilir. Sonra, sektöre filan bakılır.

Yabancı yatırımcı uzun vadeli güven arıyor. Hepsi, “Regülasyonlar gayet iyi ama ya değişirse” diyor.

Peki, yatırımların artması için ne yapmak lazım?

“Yeni bir Türkiye hikayesi anlatıyor olmamız lazım” dedi ve Sabancı Grubu’nun 13 şirketinin halka açık olduğunu hatırlattı:

“Halka açık şirketlerimizin hisseleri, Borsa İstanbul’un yüzde 10’unu oluşturuyor. Hisselerin 3’te 2’sinden fazlası da yabancıların elinde…”

Akbank’ın sektördeki gücüne dikkat çekip, “Sendikasyon sırasında Akbank için herkes uğraştı. Görev alındı. Böyle de olması lazım.” Bu örnekten çıkıp şu mesajı verdi:

Dünyada ulaşamayacağımız finansal çevre yok. Nitekim, Enerjisa’da çok başarılı bir halka arz yaptık. EnerjiSa gibi örnekleri çoğaltıp yeni bir Türkiye hikayesi yazalım. Türkiye’yi herkes dikkate alıyor. Ve Türkiye’nin bu potansiyelini kimse elinden alamaz. Şimdi görev hepimize düşüyor. Türkiye yeni bir yola girecekse bu yol uzun vadeli planla olmalı. Güveni oluşturmak, kamu-özel hepimizin görevi… Örneğin ben Türkiye’de geçirdiğim gün kadar, yurtdışında bu hikayeyi anlatmak için yurtdışında olmam gerektiğini düşünüyorum.

Şöyle tamamladı sözlerini:

“Bütün mal varlığımız Türkiye’de... İşimizin yüzde 80’i regüle sektörlerde. Türkiye’ye bu kadar güvenmesek böyle olur muydu?”

“Sanayi ile enerjinin arasında her alana bakıyoruz” 

Göçmen’e yeni dönemde yeni alanlara girip girmeyeceklerini sorduk. Şöyle yanıtladı: “Yeni sektörlere de girebiliriz mevcut işlerimizle bağlantılı. Robot, robota bağlı savunma sanayiine bağlı işler örneğin. Sanayi ile enerjinin arasına girebilecek her alana bakıyoruz. E-şarjlar dahil, geleceğe bakan bir portföy oluşturmayı hedefledik.”

"Bazılarını sopayla kovalamak lazım"

Göçmen, planlı işler yapılmasının Türkiye’nin verimliliğini artıracağını söylüyor. “Yandık, bittik, kül olduk” demek yerine fırsatları kaçırmamaya odaklanmalı Türkiye… Çarpıcı noktalara değindi:

“Belediyeler bu planlı işlere daha yatkın. Örneğin yeni havalimanının bütün otobüslerinin elektrikli olmasını beklerim. 300 km menzil rahatça yapıyor bu otobüsler. Ama geç kaldık..”

“Her alanda iyileştirmeler çok önemli bu dönemde. Örneğin, bizim bir dolarla yarattığımız milli gelir içindeki enerjinin payı en az yüzde 30 düzeyinde. Ona rağmen havaya savuruyoruz. Kaloriferi cam altına koyuyorlar. Bütün enerji dışarıya gidiyor. O kaloriferi cam altına sığdırmak için de o duvarı tek tuğla örüyor. Oradan da kayıp veriyor. Neden? ‘Efendim koltuk salona sığmıyor o zaman…’ Valla bazılarını sopayla kovalamak lazım…”

"Milyonlarca yeni konut yapıldı. Hiçbiri kendi elektriğini üretecek şekilde kurgulanmadı."  Ben arkadaşlarıma da da yapacakları teklifleri yarar sağlayacak şekilde götürmelerini istiyorum. 100 liralık enerji kullanan bir müşterimiz varsa, teklif kilovat saat başına şu fiyatı vermek değil, o 100 liralık faturaya 80 liraya düşürecek teklifle gitmek. Değerli olan bu.“

Cumhurbaşkanı’nın "Neden ABD’de şirket aldınız" sorusuna yanıt

Kordsa, bu yıl ABD’de 3 şirketi tesisleriyle birlikte satın aldı. Göçmen, bu konuyla ilgili bir anekdot paylaştı: “Sayın Cumhurbaşkanı bir görüşme sırasında bize, “Neden ABD’de şirket satın aldınız?” diye sordu. Şöyle açıkladık:

“ABD’de aldığımız şirketler Boeing’e kompozit parça üretebiliyor. Üretimleri Boeing’ten onaylı. Biz Gebze’deki Kordsa Mükemmelliyet Merkezi’nde benzeri üretimleri yapabiliyoruz. Ancak onay almak 7-8 yıl sürüyor. ABD’deki şirket ve tesisleri satın alarak zaman da kazanmış olduk.” Sonra Kaliforniya’da aldıkları şirketin F-35’e iş yapma onayının bulunduğunu da vurguladı: “Böylece, biz Türk şirketi olarak ABD savunma sanayinin içine girmiş olduk. O şirketi satın almamız sırasındaki onaylar bile bir yıla yakın sürdü.”

EnerjiSa’da halka arz sırası şimdi üretim kısmında

Mehmet Göçmen, son dönemlerde yaşanan sıkıntılardan etkilenen işlerinin olduğunu da belirtti. Şu bilgileri paylaştı: “Yine de iç-dış pazar dengesini sağlıyoruz. Örneğin enerjide yılda 1 milyar dolar operasyonel kâr yaratıyoruz. EnerjiSa Enerji’yi başarılı şekilde halka açtık. Enerjide üretim tarafını da 2020-2021’de halka açmayı hedefliyoruz. Grubun enerji sektörü portföyü gayet iyi. Özelleştirmeden alım yaparken TL borçlandık. Çünkü, elektrik dağıtım gelirleri TL ile... Borç yönetilebilir hale geldi.” Göçmen, Tufanbeyli’deki yerli kömüre dayalı santrala dikkat çekti: “Orada 1170 kalorili yerli kömürle yüzde 92 verimliliğe ulaştık. Bu, kullandığımız teknoloji sayesinde oldu.”

Tüm yazılarını göster