İstanbul senin Almanya bizim

Kemalettin BULAMACI Ters Köşe kemalettin.bulamaci@dunya.com

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiği­miz yıl hizmete sunduğu “İstanbul Senin” uygulamasını İstanbulluların pek çoğu bi­liyordur. Tüm belediyecilik hizmetlerine tek merkezden ulaşmayı sağlayan süper bir uygu­lama. Son dönemde moda olan, tek bir uygula­ma üzerinden çeşitli hizmetlere erişilebilme­sini sağlayan bu Süper App veya Süper Uygula­ma furyası, çeşitli şirketlerin olduğu kadar tüm dünyada belediyelerin de gündemine girdi.

Ulaşımdan sosyal hizmetleri, duyurulardan akıllı şehircilik hizmetlerine tek noktadan eri­şebildiğiniz bir platform.

Bu uygulama çevresinde bir ekosistem geliş­tirmek, girişimcilerin bu platform üzerinden çeşitli hizmet sunmasına ilişkin ilave program­lar da gündemde.

Sanırım, bu konuyla ilgili olarak İBB yakın ta­rihte ekosisteme ilişkin çeşitli duyurular da ya­pacak.

İstanbul Senin uygulamasının altyapısını sağlayan ise Almanya merkezli, Türk girişimci İsmet Koyun’un kurduğu, KOBİL. İstanbul pro­jesini, Türkiye’deki iştirakleri Platform İstan­bul üzerinden yürütüyorlar.

İsmet Koyun’u yaklaşık 20 yıldır tanırım. 70’li yılların siyasi ikliminin neticesinde Al­manya’ya yerleşmek zorunda kalmış, vatanı ile bağını hiç kopartmamış bir isim.

1986 yılında kurduğu KOBİL, bugün dünya­nın dört bir yanında 400’den fazla personeli ile ağırlıklı olarak dijital kimlik çözümleri sunu­yor. Akıllı telefon furyası başlamadan önce, di­jital kimlik yönetimi, finans uygulamaları için tek kullanımlık şifre gibi güvenlik temelli uygu­lamalar üzerine çalışıyorlardı.

Hatta, KOBİL’in geliştirdiği Midentity isimli ürün, uluslararası bir konferansta, Bill Gates ta­rafından geleceğin dijital kimlik çözümü olarak yenilikçi bir ürün olarak tanıtılmıştı.

Teknolojik gelişimler konusunda çeşitli fır­satları ıskalayan Almanya, Merkel döneminde, bilişim alanında kendisine yer edinmek için yö­nünü dijital güvenliğe çevirmişti. “Yerli ve mil­li” KOBIL de Almanya’nın bu stratejisi çerçeve­sinde önemli bir yere sahipti.

İsmet Koyun ve şirketleri temel olarak odağı­nı kaybetmiş değil. Dijital kimliğini bir kez doğ­ruladığın, güvenli bir şekilde tüm belediyecilik hizmetlerine erişebildiğin ve katkı sunabildi­ğin süper uygulama ile bu misyonu devam etti­riyor. KOBIL SHIFT ve KOBIL SuperApp plat­formları ile güvenli uygulama altyapıları sunu­yorlar.

İstanbul Senin projesi, KOBIL ürün ve hiz­metlerinin gücünü gösteren bir uygulama ola­rak dikkat çekiyor. Öyle ki KOBIL’in merkezi Almanya’nın Worms şehrinde de bu uygulama­nın benzeri yakın zamanda hizmete sunulacak. Daha sonra sırada Berlin Belediyesi ve diğer Al­manya şehirleri var.

Zaten Almanya’nın tanınan, bilinen bir şir­keti olarak İstanbul’da başlatılan proje, Alman­ların da dikkatini çekmiş. Kobil’in Kobil Shift teknolojisi ve güvenli süper uygulama altyapısı yakın gelecekte tüm dünya şehirlerinin de dik­katini çekecek gibi duruyor. İşin sevindirici bir boyutu ise tüm şehirlere örnek proje olarak İs­tanbul’un anlatılıyor olması.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi CIO’su Erol Özgüner ve ekibinin vizyonu, dünyada tanın­mış, Türk kurucusu bulunan küresel bir şirke­tin teknolojisi ile birleşince büyük ufuklar açı­yor.

Türkiye’den unicornlar, decacornlar çıkar­talım diye çok uğraşıyoruz. Teknoloji dünya­sında bir Türk izi olsun diyoruz. Türkiye’deki girişimcilerimizi, parlak beyinlerimizi destek­lerken, yurtdışında bayrağımızı dalgalandıran girişimlerimizi ve girişimcilerimizi de bu hesa­ba katmamız gerek.

Tek bir proje, belki de dünya belediyeciliğinin geleceği konusunda standartlarını belirleyen bir sıfır noktasına dönüşmek üzere.

Tüm yazılarını göster