Merkez Bankası Para Politikası Kurulu haftalık repo ihale faizi ile gecelik borç alma ve verme faizini sabit tuttu, geç likidite penceresi yoluyla borç verirken uyguladığı faizi ise yüzde 11'den yüzde 11.75'e çıkardı.
Merkez Bankası zaten uzunca bir süredir piyasayı fonlarken normalde pek başvurulmayan geç likidite penceresini "açık tutuyor", bir anlamda bankaları bu pencereden borçlanmaya zorluyordu.
Zaten ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin 15 Mart itibariyle yüzde 10.80 düzeyinde oluşması da Merkez Bankası'nın bankaları yüzde 11 düzeyinde bulunan geç likidite penceresi yoluyla fonladığını gösteriyor. Şimdi geç likidite penceresi faizinin yüzde 11.75'e çıkarılmasıyla birlikte ağırlıklı fonlama maliyeti yüzde 10.80'in üstüne yükselecek ve öyle görünüyor ki bir süre sonra yüzde 11.50'ler dolayına oturacak.
Alınan bu kararla bundan sonra izlenecek yol daha da netleşti. Merkez Bankası aslında faizi yükseltti; ama koşullar elverdiğinde faizi birden aşağı çekebilme olanağını da elinde tutmuş oldu. Bunun için Para Politikası Kurulu'nu toplamaya da gerek yok. Bugünlerde bankacılık sistemini ağırlıklı olarak yüzde 11.75'lik geç likidite penceresinden fonlayacak olan Merkez Bankası, koşullar değiştiğinde örneğin önümüzdeki hafta borç verme işlemini gecelik olarak yapmaya başlayabilir, böylece faizi bir anda yüzde 9.25'e çekebilir ya da haftalık repo ihalesi yoluyla faizi yüzde 8'e bile indirebilir.
Yine yüksek enflasyon vurgusu
Para Politikası Kurulu açıklamasında bir kez daha enflasyonda belirgin yükselişin devam edebileceğine vurgu yapıldı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklık enflasyonun hızlı bir yükseliş göstermesine neden olmuştur. Döviz kuru hareketlerinin gecikmeli yansımaları ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi nedeniyle kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar vermiştir.
Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir."
Demek ki faiz artışı işe yarıyormuş!
Merkez Bankası'nın faizi artırması döviz kurlarının hızla aşağı gitmesi sonucunu doğurdu.
Merkez Bankası'nın faiz kararının açıklanmasından sonra dolar 3.63, euro 3.91 dolayına geriledi.
Döviz kurunda zaten önceki gün FED'den gelen bilgi de etkili olmuştu. FED'in faizi artıracağı zaten beklendiği için bu karar bir etki doğurmamıştı. Ancak, bu yılki faiz artışı sayısının beklenenden az olacağı izlenimi uyanınca Türk parası da diğer paralar gibi dolara karşı değer kazanmıştı.
İşte bu kararın üstüne gelen Merkez Bankası'nın faiz artırımı kararı TL'nin daha da değer kazanması sonucunu doğurdu.
Yabancılar bir haftada 354 milyonluk DİBS aldı
Yabancı yatırımcılar 3-10 Mart günleri arasındaki haftada 354 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alımı gerçekleştirdiler. Bu, 23-30 Eylül 2016 haftasındaki 534 milyon dolarlık net DİBS alımından sonraki en büyük tutar anlamına geliyor.
Yabancı yatırımcılar, 3-10 Mart arasında hisse senedinde ise 94 milyon dolarlık satış yaptılar.
Merkez Bankası verilerine göre, yabancı yatırımcılar bu yıl ocakta 537 milyon dolarlık hisse senedi alırken, 687 milyon dolarlık DİBS sattılar.
Şubatta hisse senedinde 471 milyon, DİBS'te 333 milyon dolarlık alım yapıldı.
Yabancılar mart ayının ilk on gününde ise hisse senedinde 39, devlet iç borçlanma senedinde 255 milyon dolarlık alım gerçekleştirdiler.
Böylece yılbaşından 10 Mart'a kadar olan dönemde yabancılar 1 milyar 47 milyon dolarlık hisse senedi aldılar. Yabancılar bu sürede DİBS'te ise toplamda 99 milyon dolarlık satış yaptılar.