"MASAK, Maliye ile değil, polis ve MİT ile çalışsın..."

Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com



Mali Suçları Araştırma Kurumu… Kısa adıyla MASAK… Acaba işlevini hakkıyla yerine getiriyor mu? İşadamı Emin Hitay'ın farklı bir teklifi var. Cari açık vermemek için her cent değerliyse mutlaka kulak verilmeli...

Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunu nedir?
İster akademisyen, ister OECD ya da IMF uzmanı, isterse bürokrasiden...
Herhalde bu soruya ekonomiyle ilgilenenlerin çoğu "cari açık" diye yanıt verecektir...
Çünkü tablo gayet açık:
Ekonomi ne zaman atağa kalksa, cari açık da tırmanışa geçiyor...
Genellikle yaşanan bir döviz kriziyle kafamızı duvara toslayıp duruyoruz...

***

Bu sefer öyle olmadı. Büyümede çıtayı yüksek tutmadık. Kafamızı da duvara toslamadık... Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ve Merkez Bankası'nın politikaları eşliğinde küçüldük. 2011 yaz sonunda frene basıldı... Yüzde 40 düzeyine ulaşmış olan kredi genişlemesini yüzde 15 seviyesine çekecek önlemler alındı...

***

Sonra ne oldu?
Büyüme oranları kademeli olarak düştü... Hatta bugün gelinen yüzde 2 düzeyine bakarsak doğrusu biraz fazla düştü... Ama ekonomi amaçlandığı gibi soğutuldu...
İster ‘sert' olarak niteleyin inişi...
İsterseniz ‘yumuşak'...
Kontrollü şekilde küçüldük...

***

Kontrol bizdeydi bizde olmasına...
Ancak işin özü de değişmedi...
Bu kez kafayı gözü yarmadık...
Ama yine cari açık korkusu nedeniyle ekonomiye fren yaptırmış olduk...
Bu yıl da ekonomi yönetimini en çok zorlayacak konuların başında yüzde 4'lük büyüme hedefini tutturmaya çalışırken cari açığı büyütmemek gelecek...

***

Bu köşeden çok yazdık...Cari açık sorunun mucizevi bir çözümü yok...
Her seferinde ekonomiye ayak bağı olmasının ilacı da belli...
Üretimimizin yapısını değiştirmemiz gerekiyor...Üretim ve dolayısıyla ihracat içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 2-3...
Dünya pazarlarında rakiplerimiz olan Güney Kore'de yüzde 30'un üstünde..
Çin keza yüzde 30'a dayandı...
Malezya, yabancı yatırımların da etkisiyle yüzde 40'larda...
Hindistan dahi yüzde 7'de...

***

Bu tabloyu değiştirmemiz lazım...
Yüksek teknoloji ürünlerinin payını istikrarlı bir şekilde yükseltecek politikalara ağırlık vermek lazım...
Çünkü yüksek ve ortanın üstündeki teknolojili ürünleri artırdığımızda bir taşla iki kuş vurmuş olacağız...
Hem ihracat daha hızlı artacak...
Hem de ithalatın hızı kesilecek...
Türkçesi cari açık azalacak...
Türkiye'nin önü açılacak...

***

Ekonomi yönetimi de bunun farkında...
Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün ana hedefin yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 20'ye çıkarmak olduğunu söylüyor...
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın vurguları da bu yönde...
Geçen yılın son günlerinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren ‘Girdi Tedarik Stratejisi' de bunu hedefliyor...
Son teşvik paketinde yer alan düzenlemeler de...

***

Bu koşullarda yurtdışına para kaçışını kontrol etmek büyük önem kazanıyor... Diyeceksiniz ki, o işler önemli ölçüde azaldı...
Yok, maalesef öyle değil...
Kaçak çok...
Hiç ummadığınız alanlardan Türkiye'nin parası yurtdışına akıyor...

***

Emin Hitay...
Hitay Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı...
22 yaşından bu yana girişimci..
Birçok işin yanı sıra, Türkiye'deki POS'ların üçte birine onlar bakıyor...
Teknoser firmasında çalışan sayısı 750 kişiyi buldu...
2012'de 82 milyon ciro yaptı...
Bu yıl hedef 130 milyon lira...
Şimdi POS kullanımını yaygınlaştıracak önemli bir projeye imza atıyor...
Özellikle işlem hacmi düşük noktalarda...
Bakkalda, esnafta POS kullanımını artıracaklar...
Bu noktalarda promosyon takibi ve fatura ödeme gibi hizmetleri de sunacaklar...
Bir buçuk yılda 10 bin POS'a ulaşmayı hedefliyorlar...

***

Geçenlerde sohbet ettik...
Söz döndü dolaştı, kayıtdışına geldi...
"Çok ciddi bir kayıt dışı var. Kayıt içindekilerle uğraşmanın ötesinde, kıyıtdışına odaklanmak gerekir" dedi Emin Hitay...
Ve arkasından hemen önerisini getirdi:
"MASAK'ın bu noktada Maliye'ye bağlı değil, MİT ve polisle çalışması gerekir..."
Devam etti Hitay:
"Artık kredi kartı ile, cep telefonlarımızla her yerde iz bırakıyoruz... Polis teşkilatının elinde çok önemli imkanlar var. Kayıtdışı ile mücadelede bunlar kullanılmalı...
Teknolojiyi sadece kayıt içindekiler kullanmıyor...
İnternet üzerinden de çok kaçak var..."

***

Bir de örnek verdi Hitay:
"Biliyorsunuz, Bilyoner.com sitesinin ortağıyım. Online iddaa oyunu oynatıyoruz. Bu alanda izin alan birkaç internet sitesinden biriyiz.
-Pazar payınız ne kadar?
"Online iddaa'da pazar payımız yüzde 50'ye yakın..."
-İnternette oynanan iddaa'nın payı nedir?
"Toplamın yüzde 20'sidir..."
-Yani, Türkiye'de oynanan toplam iddaa'nın yüzde 10'u Bilyoner üzerinden oynanıyor..."
"Evet...Sistemi biz kurduk. Dedik ki, sıkıntı yaşamayalım. 18 yaş altı oynayamasın..."
-Ne yaptınız bunu sağlamak için?
Sitede sadece TC kimlik numarası ile oynanabiliyor. Ve bir önlem daha aldık kendimizce. Sitemizde kredi kartı ile oynanamıyor. Bunu da biz tercih ettik. İnsanlar var olan paraları ile oynasınlar. Kumarhaneler dönemi yaşanan krizlere benzer aile felaketleri yaşanmasın istedik. Ancak rekabette büyük sıkıntı var!"

***

DÜNYA Gazetesi İstihbarat Şefi Özlem Ermiş de bizimle birlikteydi.
Sordu:
-Nereden kaynaklanıyor sıkıntı?
"Yurtdışında kurulmuş siteler türedi.
Online bahis yaptırıyorlar. Türkiye'den milyonlarca dolar akıyor bu sitelere.
Kredi kartıyla bahis oynatıyorlar..."
-Kimse engellemiyor mu?
"Hayır, bir şey yapılmıyor..."
-Teknolojik bazı engellemeler yapılıyor diye duyuyoruz. O yönde bir çözüm düşünülemez mi?
"Bu sorunu pek teknoloji ile çözemezsiniz. Bazen yasak getiriliyor.
O da işe yaramıyor. İstediğiniz yasak siteyi söyleyin ben gireyim..."
-Ne yapılabilir o zaman?
"Bunu çözmenin tek bir kesin yolu var. Onu da ABD yaptı zaten. ‘Yurtdışına online bahis yok' dedi... Kuralı koydu. Arkasından bankalara dedi ki, ‘Yurdışındaki online bahis sitelerine para transfer eden bankayı yakarım!'
-Etkili oldu mu?
"Oldu. Amerika sıfırladı sorunu..."
-Bizde ne yapılmalı sizce?
"Burada da bankalar sorumlu tutulabilir ve yurtdışı merkezli online bahis sitelerine para transferine izin veren bankalara ceza verileceği söylenebilir."
-Yeterli olur mu?
"Olur, yüz milyonlarca doların yurtdışına akması tek bir düzenleme ile önlenebilir."
-Şu anda Türkiye'de ne kadar online bahis oynanıyor?
"700-800 milyon dolar civarında..."
-Toplam mı bu rakam?
"Sadece resmi olarak izni olan sitelerde oynanan miktar bu..."
-Peki yurtdışndaki sitelere kaçan para?
"250 milyon doları buluyor diye tahmin ediliyor..."

***

-Online bahiste gelir marjı nedir?
"Yüzde 7..."
-Masrafı var mı?
"Gelirin yarısı pazarlamaya gider. Sadece bahiste değil. Online işlerde genelde böyledir. Marketing harcaması yüksektir."
-Gelir nasıl paylaşılıyor?
"Yüzde 50'si dağıtılıyor. Kulüplere, federasyona..."
-Diğer yarı?
"Bizim oynattığımız iddiaa'nın yaklaşık yarısını devlet alıyor. Komisyon ve vergilerle... Bu da resmi bahis siteleri için ciddi bir dezavantaj..."
-Neden?
"Türkiye'de vergiler yüksek olduğu için dağıtılan pay az. Dolayısıyla gelir de az. Bu nedenle bahisçiler daha yüksek oran veren yurtdışı merkezli siteleri tercih ediyor."
Hitay'ın anlattıkları şaşırtıcı değil mi?
Cari açık konusunda bu kadar hassas isek sanırım bu tip konulara da azami duyarlılık göstermemiz lazım...
 

Tüm yazılarını göster