Robotların sultanları

Kemalettin BULAMACI Ters Köşe kemalettin.bulamaci@dunya.com

Robotlar ve yapay zekâ çağındayız. Son iki üç yıldır Boston Dynami­cs’in robotlarını konuşuyorduk. Şimdi ise OpenAI’ın ChatGPT’sini.

Biz, robotları konuşmaya başlamadan yıllar önce 1989’da ABD’de FIRST robot yarışmaları başladı. Son yıllarda ABD mer­kezli Fikret Yüksel Vakfı’nın desteği ile bu yarışmalara Türkiye’den katılımın artırıl­ması için Türkiye’de de bölgesel yarışma­lar düzenleniyor. ABD’de çeşitli başarılara imza atmış, Fikret Yüksel’in vefatı sonra­sında kurulan vakıf, başta Darüşşafaka Li­sesi öğrencileri olmak üzere Türkiye’deki öğrencileri desteklemek ve FIRST yarış­masına katılımın artırılmasını amaçlıyor. Çünkü, kendisi de 1941 Darüşşafaka Me­zunu.

Türkiye’deki yarışmalarda başarılı olan gençlerimiz bizi ABD’de, tüm dünya genç­leri arasında temsil ediyor.

Şimdiye kadar Türk gençleri bu yarışma­lardan sayısız ödül kazandı. En çok ödülü kazanan ise Türkiye’nin ilk lise robot ta­kımı unvanını taşıyan Darüşşafaka Lise­si’nin Sultans of Türkiye ekibi.

Darüşşafaka takımı, daha Türkiye’deki yarışmalar başlamadan önce uluslararası yarışmalara katılarak ödüller kazanan bir ekip. Hatta aldığı ödüller, Türkiye’deki ya­rışma sonuçlarına bile bakılmadan, ekibin ABD’deki finallere doğrudan katılmasına olanak tanıyor.

Fikret Yüksel Vakfı’nın düzenlediği Tür­kiye yarışmalarında Darüşşafa Ekibi yine bölge şampiyonu. Doğrudan katılım hakkı olmasa da bölge şampiyonu olarak katıla­caktı.

Hafta içerisinde, takım ile biraz zaman geçirdim, kaptanları Nazlı (Eren) ile soh­bet ettim. Lise son öğrencisi. Dört yıldır takımda. Kaptanlığı, Bersu’dan devral­mış. Bersu gibi, Nazlı’nın da takım yanın­da bireysel ödülleri mevcut. Bu başarılar ve ödüller neticesinde üniversite bursu çok öncesinden ayarlanmış bile. Üniversite hayatına İngiltere’de devam edecek, bilgi­sayar mühendisliği üzerine eğitim alacak. Ekibin daha genç üyelerinin de bu başarı­larını devam ettireceklerine yönelik şüp­hem yok.

Türkiye’nin ilk robot kulübü ve robot ta­kımı olarak omuzlarında ayrı bir sorum­luluk var. Türkiye’nin teknoloji alanında ilerlemesinin tek yolu bu genç beyinlere destek olmak, fikirlerini ve projelerini üni­versite yaşamlarında da desteklenmesine öncü olmak.

Ben de 1990 Darüşşafaka mezunuyum. Ayrıca, Fen ve Teknoloji kulübünün bir üyesiydim. Biz, kulüpte elektronik üzeri­ne çalışıyorduk. Radyo vericileri, radyolar, telsizler yapıyorduk.

Sanırım, o dönemde eksiğimiz Türki­ye’de bu çalışmaları sergileyecek çok fazla yarışma ve sergi olmamasıydı. Sadece TÜ­BİTAK yarışmaları olurdu.

Şimdi, öğrencilerin yaptığı çalışmala­rı destekleyen okullar, bu alandaki çalış­malarını sergileyecekleri, yaptıkları ça­lışmaları onurlandıracak onlarca yarışma var. Bu alandaki çalışmaları destekleyecek sponsor şirketler ve Fikret Yüksel Vakfı gi­bi T3 vakfı gibi sivil toplum kuruluşları var.

Bizim zamanımızdaki kulüp üyelerine bakıyorum; aramızdan bir tek Asaf Sofu, bilimm ve teknoloji alanında ilerlemiş. Yıl­larca ABD’de çalıştıktan sonra Arçelik’te AR-GE departmanında çalıştı. Şimdilerde TÜBİTAK Bilgem’de.

Netice olarak benim de teknolojiden çok koptuğum söylenemez ama bugünkü im­kanlar o zaman bize sunulsaydı, yarışmalar, ödüller, sponsorluklar olsaydı sanki bizim yol haritamız da biraz daha farklı olurdu.

Gerçekleştirdiğiniz çalışmaların, des­teklenmesi, yarışmalarla görücüye çıkar­tılması, takdir edilmesi bu alanda çalışa­cak öğrenci sayısını artırıyor. Yeni fikirler, yeni öğrenciler de uluslararası başarıların kapısını aralıyor.

Bu hafta ABD’nin Houston kentinde ya­rışacak olan, başta Darüşşafa’nın Sultans of Türkiye robot takımı olmak üzere, tüm takımlarımıza başarılar diliyorum.

Tüm yazılarını göster