Vergi indirimlerinin artı ve eksileri

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Eğer yağmur yağacağını düşünüyorsanız dışarı çıkarken şemsiyenizi muhtemelen alırsınız.

Eğer daha evdeyken yağmur yağdığını görürseniz dışarı çıkarken şemsiyenizi kesinlikle alırsınız.

Eğer ekonomide işlerin kötü gideceği gibi bir kaygınız varsa ufak ufak önlemler almaya niyetlenirsiniz, bu önlemlerin bir kısmını uygulamaya da koyarsınız.

Eğer ekonomide işler gerçekten sarpa sarmışsa, fiyatlar tırmanıp gidiyorsa, belli sektörlerde stoklar birikmişse ve yoğun işçi çıkarmaları gündeme gelmek üzereyse bir süreliğine de olsa piyasaya nefes aldıracak önlemleri uygulama koyarsınız.

İşte önceki gün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı vergi indirimi önlemleri işlerin sarpa sardığının bir işaretidir. Ekim ayında açıklanan "Enflasyonla Topyekun Mücadele” programı bile önceki gün ilan edilen vergi indirimlerinin yanında önemsiz kalır.

Enflasyonla mücadele programı gönüllülük esasına dayanıyor ve nasıl sonuçlar vereceğini somut olarak görmek mümkün değil. Oysa vergi indirimi kararı çok somut, sonuçları çok belirgin bir şekilde görülebilecek bir önlemler paketi niteliğinde.

Albayrak’ın açıkladığı önlemler dört sektörü ilgilendiriyor gibiyse de gayrimenkul sektöründe bir hareketlenme olacağı pek beklenemez. Çünkü bu sektöre dönük vergi ve harç indirimi yeni değil, yalnızca süre uzadı. Vergi ve harç indirimi uygulanan dönemde ne gördük ki süre uzayınca ne göreceğiz!

Ancak vergi indirimi otomotiv, beyaz eşya ve mobilya sektöründe kayda değer bir canlılık yaratacaktır. Hem zaten böylesine bir vergi kolaylığı da bu sektörlerde canlılık sağlamazsa durum tahminlerin de ötesinde vahim demektir.

Yan etkisi olacak

En masum gördüğümüz ilaçların bile yan etkisi vardır. Bazı sektörler için can suyu niteliğindeki bu önlemlerin de yan etkisi olacaktır. Bunu bugün-yarın fark etmeyeceğiz tabii ki, ama bir süre sonra birkaç cepheden ortaya çıkacaktır bu yan etkiler.

Birincisi, ekonomide dengelenmenin başladığı söylemi yara almıştır. Gerçi ekonomide dengelenme söylemiyle neyin kastedildiğini tam olarak bilemiyoruz. Ama bu söylemle herhalde hızlı büyümenin yavaşlaması, hızlı büyümeden kaynaklanan dalgalanmanın azalması, her anlamda zikzakların en aza inmiş olması kastediliyordu.

Şimdi ekonomiyi canlandırmak adına sorunun özüne inmeyen "yapay” ve “geçici” önlemlere başvurulmaktadır. Bu dopingdir aslında. Bir süre iyi hissetmemizi sağlayacaktır. İşler şimdikine göre açılacaktır. Hem üretici memnun kalacaktır bundan, hem tüketici.

Ama bunu yaptığımız için vergi kaybı doğacak ve bu kayıp, üstünde pek sık ve önemle durduğumuz tasarruf ilkesini zedeleyecektir.

“Bu indirimle doğacak kayıp ne kadar ki, hem bu önlemler kısa bir süre için uygulanacak" denilebilir. Kaybın boyutunu bilemiyoruz, ayrıca bu vergi indiriminin süresinin uzatılıp uzatılmayacağını hiç bilemiyoruz.

İndirim bitince...

“Enflasyonla Topyekun Mücadele" programı açıklandığında dikkat çektiğimiz bir gerçeği vergi indirimleriyle ilgili de ifade etmek durumundayız.

TÜFE, tüm vergiler dahil fiyatlar üstünden hesaplanmaktadır. Üretici fiyatları endeksi ise vergisiz fiyatlara dayalı olarak oluşturulmaktadır.

Dolayısıyla vergi indirimleri tüketici fiyatları endeksinde mutlaka etkisini gösterecektir. Kasım ve aralık aylarında görece düşük fiyat hareketi yaşanacaktır. “Düşük fiyat hareketi” ifadesinin, “TÜFE’nin gerileyeceği” şeklinde okunmaması gerektiği açıktır. Daha ılımlı bir orandan söz ediyoruz.

Ama süre bitip vergiler eski düzeyine getirildiğinde ne olacağı bellidir. Fiyatlar birden tırmanacaktır.

Yani ocak ayı çok kritik bir ay olacağa benzemektedir. Bir yandan hem enflasyonla mücadele programına uyarak indirim yapanlar fiyatlarını eski düzeye getirecek, belki indirimi telafi etmek için daha yüksek oranlı bir fiyat düzeyi belirleyecekler; bir yandan da vergiler normal düzeyine çekildiği için fiyatlar otomatik olarak artacaktır.

Vergide kademeli artış ya da uzatma

Yaşanacaklar üç aşağı beş yukarı böyledir. Ocak ayında fiyatlarda rekor bir artış görme olasılığımız vardır. Bu yüzden de önceki gün açıklanan vergi indirimlerinden sonra süre bitiminde eski düzeye kademeli bir geçiş söz konusu olabilir.

Tabii ki eğer vergi indiriminde süre uzatılmaz, hatta kapsam genişletilmezse...

Türkiye 2019 martında yerel seçime gidiyor. Cumhur ittifakı yerel seçimde söz konusu olmayacak. Bu yüzden İstanbul ve Ankara Cumhur ittifakında garanti gibi görülürken şimdi aynı durum geçerli değil.

Dolayısıyla vergi gelirlerinin biraz daha düşük kalması pahasına önceki gün ilan edilen indirimler pekala 2019’un birkaç ayında daha uygulanmaya devam edilebilir.

Tüm yazılarını göster