Vergide uluslararası tahkimin gerekliliği

Daha önceki yazımda, OECD’nin 2022 yılı Vergi Oscarlarını ele almış ve Türkiye bakımından değerlendirme ve sonuçların bir başka yazının konusu olduğunu belirtmiştim. Hemen yazının başında, bir ön kabulü ifade etmeliyim. Karşılıklı Anlaşma Usulü (KAU), Türk hukuku bakımından gerektiği ve/veya istenildiği kadar etkin işlemiyor yahut işletilemiyor. 

Türkiye açısından, uyuşmazlık envanteri şu şekilde görünüyor: 

Uyuşmazlık yükü toplam sayısı 25’dir. 1 Ocak 2016 -31 Aralık 2021 tarihini kapsayan dönemde, 1 Ocak 2016 tarihinden sonra başlayıp iç hukuk yolları ile kapanan uyuşmazlık sayısı bir, yine aynı dönemde transfer fiyatlandırması uyuşmazlığı sayısı 11, diğer uyuşmazlıklar sayısı 10, 1 Ocak 2016 tarihinden önce başlayıp devam eden diğer uyuşmazlıklar sayısı dörttür*. 

Türkiye envanteri açısından, hali hazırda Türkiye’de yerleşik yabancı sermayeli şirket sayısı (78.257) ve geniş anlaşma ağı ekseninden bakıldığında (yürürlüğe girmeyenler dahil 98 ÇVÖA)** uyuşmazlık çözümü için bu yola başvuru oldukça düşük. 

KAU’ne neden başvurulmadığına yönelik belirlemeler hiç şüphesiz spekülatif olacaktır. Küresel ölçekte -diğerlerinin yanında- temel olarak transfer fiyatlandırması uyuşmazlıklarında kullanılan bu yöntemin Türkiye’de çok sık kullanılmama nedeninin, bu yönde uyuşmazlıkların sayıca az olduğu yahut mükelleflerin oldukça sık biçimde yayınlanan yapılandırma/af yasaları çerçevesinde geçici iç hukuk çözümlerini seçme eğiliminde oldukları ileri sürülebilir.   

Bu noktada, envanterin sadece OECD istatistikleri üzerinden erişilebilir olmasını not etmek gerekli. Söz konusu istatistiklere iç hukuk uygulaması bakımından herhangi biçimde ulaşmak mümkün değil. Hukuk devleti gerekleri ve şeffaflık bakımından istatistiklerin anonim ve Türkçe olarak ulaşılabilir olması oldukça önemli. 

Karşılıklı anlaşma usulünde tahkim nedir? 

KAU’nde mutlaka bir çözüme varma yükümlülüğü olmaması, sürecin sadece yetkili makamların çabasına bağlı olması nedeniyle KAU’nun etkinliği için zorunlu ve bağlayıcı tahkim koşulu öne çıktı. 2008 OECD Modeli, 25(5) maddesine eklenen hükümle, iki yıl içinde KAU’nde sorun çözülmez ise vergi mükellefinin talebi üzerine konu tahkime sunulacak.     

Zorunlu bağlayıcı tahkim konusunda görüş birliği mevcut değil 

İş dünyası ve bazı ülkeler, zorunlu bağlayıcı tahkimin, vergi anlaşması ihtilaflarının KAU yoluyla etkili bir şekilde çözülmesini sağlamanın en iyi yolu olduğunu düşünüyor. OECD ve G20 ülkeleri arasında bu konuda bir fikir birliği bulunmamakla birlikte, bir grup ülke***, KAU vakalarının zamanında ve etkin çözülmesini sağlayacak bir mekanizma olarak zorunlu bağlayıcı tahkimi benimsemeyi ve uygulamayı taahhüt etti. 

Türkiye’nin pozisyonu nedir? 

Türkiye, Matrahın Aşındırılması ve Karın Taşınması Projesi, Uyuşmazlık Çözümünün Geliştirilmesi’nin (Eylem Planı:14) akran değerlendirmesine ilişkin raporunda, Türk Anayasası m.36 ve m.125’in vergi anlaşmalarına KAU’nde tahkimi dahil etmek için sınırlamalar içerdiğini ve ayrıca, Türkiye politikasının vergi anlaşmalarında tahkim hükümlerine yer vermemek olduğunu bildirmiştir****. Nitekim, bu amaçla, Türkiye, 2017 OECD Model Vergi Anlaşması Şerhi’nde (OECD, 2017), 25(5) paragrafını anlaşma metnine dahil etmeme hakkını saklı tuttuğunu bildirmiştir *****. 

KAU’nde tahkimin kabul edilmesi faydalı olacak 

Türkiye’nin uluslararası sermaye hareketliliğine uyumu açısından tahkim koşulunun kabulü, mükellefler bakımından bir yandan belirlilik diğer yandan vergi idaresine/ülke vergi politikalarının yürütülmesine ilişkin olumlu bir ön kabul oluşturacaktır. Vergi idaresi açısından ise KAU sürecinin etkin biçimde yürütülmesine yönelik kararlılığı artıran bir unsur olarak öne çıkacaktır. 

Karşılıklı anlaşma usulünde tahkim için anayasa değişikliği gerekiyor 

Türkiye’nin, şerhe koyduğu çekince hukuk tekniği açısından yerindedir.  Mevcut Anayasa, içerik ve kapsam açısından KAU’nde tahkime izin vermiyor. Anayasa’nın hangi maddesinde değişiklik yapılması gerektiği ise çetrefil bir konu. Başlangıç noktası açısından, değişiklik Anayasa’nın 6 ve 125.maddesinde yapılmalıdır. Anayasanın “Egemenlik” yan başlıklı 6’ncı maddesinde “Uluslararası anlaşmalardan doğan sınırlamalar saklıdır” şeklinde yapılacak bir değişiklik, uluslararası vergi tahkimini de kapsayacaktır. Aynı şekilde, Anayasa’nın 125’inci maddesinde, bu değişiklikle uyumlu değişiklik yapılmak durumundadır.

*OECD, 2021, MAP Statistics, Türkiye

**GİB Faaliyet Raporu 2021, s. 179.

*** Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Japonya, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Slovenya, İspanya, İsveç, İsviçre, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri.

****Making Dispute Resolution More Effective – MAP Peer Review Report -2021, s.63.

*****OECD Model Tax Convention (2017), (C25-48), para.97. 

Tüm yazılarını göster