Haziran ayı başından itibaren hem yerli ve hem yabancı varlıklarda artan risk iştahı ile birlikte, önemli performans görüyoruz. Yılını ilk beş ayı dalgalı piyasalara sabredebilen yatırımcılar, orta-uzun vadeli yatırımda kalmanın meyvesini bu iki ayda almış olmalı, zira hem TL hem de döviz bazında kazandıran birçok varlık sınıfından bahsetmek mümkün.
Bu yazıda yerli varlıklardan ziyade, yurtdışına odaklanacağız. Yılbaşından itibaren yurtdışı endekslerde teknoloji hisseleri hatta daha da rafine edersek muhteşem yedi olarak adlandırılan Apple, Amazon, Google, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla önderliğinde ciddi bir ralli görüyoruz.
Ralliyi başlatan bu hisselerin sonrasında S&P500’de yer alan diğer sektör ve şirketlerin de özellikle mayıs sonundan itibaren hareket katılması, yükselişin genele yayılması açısından olumlu. S&P500’de hisselerin %85’inden fazlası 50 günlük ortalamalarının üzerinde seyrediyor. 140 hisse ise son 1 yıllık zirvelerini görürken, endekste yer alan 11 sektörün artış sağladığını takip ediyoruz.
Yurtdışı endeks ve temalara yatırım yapan fonların yılbaşından itibaren Temmuz ortasına kadar performansını incelediğimizde, benzer bir tabloyu görüyoruz. 82 fon içinde getiri performansına göre ilk 10 fonun 9’u teknoloji temasına yatırım yapıyor, diğer fon ise Amerika hisselerine yatırım sağlayan ve ölçüt getirisi S&P500 olan Amerika yabancı hisse senedi fonu. Kurdaki artışla da beraber, 6,5 aylık %80 üzeri performans önemli bir getiri olarak karşımıza çıkıyor.
Mayıs ayı sonundan itibaren listeyi ele aldığımızda ise bir önceki paragraftaki tespite paralel teknoloji dışında kalan temiz enerji, iklim değişikliği, taşımacılık, ilaç ve medikal teknolojiler ile turizm/seyahat temasına yatırım yapan fonları görmek mümkün. Yurtdışı endekslerde teknoloji dışındaki hisselerdeki hareketlenme, içerde yatırım fonlarına da sirayet etmiş görünüyor. Yılbaşından itibaren yükseliş hareketine katılmayan sektörleri sıraladığımızda sanayi, finans ve sağlık karşımıza çıkıyor.
Geçtiğimiz hafta ABD’de bankalarla başlayan bilanço sezonunda beklentilerin üzerinde gelen banka karları ile finans sektörü hisselerinde de hareketi başlatabilir. Sağlık defansif sektör olarak görülmekle birlikte geçtiğimiz hafta Nvidia şirketinin, ilaç keşfi için yapay zeka modellerinin gelişimini hızlandırmak amacıyla biyoteknoloji şirketi Recursion'a 50 milyon dolar yatırım yapacağı haberi bu hisseleri de hareketlendirdi. Yatırım fonları aracılığıyla hem finansal sektör, hem de ilaç/sağlık temasına yatırım mümkün. Buraya kadar güzel gelindi ancak yükseliş devam eder mi diye incelediğimizde, yatırımcı beklentilerinin bu yönde olduğunu görüyoruz.
Buna ek olarak yılbaşından itibaren ABD piyasalarında 90 milyar doların hisse içerikli borsa yatırım fonlarından çıktığı ve bu paranın geri dönebileceği beklentisi de önemli. Tabi makro verilerin de izlenmesi gerekiyor, Fed için hala istihdamın güçlü olması enflasyon için sorun ve temmuzda yapmasına kesin gözüyle bakılan 25 bp artışa ek faiz artışı yapma konusunda söylem devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta gelen enflasyondaki - özellikle çekirdekteki - düşüş değerli ancak mücadelenin devam ettiği vurgusu Fed tarafında devam ediyor. Yabancı hisse senetlerinin de Borsa İstanbul’daki hisse senetleri gibi riskli ürünler olduğunu ve dışarıdaki havanın verilere bağlı olarak çok hızlı değişebildiğini söylemekte fayda var.
Önümüzde ABD’de bilanço sezonu var ve son çeyrek kar rakamlarının; güçlü dolar endeksi, enflasyon ve artan maliyetler nedeniyle zayıf gelmesi mümkün. Bu özellikle ABD endekslerinin hızını kısa vadede kesebilir. Bu nedenle bu fonlara yatırım yaparken uzun vadede birikim bakış açısıyla hareket etmek ve fonun içeriğinde yer alan ürünlere dair makro gelişmeleri takip etmek önemli. Yabancı fonlarda bu kadar çok alternatif varken tek tema tek fon yatırımı her zaman riskli, farklı temalara farklı fonlar üzerinden yatırım daha doğru olacaktır.