Türkiye çok önemli bir viraja doğru giderken, dış dünyada özellikle AB üyesi ülkelerle de gergin günler geçiriyor.
Şahsi kanaatime göre gerek bizim taraftan gerekse Kapıkule’nin batısından gelen açıklamaların gerek Türkiye, gerekse AB vatandaşlarına hiçbir yararı yok. Aksine, bu açıklamaların sıradan vatandaşların hayatlarına negatif etkisi olacağı da kesindir. Zira, hiçbir yatırımcı gerginlik yaşanılan bir ülkede yatırım yapmak istemez.
Buradan konumuz olan otomotiv dönersek, çok net olarak söyleyebilirim ki sektördeki yatırım treni maalesef kaçmış durumda.
Bu saatten sonra yapılacak yatırımların tamamı, kurulu kapasiteyi kullanabilmek ve mevcut üretilen modellerin yenilenmesi yönünde olacaktır. Yaklaşık 10 yıl kadar önce Volkswagen’in kapıdan dönmesiyle birlikte süreç maalesef sona ermiştir.
Bugün Türkiye’de yaklaşık 1.5 milyon düzeyinde olan kurulu kapasitenin bundan sonra daha da yukarı çıkması oldukça zor görünüyor.
Zira, referandum sonrasındaki belirsizlik ve mevcut yaşanan gerginliklerin yabancı yatırımcıları etkilediği bir gerçek.
Otomotiv her ne kadar siyasetle iç içe bir sektör olsa da firmaların aldığı kararlar bağımsızdır. Nitekim buna güzel bir örnek vermek gerekirse, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye rağmen, Renault Başkanı Carlos Ghosn, Clio yatırımını Fransa değil, Türkiye’de yapmıştı. Resmi ortağı olan devletin başkanının açık talebine rağmen, Ghosn şirket çıkarlarını daha önde tutmuş ve Sarkozy’yi dinlememişti.
Şirket çıkarları her ne kadar politik çıkarların üstünde olsa da bazı gerginliklerin şirketlerin yararına olsa bile, firmaları o adımı atma konusunda tereddütte bırakacağı durumlar da maalesef görülüyor.
Bugün Avrupa ile yaşadığımız gergin durum mevcut yatırımları etkilemeyecektir. Ama yeni yatırımlar konusunda maalesef siyasetin ağır basacağını tahmin ediyorum. Sular durulana kadar yeni yatırım konuşmak oldukça güç olacaktır.
Kaldı ki şartlar bu şekilde giderse yenileme yatırımlarının da alınması güçleşecektir. İç pazar bir şekilde devam etse de yeni yatırım olmadan otomotiv sektörünün büyümesinden söz edemeyiz.