Atıklar kod yazar mı?

Sürdürülebilir­lik ile ilgili her proje çok de­ğerli ve mutlaka des­teklenmeli diye dü­şünüyorum. Çünkü dünyanın sorunları­na sürdürebilir kal­kınma amaçlarını destekleyecek pro­jelerle çözüm üretmeye çalışmak bugünü­müzü ve gelecek nesilleri daha iyi bir yaşa­ma kavuşturmanın yegâne yolu.

Prof. Dr. Çisil SOHODOL cisil.sohodol@dunya.com

Sürdürülebilir­lik ile ilgili her proje çok de­ğerli ve mutlaka des­teklenmeli diye dü­şünüyorum. Çünkü dünyanın sorunları­na sürdürebilir kal­kınma amaçlarını destekleyecek pro­jelerle çözüm üretmeye çalışmak bugünü­müzü ve gelecek nesilleri daha iyi bir yaşa­ma kavuşturmanın yegâne yolu. Bu anlamda marka ve kurumlar da yaşam eko-sistemi­nin çok önemli bir parçası olarak sürece kat­kı sağlaması gereken aktörlerin başında ge­liyor. Ve her geçen gün politika ve kurumsal davranışlarını bu mantık çerçevesinde şe­killendiren kurum sayısı arttıkça hem umu­dumuz artıyor hem de bu kurumlara aklı­mızda ve kalbimizde daha fazla yer açıyoruz.

Son zamanlarda Vodafone, sürdürdüğü anlamlı ve etkisi yüksek projelerle benim aklımda ve kalbimdeki yerini giderek sağ­lamlaştırıyor.

Neden mi? Hemen anlatayım;

Vodafone, “Yarını Kodlayanlar” projesi­nin kapsamını genişleterek çok önemli bir sorunun çözümüne katkı sağlamak için bü­yük çaba harcıyor. E-atıklar çevreye verdik­leri zarar bakımından en tehlikeli atık grup­larından biri. Vodafone, Türkiye’nin çeşitli illerinde kurduğu e-atık toplama noktaları ile bu atıkları topluyor. Şu ana kadar binler­ce ton atığı toplayarak çevresel sürdürülebi­lirliğin başarılması yolunda çok değerli bir iş yaptılar. Ama hayata geçirdikleri projenin ele aldığı tek sorun alanı çevre değil. Bir yan­dan doğayı bu atıklardan kurtarırken diğer yandan topladıkları atıkların geri dönüşü­münden elde ettikleri gelir ve kendi kurum­sal katkıları ile okullarda öğrencilerin ücret­siz eğitim alabilecekleri kodlama sınıfları açıyorlar. Açılan kodlama sınıfları, eğitime destek olmak amacıyla EBA destek nokta­ları olarak da hizmet veriyor. Şu ana kadar Mardin, Samsun, Adana, Gaziantep, Bingöl, Çanakkale, Uşak ve Bursa’da açılan kodla­ma sınıfları, sürdürülebilir kalkınma amaç­larından “nitelikli eğitim”in mümkün kılın­ması için çocuklarımıza hizmet veriyor.

Yani bir proje ile hem çevresel hem de sos­yal sürdürülebilirliğe dokunmayı başardılar ve projeye devam ediyorlar. Ayrıca, Vodafo­ne’un projesi, e-atık gibi hizmet verdiği sek­törün uzantılarından biri olan sorunun çözü­müne odaklanması ve diğer taraftan da kod yazımı eğitimi gibi yine kurumun temel dina­miklerinden olan teknoloji odağıyla doğru­dan ilişkili bir konuya yönelmesi bakımından da çok doğru atılmış adımlardan oluşuyor.

Ve bana da sizlere de düşen bu çabaya des­tek olmak. E-atıklarınızın doğayı katletmesi yerine kod yazmasını istemez misiniz? Emi­nim yanıtınız “evet” olacaktır. O zaman eli­mizi taşın altına koyup e-atıklarımızı Vo­dafone atık toplama noktalarına ulaştıra­rak bu projeye destek verebiliriz. Belki de sizin atıklarınızın geri dönüşümü ile açıla­cak kodlama sınıfındaki pırıl pırıl bir öğren­ci ileride hepimizin hayatına etki edebilecek bir yazılımın geliştiricisi olacak. Düşünme­si bile şahane değil mi?

Tüm yazılarını göster