Günümüz iş dünyası ve Maslow’un ihtiyaçlar piramidi-2

Çevremiz ile ilişki kurmak, kabul edilmek, ait olmak. Sevmek, sevilmek… Geçtiğimiz haftaki yazımda Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi ve iş hayatındaki yansımalarına bir giriş yaparak, ilk iki basamak ile başlamıştım. Bu basamaklar arasındaki ilişkiyi derinleştirecek olursak, bu kurama göre iki gerçeklik ortaya çıkmaktadır.

Ebru DEMİR KOÇAK ebrudemir.kocak@dunya.com

Çevremiz ile ilişki kurmak, kabul edilmek, ait olmak. Sevmek, sevilmek… Geçtiğimiz haftaki yazımda Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi ve iş hayatındaki yansımalarına bir giriş yaparak, ilk iki basamak ile başlamıştım. Bu basamaklar arasındaki ilişkiyi derinleştirecek olursak, bu kurama göre iki gerçeklik ortaya çıkmaktadır.

Bunlardan ilki insanların ihtiyaçlar ile dolu olduğu ve bir ihtiyaç giderildiğinde diğerinin eksikliğinin hissedilmeye başlandığı, ikincisi ise alt basamaklardaki ihtiyaçlar doyurulduktan sonra üst basamaklardaki ihtiyaçların hissedileceği ve alt basamaklardaki ihtiyaçların yeniden ortaya çıkması halinde dikkatin yeniden alt basamaklara yöneleceğidir.

Alt düzeydeki ihtiyaçların giderilmesi ile bir üst düzey ihtiyaçların ortaya çıkmasına daha iyi anlaşılabilmesi için Cüceloğlu'nun İnsan ve Davranışı kitabında verdiği örnek, bu durumu daha iyi ifade edebilir: "Bir gemi kazası sonucunda kendinizi bir adada buluyorsunuz. Açsınız, susuzsunuz, elbiseleriniz yırtılmış ve hava soğuk.

Bu durumda elime kağıt kalem alıp, şu adaya gelişimin ve ilk günlerimin romanını yazayım - diye düşünmez, büyük bir ihtimalle açlıkla, susuzlukla, soğuktan korunmayla ilgili temel gereksinimlerinizi karşılamaya çalışırsınız. Bu gereksinmelerinizi karşıladıktan sonra, kendinize bir kulübe yapıp, adada olması muhtemel yırtıcı hayvanlardan kendinizi korumaya kalkışabilirsiniz.

Daha sonra - Acaba etrafta kimse var mı? diye düşünmeye başlar ve diğer insanlarla ilişki kurmanın yollarını aramaya koyulursunuz. Ancak diğer insanlarla ilişki kurduktan ve toplumun bir parçası olduktan sonra, bu toplumun en gözde bireylerinden biri olmayı amaçlar ve yaşamınızın deneyimlerini yaşantılarını gerçekleştirmeye yönelirsiniz" (Cüceloğlu, 1991). Belirtilen ihtiyaçlar genellikle iç içe geçmişlerdir.

Birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmamışlardır yani bir ihtiyaç tam olarak karşılanmamışken veya karşılanmaya devam ediliyorken bir diğeri ortaya çıkabilir ve davranış üzerinde etkili olabilir. Bugün üçüncü basamakta yer alan Sevgi – ait olma ihtiyacı ve iş hayatındaki yansımalarına bir göz atacağız.

Sevgi ait olma ihtiyaçları; Fizyolojik ihtiyaçlarını düzenli olarak giderebilen ve güvenlik ihtiyacını da gidermiş olan insan için artık başka insanlarla bir arada olmak, başkaları tarafından kabul edilmek, arkadaş olmak, çevresini etkilemek, sevilmek, sevmek, bir ailesinin, sosyal bir çevresinin olmasını istemek gibi faktörler ön plana çıkmaya başlar. İşinde geçirdiği zaman insan hayatının önemli bir bölümünü aldığı için, bireyin çalışma yaşamındaki sevgi ve ait olma ihtiyacını giderebilmesi son derece önemlidir.

Üzülerek söylemek gerekir ki yaşadığımız coğrafyada sevdiğimiz işi yapmak çoğu zaman mümkün olmuyor. Bu durumda benim bakış açım, yaptığın işi sev, işini severek yap felsefesi oluyor. İşimizi severek yapmamızı, yaptığımız işi sevmemizi sağlayan, kendimizi o iş ve işyerine ait hissetmek, çalışma arkadaşlarımız tarafından sevilmek, kabul edilmek, takdir görmek, sağlıklı ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmektir.

Bu duygular hepimize iyi hissettirir ve işimize bağlı olmamıza da önemli bir katkı sağlar. Birbirini tanıyan, birbiri ile açık iletişim kurabilen, birbirine saygı duyan bir ekip içinde çalışmak, kendini o ekibin bir parçası olarak hissetmek hem işe olan bağlılığa hem de sürdürülebilir başarıya önemli katkılar sağlar.

Yapılan araştırmalarda özellikle yeni kuşakların iş hayatına katılması ile birlikte iş hayatından beklentilerin, Maslow’un ilk iki basamağının gerçekleştiğini varsayarak, aidiyet, işyerine ait hissetmek, yaptığı işte anlam bulmak, anlamlı işler yapmak olarak da karşımıza çıkmaktadır. Önümüzdeki hafta dördüncü basamak Saygınlık ihtiyacı ile devam edeceğiz. İşinizi severek yaptığınız, anlam bulduğunuz, anlam kattığınız güzel bir hafta diliyorum…

Tüm yazılarını göster