Gelişen pazarlar tasarrufçu arıyor

Paranın bol olduğu bir dönemin sonuna gelindiğini düşünen analistler, özellikle ABD'nin parasal sıkılaştırmaya gitmesiyle, gelişmekte olan ülkeler sermaye çıkışlarıyla volatil bir döneme girecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hilal SARI

Son on yıldır gelişmekte olan ekonomilere akmakta olan yabancı paranın son dönemde yavaş yavaş azalmaya başlamasıyla, hükümetler yurt içi tasarruf havuzlarını büyütmek için yeni girişimlerde bulunuyor. Son yıllarda küresel likidite bolluğu, mevcut cari dengesizliklerin dış sermaye ile finanse edilmesini kolaylaştırıyordu. Yüksek büyüme rakamlarıyla gelen yüksek getirilerin arayışında olan uluslararası sermaye gelişmekte olan ekonomilere akıyordu. Fakat Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) mayıs ayında parasal sıkılaştırmaya gidileceği söylentileriyle son on yıldır süren sermaye akışı tersine dönmeye hazırlanıyor. 

ABD'nin para politikalarının değişeceğine dair sinyallerle ortaya çıkan volatilite gelişmekte olan pazarların yabancı sermayeye olan güveninin altını çizdi. Washington'ın tahvil alımlarını azaltacağı beklentileri aynı zamanda piyasalara çok önemli bir uyarıda bulunuyor. Bir ülke ekonomisi, yeterli yurt içi yatırımcıya sahip değilse, 20. yüzyıldakine benzer ani yükseliş ve düşüşler yaşama riskini alıyor demektir. Dolayısıyla batılı merkez bankalarının daha fazla para pompalamayacağı ve faiz oranlarında artırımların bile başlayabileceği bir dünyada, gelişmekte olan ekonomiler, iç pazarda nakit yatırımlar bulmalı, tercihen uzun vadeli sermaye kaynağı olan emeklilik ve sigorta fonlarını yükseltmeli.

Gün geçtikçe bu konuyu masaya yatıran hükümetlerin sayısı artıyor. Reuters'da yer alan habere göre araştırma kurumu Blackrock Research Institute şef yatırım stratejisti Ewen Cameron Watt, Meksika ve Malezya gibi ülkelerde 90'lardaki krizin birçok reformu tetiklediğini ve şimdi bu iki ülkenin de çok büyük yurt içi yatırımcı temellerinin olduğunu belirtiyor. Önümüzdeki on yıl içinde varlık tasarruf havuzlarının en hızlı büyüyeceği yerin gelişmekte olan dünya ülkeleri olduğunu söyleyen Watt, "Bu gibi gelişmeler finansal krizlerin bir sonucu olarak hızlanma eğilimi gösterirler" diyor. 

Bireysel emeklilik primlerine katkı yerel yatırımcı sağlıyor

Hindistan'ı örnek verecek olursak, primleri ABD'nin 401k sistemindeki özel fonlara yönlendirmeyi amaçlayan çok önemli ve hevesli bir emeklilik yasası yürürlüğe koydu. Bu yasaya göre emeklilik primleri, çalışan ücretlerinin vergi matrahından düşürülebiliyor ve doğru orantılı olarak çalışana kazanç sağlanmış oluyor. Hindistan ayrıca yabancı yatırımların emeklilik ve sigorta sektörlerinde yatırım yapmasını engelleyen düzenlemelerini gevşetti. Türk hükümeti de bu yıl bireysel emeklilik pirimlerinin yüzde 25'ini karşılamaya başladı. Nijerya 2020 yılı itibariyle emeklilik varlıklarını üçe katlamayı planlarken, Çin ise önümüzdeki on yıl için emeklilik politikasını gözden geçirme kararı aldı ve bir yol haritası çıkartmaya hazırlanıyor. 

Gelişmekte olan ülkelerde emeklilik ve sigorta varlıkları aslında 2008 krizinden beri bir yükseliş içinde. JPMorgan verilerine göre emeklilik ve sigorta varlıklarının toplamı 2008 öncesinin iki katına geldi. Tüm zamanların en yüksek seviyesinde bulunan birikimler 5.5 trilyon dolar değerinde. Fakat bu birikimler birkaç büyük ülkede yoğunlaşmış durumda. Ayrıca birikimlerin büyümesi, gelişmiş ülkelerin refahı dolayısıyla baskılanıyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki emeklilik aktifleri toplamı halen ABD ve Japon mevcutlarının onda biri bile etmiyor. Bun rağmen, Uluslararası Para Fonu (IMF) bu yıl piyasa hareketlerinin geçtiğimiz dönemlere göre farklılaştığını, satış dalgalarının tüm ülkeleri aynı şekilde tahrip etmediğini belirtiyor. IMF, ülke piyasalarının birbirinden farklı tepkilerini sadece ulusal ödeme dengelerinin farklılığına değil, aynı zamanda yabancı yatırımın varlığını ve yokluğunu dengeleyebilecek yurt içi yatırımcılara dayandırıyor. 

Farklı ülkelerden sermaye çıkışlarına farklı tepkiler

Johannesburg ve Moskova hisse piyasalarının farklı servetlerinin de gösterdiği gibi, yurt içi yatırımcılar, yabancı sermaye sebebiyle ortaya çıkan volatiliteyi tamamen bertaraf edemese de azaltabiliyor. Emeklilik varlıkları Güney Afrika'nın yıllık ekonomik çıktısının yarısından fazlasına denk geliyorken, ülkenin hisse piyasaları bu yılın volatilitesine karşı direncini korudu ve bugüne kadar yüzde 14 yükseliş kaydetti. Rus emeklilik varlıkları ise, ülkenin GSYH'sinin sadece yüzde ikisine denk geliyor. Yani yabancı sermaye ülkeden çıktığında Moskova borsasında işlem gören birçok hisse yılın başlarında kaydettikleri kazançların çoğunu kaybettiler. Blackrock Research Institute şef yatırım stratejisti Ewen Cameron Watt bu yıl Endonezya'nın hisse ve para birimi piyasalarındaki muazzam tepkileri, ülkenin bölgesel denkleri Malezya ve Güney Kore'deki sessiz düşüşlerle karşılaştırıyor. "Finansal sistemi yurt içindeki yatırımcılarla daha fazla derinleştirdikçe, yabancı satışlarıyla daha fazla yerel yatırımcının etkisini azaltmak zorunda kalırsınız." Diyen Watt, kazançlarda ve Malzeya ringgitindeki dalgalanmaların Endonezya rupisi, Hint rupisi ve liradakinden daha az olduğunu ekliyor. 

Yatırım danışmanlığı Investec global stratejisti Michael Power, yabancı fonlar piyasadan çekildiğinde, yerel para birimlerinin güçsüzleştiğini ve yerel yatırımcının genelde çıkış yapan nakiti geri yurt içine döndürebilmek için okyanus ötesi düşük fiyatlı hisseleri satın aldığını söylüyor. Örneğin Meksida'da, emeklilik fonları dalgalı seyreden yabancı sermaye akışlarına rağmen varlık satış patlamasını desteklemişti. Power, "Görece gelişmiş kurumsal yatırım temelleri olan Meksika, Şili ve Peru'da, keyiften ellerini iştahla ovuşturup 'sonunda değerini gösteriyor' diyeren yabancıların satışlarını bekleyenler var" diye ekliyor. 

Brezilya'da getiri düşükken And bölgesinde zirveler

Latin Amerika'nın tasarruf oranları ortalama GSYH'nın yüzde 20'sine denk geliyor. EEMEA ülkelerine benzer bir şekilde, bölgede cari borçlar son on yıl boyunca GSYH'nın yüzde birine yakın seyretti. Fakat Latin Amerika'nın da kendi içerisinde farklılıkları var. Brezilya'da tasarruf ve yatırımlar GSYH'nın yüzde 20'si oranıyla bölge ortalamasının altında kalıyor. Bu da gelecek büyüme tahminlerini ve sermaye birikimini olumsuz etkileyebilir. Öte yandan And dağları bölgesi ülkeleri Şili, Kolombia ve Peru'da birikim ve yatırımlarda istikrarlı artışlar yaşandı. Bu ülkelerde yüzde 25 oranına yaklaşan birikim ve yatırımlar GSYH ve büyüme oranlarında çok sağlam bir performans yaşandığının işareti. Örneğin Kolombia'ad yatırımlar 2002 yılında GSYH'nın yüzde 16'sına denk gelirken 2012'de yüzde 24'e ulaştı. Birikimlerse 2002'de yüzde 14'ken aynı dönem içinde yüzde 22'ye yükseldi. Yatırımlardaki bu ani artış son beş yılda GSYH'nın yüzde 3'üne denk gelen cari borçların gerisinde kaldı. 

Eğer Latin Amerika emeklilik reformlarında iyi puanlar aldığı düşünüldüğünde, Rusya ve Endonezya zincirin zayıf halkalarından sayılabilir. Analize göre daha da endişe verici olan ise Arjantin ve Macaristan'daki gibi, emeklilik fonlarını derinlemesine araştırabilmek için para sıkıntısı çeken hükümetler olarak görülüyor. Çok yakın bir dönemde, Rusya'da hükümetin bireysel emeklilik birikimleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştıracak bir önlem alınmasıyla emekliliğin devletleştirileceğinden korkulmuştu. Öte yandan kurumlara ve şirketlere güvenin düşük olduğu ülkelerde enkaz sonrası yıkıntıları temizlemek ve mevcut birikimlere yatırım yapmak zor olabiliyor. Örneğin Hindistan yüzde 30'un üzerinde birikimle dünyanın en yüksek birikimine sahip ünle. Fakat 800 milyar dolarlık birikim havuzunun çoğu altın ya da nakit. Amerikalıların birikimlerinin yarısı yatırım fonlarındayken Hintli yatırımcıların yüzde 5'ten azı varlıklarını bu araçlar aracılığıyla birikime çeviriyorlar. Varlık yönetimi şirketi Amundi CEO'su Pascal Blanque gelişmekte olan ülkelerdeki yatırım fonları yavaşça büyürken piyasalarının büyük bir kısmının yabancı yatırımcının ellerinde olduğunu ve bu durumun gelişmekte olan ekonomilere 'ithal volatilitesi' riskine sebep olduğunu ifade ediyor. Blanque, "Yerli yatırımcı tabanı yeterli derinlikte olmadıkça, gelişmekte olan ülkelerde küresel portfolyolara yönelik düzeltmelerden kaynaklanan bir volatilite görülür" diye ekliyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir