Suudilerden 2.5 trilyon dolarlık madencilik atağı

Suudi Arabistan, petrolden sonra tüm yeraltı zenginliklerine gözünü dikti. “2030 Vizyonu” çerçevesinde ekonomisini yeniden şekillendiren krallığın Madencilik Bakan Yardımcısı, ülkesinin üç hedefini açıkladı: Topraklarındaki 2.5 trilyon dolar değerinde olduğu düşünülen mineralleri çıkarmak, uluslararası maden pazarına girmek ve Riyad’ı madencilik merkezi yapmak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Emre ERGÜL

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın “2030 Vizyonu” çerçevesinde finanstan spora, teknolojiden sanata ekonomisini yeniden şekillendiren Suudi Arabistan, petrolün ötesinde diğer yeraltı zenginliklerine de gözünü dikti. Ülkenin Madencilik Bakan Yardımcısı Halid el-Mudaifer, dünyaca ünlü medya sitesi Semafor’a madencilik hedeflerini anlattı.

Semafor’un “Suudi Arabistan’ın madenciliğe hakim olma planı” başlığını kullandığı röportajda, el-Mudaifer hedeflerini şöyle sıraladı:

1-Krallık topraklarındaki madenleri çıkarmak.

2-Dünya çapında mineral çıkarımına yatırım yapmak.

3-Mineral değer zincirinin mümkün olduğu kadar çoğunu ele geçirmek.

Bakan Yardımcısı, “Suudi Arabistan dönüşüyor” diye başladığı sözlerine şöyle devam etti: “Bu dönüşüm sayesinde ekonomik bir güç olmak istiyoruz. Endüstriyel bir güç olmak için madenlere ihtiyacımız var. Projeler inşa etmek için minerallere ihtiyacımız var. Dolayısıyla ilk adım, Suudi Arabistan’ta madencilik yapmak. İkinci adım, dışarıdan maden getirmek. Üçüncü adım ise Suudi Arabistan’ı bir merkez olarak inşa etmek.”

Küresel krize karşı petrolün dışında kendisine yeni ekonomik kaynak arayan ülke, elektrikli araç (EV) üreticilerinden pil üreticilerine kadar minerallere bağımlı diğer sektörlerdeki şirketleri çekmek için altyapı çalışmalarına başladı. Bakan Yardımcısı şu değerlendirmeyi yaptı: “Suudi Arabistan’ın daha fazla minerallere ve farklı türdeki minerallere ihtiyacı var. Madencilik stratejimizi, madenciliği ekonomik bir itici güç haline getirmek için geliştirdik. Ve üretim sürecinin üst düzeyini yakalamaya odaklandık.”

Bakan Yardımcısı, Suudi Arabistan'ın 2.5 trilyon dolara kadar kullanılmamış maden kaynağına sahip olabileceğini düşünüyor. Bu yöndeki tahminler daha önce 1.3 trilyon dolardı. Bakan Yardımcısı, bu rakamın "mevcut teknoloji ve mevcut altyapıya sahip ekonomik olarak sömürülebilir kaynakları" kapsadığını söyledi.

Rakamın, çıkarma teknolojisi, nakliye altyapısı ve piyasa fiyatları geliştikçe yukarı doğru revize edilebileceğini ekledi. Peki, Suudiler bu plan yüzünden Çin’le rekabete girer mi? Semafor’a konuşan Batılı diplomatlara göre, “Kesinlikle, evet.” Bakan Yardımcısı’na göre, “Hayır…” El-Mudaifer, “Eğer enerji geçişi başarılı olacaksa, tüm dünyanın yatırım yapması gerekiyor” dedi. Halid Saleh el-Mudaifer’in tam titri “Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı Madencilik İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı.”

3 Haziran 2018'de göreve atanan el-Mudaifer, Ocak 2011'den itibaren geliri 20 kat artışla, 3.7 milyar dolara, varlıkları ise 3 kat artışla, 26 milyar dolara çıkan Ma'aden'in CEO'su oldu. Birleşik Krallık'taki Oxford Üniversitesi'nden Küresel İşletme alanında Yüksek Lisans Diploması’na, Suudi Arabistan'ın Dhahran şehrindeki Kral Fahad Petrol ve Mineraller Üniversitesi'nden (KFUPM) İnşaat Mühendisliği alanında MBA ve lisans derecesine sahip.

“Allah maden ve mineralleri suyun olmadığı yere koymuş”

Madencilik uzmanlara ve diplomatlara göre, Suudiler’in “küresel madencilik merkezi” olmasının önünde 3 engel bulunuyor:

1-Özel maden çıkarma ve rafineri için gereken yeteneğe erişim eksikliği. Hükümet çapında çok az karar vericinin olması.

2-Su kıtlığı… ABD, Avrupa, Çin ve Hindistan’dan birçok uzmanın Suudi Arabistan madencilik sektörü için çalıştığına dikkat çeken Bakan Yardımcısı da ilk 2 maddeden ayrı olarak “su”ya dikkat çekiyor:

3-“Krallık, madencilik sektöründe daha fazla ‘gri su’ (dışkı kirliliği olmayan atık su) kullanıyor. Fosfatın yüzde 80'i, altının da yüzde 70’i gri su kullanılarak çıkartılıyor. Allah, maden ve mineralleri, suyun olmadığı yere koymuş.”

Ülkede 48’den fazla mineral tespit edildi

Araştırma şirketi Shearman & Sterling, geçen yıl Suudi Arabistan’la ilgili şu raporu yayınladı: “2 milyon kilometrekarelik bir alanı kaplayan Suudi Arabistan Krallığı, yüzölçümü bakımından Ortadoğu'nun en büyük, dünyanın ise 13'üncü büyük ülkesidir.

Bugüne kadar Krallık'ta aralarında garnet, altın, çinko, granit, grafit, alçıtaşı, tantal, yüksek dereceli silika kumu, kaolinitik kil, kireçtaşı, magnezyum, mermer, olivine, kaya yünü, feldspat nefelin siyenit, gümüş ve zeolitlerin olduğu 48'den fazla mineral tespit edilmiştir. Bu metallerin çıkarılması, özellikle alüminyum ve çelik gibi yüksek talep gören alanlarda hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Krallık, bin 273 değerli metal ve bin 171 değersiz metal alanı tespit etti.”

“Ma’aden” 1997’de kuruldu

Krallık'taki en büyük madencilik şirketinin ismi Ma’aden... 23 Mart 1997'de bir Suudi anonim şirketi olarak kuruldu. Ma'aden'in hisselerinin yüzde 50'si Suudi varlık fonu PIF’inken, geri kalan yüzde 50'si Tadawul'da işlem görmekte. Ma'aden'in 4 iş alanı var:

-Altın ve baz metaller;

-Fosfat

-Alüminyum

-Manyezit, kaolin ve düşük dereceli boksitin dahil olduğu endüstriyel mineraller