Telefon bağımlısı genç üç yıldır yıkanmıyor
Hatay’da yaşayan 23 yaşındaki Barış Özbay, deprem sonrasında kendini tamamen eve kapatarak yalnızca telefon ve bilgisayarla vakit geçiriyor. Annesi, oğlunun hayata dönmesi için yardım çağrısında bulundu.
Hatay’ın Defne ilçesinde yaşayan 23 yaşındaki Barış Özbay, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra hayatla bağlarını neredeyse tamamen kopardı. Evlerini ve yakınlarını kaybeden Barış, üç yıla yakındır dışarı çıkmadı ve günlük yaşamdan uzaklaştı.
Deprem öncesi üniversite öğrencisi olan Barış, yaşanan yıkım sonrası eğitimini yarıda bıraktı. Telefon ve bilgisayara yönelen genç adam, zamanla gerçek dünyadan uzaklaşıp sanal ortama bağımlı hale geldi.
Barış neredeyse üç yıldır duş almıyor, tırnak kesme gibi temel ihtiyaçlarını bile yerine getirmiyor. Sadece yemek yemek ve tuvalet gibi mecburi ihtiyaçlar için yerinden kalktığını söylüyor.
Genç adam, konuşmalarında hayata dair tüm isteğini kaybettiğini vurguluyor: “Elimde olsa tuvalete de gitmem, yemek de yemem. Hiçbir şey hayal etmiyorum. Yardım da istemiyorum. Evden çıkmak istemiyorum.”
Barış gününü uyanmak, yemek yemek, tuvalete gitmek ve telefonla oyalanmakla geçiriyor. Duvarları izlediğini ve akşamı bekleyip tekrar uyuduğunu anlatıyor. Zaman algısı ve yaşam motivasyonu yok denecek kadar az.
Anne Semra Özbay, oğlunun değişimine tanıklık ettikçe çaresizliğini dile getirdi. Depremde hem evini hem annesini kaybeden kadın, oğlunun eski neşeli günlerine dönmesi için mücadele ediyor.
Annesi, Barış’ın deprem öncesinde başarılı ve sosyal bir insan olduğunu söyledi. “Okulda birinci olurdu, herkes severdi. Banyosuna dikkat ederdi. Şimdi ne benimle konuşuyor ne kendine bakıyor” dedi.
Semra Özbay, oğlunun sık sık ölmek istediğini söylediğini belirtiyor. Konuşmayı kestiğini, kendisine anne demediğini ve hayattan tamamen koptuğunu ifade ediyor. Eşini kaybetmiş olan anne, başka çocuğu olmadığını ve üç yıldır oğluna tek başına baktığını söyledi. Yetkililere seslenerek oğlunun hastaneye götürülüp tedavi edilmesini istedi: “İşkence çekiyorum ama onu bırakamıyorum.”