'Büyümek için düşük kredi faizi şart'

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "İş dünyası olarak daha hızlı büyümek, daha fazla insanımıza istihdam sağlamak için kredi faizlerinin daha düşük olmasını istiyoruz" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, G20 kapsamında düşünce kuruluşlarını temsilen oluşturulan T20'nin Türkiye açılış toplantısında, küresel yönetişim mekanizmasının nasıl olması gerektiği konusunda yeni bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu, bu nedenle bu yıl G20 sürecini çok önemsediğini ifade etti.  

G20'nin 8 ülke dünyayı yönetmeye yetmeyince ortaya çıkan bir mekanizma olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, G20'yi yeni dünyaya uyum sağlama çabası olarak gördüğünü ve bu doğru adımı desteklediğini dile getirdi.  

'Pasta istediğimiz hızda büyümüyor'

İlginç bir zamandan geçildiğini ve pek çok küresel sorunla yüzleşmek zorunda olunduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Son 6 yıldır küresel büyümede istikrarı yakalayamıyoruz. Geçmiş yıllarda ticaret küresel büyümenin motoruydu. 90'lı ve 2000'li yıllarda küresel ticaretin yüzde 7-8 ortalamayla arttığı dönemleri yaşadık. Ama son yıllarda bu oran yüzde 4,2'ye kadar düştü. Bir başka deyişle pasta istediğimiz hızda büyümüyor. Bu da korumacı politikaları körüklüyor. Sadece geçtiğimiz yıl, 2014'te 4 bin 436 korumacı önlem tespit edilmiş ve bunların 2 bin 999'u G20 ülkeleri tarafından yapılmış. Genç işsizliği oldukça yüksek seviyelerde. Bazı ülkelerde gençlerin yüzde 40'ı işsiz durumda" diye konuştu.  

'Eşitsizlik toplumsal bir problem haline geldi'

Hisarcıklıoğlu, bugün küresel finansal piyasaların girift bir hal aldığını ve alınan kararlardaki en ufak bir hatanın büyük bir karmaşaya kapı aralayabildiğini söyledi. 

Bu karmaşanın maliyetinin ise milyarlarca hatta trilyonlarca dolarlık fırsatların yitirilişi ve milyonlarca istihdam olanağının kayboluşu olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "İnsanlar, bir gecede, orta gelire sahipken yoksulluğa sürükleniyor. İşletmeler kepenk indiriyor, hükümetler düşebiliyor. Geçtiğimiz 30-40 yıllık dönemde uygulanan kapsayıcı olmayan politikalar nedeniyle eşitsizlikler artıyor. Eşitsizlik konusu giderek ekonomik bir problem olmaktan çıkıp, toplumsal bir problem haline gelmeye başladı. Hatta son dönemde artan güvenlik açığının da artan eşitsizlik ve kapsayıcı olmayan politikalarla yakından bağlantılı olduğu kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu. 

'Küresel borçlar artıyor'

Tüm bu sorunlara rağmen, bugün küresel ekonomide geçmişe göre daha iyi durumda olunduğunun söylendiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: 

"Dürüst olmak gerekirse ben hala yolun başındayız diye düşünüyorum. Örneğin aşırı borçlanma gibi yapısal bir problemle karşı karşıyayız. McKinsey bunu son raporunda açıkladı. Küresel borç 2007 yılında 142 trilyon dolar seviyesinde idi. Bugün ise 199 trilyon dolar seviyesine çıktı. Başka bir deyişle, dünya neredeyse gelirinin üç katı kadar borcu olan bir dünya haline geldi. Ülkelerin yüzde 80'inin 2007'ye göre daha fazla borcu var. Bu sürdürülebilir bir durum değil." 

'Kredi faizlerinin daha düşük olmasını istiyoruz'

Orta vadede küresel olarak borçlanma oranını düşürecek bir strateji izlemenin şart olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Ama biz iş adamları olarak kısa vadede daha ciddi bir sorunla daha yüzleşeceğiz. Küresel ekonomi yeni bir para politikasına geçiş yapıyor. ABD merkez bankasının muslukları kıstığı, Avrupa başta olmak üzere bazı merkez bankalarının parasal genişlemeye gittiği günleri yaşıyoruz. Bu bizler için son derece sıra dışı bir durum" diye konuştu.  

Hisarcıklıoğlu, tüm şirketlerin 2015-2016 tahminlerini yeni duruma göre revize etmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:  

"Yeni para politikalarının etkileri bunlarla sınırlı da değil. Harvard Profesörü Jeffrey Frankel'e göre petrol ve emtia fiyatlarındaki son dönemdeki hızlı düşüşün sebebi de para politikasındaki değişiklik. Bu doğal olarak benim gibi iş insanlarının karar alma süreçlerini de oldukça karmaşıklaştırıyor. Bir yanda ABD, uzun bir süreden beri sıfır düzeyinde tuttuğu faizleri nasıl yükselteceğini tartışıyor. 

Diğer tarafta biz Türkiye'de, ihtiyaç duyduğumuz yüksek büyüme oranları için faizleri nasıl düşüreceğimizi tartışıyoruz. İş dünyası olarak daha hızlı büyümek, daha fazla insanımıza istihdam sağlamak için kredi faizlerinin daha düşük olmasını istiyoruz. Diğer taraftan da son dönemde küresel piyasalarda artan dalgalanmalardan en düşük düzeyde etkilenmekle uğraşıyoruz." 

Rıfat Hisarcıklıoğlu, tüm bunların küresel ekonomideki belirsizliklerin hala ne kadar fazla olduğunu gözler önüne serdiğine işaret etti. 

Bu sorunların çözümü için de küresel koordinasyon mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "G20 de bunların en başında geliyor. Bir yandan G20'yi nasıl daha iyi kullanacağımızın yollarını ararken, diğer taraftan da diğer uluslararası koordinasyon mekanizmalarının nasıl etkinleştirileceğini bulmamız gerekiyor" dedi.  

Türkiye'nin 2015 dönem başkanlığında hükümet, iş dünyası ve düşünce kuruluşları el ele vererek bu sürece katkı sağlamak istediklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, dönem başkanlığının 20 yılda bir gelecek bir fırsat olduğunu ve fırsatın kazasının olmadığını bildiklerini kaydetti.  

Babacan'a övgü

Mevcut mekanizmaların birçoğunun tıkanmış olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, "Ama ben bir iş adamı olarak tıkanıklığın en umutsuz olduğu anın, çözüme en yakın olduğu zaman olduğunu da çok iyi biliyorum. Biz bunu 2001 krizi sonrasında Türkiye'de yaşadık. Kriz sonrasında ardı ardına hayata geçirdiğimiz reformlarla, Sayın Başbakan Yardımcımız Ali Babacan'ın başında olduğu ekonomi yönetimiyle yüksek kamu borcu ve yüksek enflasyon gibi makro sorunlarımızı çözebildik" ifadelerini kullandı. 

Bugün T20'nin dönem başkanı olan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) böyle bir dönemde ortaya çıktığını anlatan Hisarcıklıoğlu, "2001 krizi sonrasında ekonomimizin oldukça zor dönemlerden geçtiği bir dönemdi. İş dünyasının lideri olarak yeni politikalar geliştirmemiz gerekiyordu. ABD başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki örnekleri inceledik. Malezya, Kore gibi başarılı örneklere baktık. Ekonomi politikaları tasarımında uzmanlaşmış bir think tank'in (düşünce kuruluşu) ne kadar önemli olduğunu gördük. İşte o zaman Güven Sak hocayla kurmaya karar verdiğimiz TEPAV, bugün dünyanın önde gelen think tanklerinden biri oldu" diye konuştu. 

Hisarcıklıoğlu, T20 toplantısındaki yeni bir uluslararası yönetişim mekanizmasına ilişkin tartışmaların gelecek dönemde yeni açılımlar sağlamasını umduğunu da sözlerine ekledi. 

Bu konularda ilginizi çekebilir