Savunmada bağımsızlık hedefi güçleniyor

ESİAD 4. Yatırım Zirvesi’nde, “Savunma ve Havacılık Sanayi” gündemi öne çıktı. ESİAD Başkanı Sibel Zorlu, küresel rekabet gücü için yeni pazarlar ve finansman erişiminin önemine dikkat çekti. Katılımcılar, Türkiye’nin savunmada yerlilik oranının artmasına dikkat çekti.

Savunmada bağımsızlık hedefi güçleniyor

Özlem SARSIN

Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD), 4. Yatırım Zirvesi’ni gerçekleştirdi. İş dünyasını bir araya getiren zirvenin teması “Havacılık ve Sanayi” oldu. Zirvenin açılış konuşmasını yapan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, uluslararası rekabet gücünü artırmak için yeni projeler geliştirmenin ve yeni pazarlara açılmanın zorunluluk haline geldiğini belirterek, bu süreçte finansmana erişim ve öngörülebilirliğin başlıca sorunlar olduğuna dikkat çekti.

Zorlu, “Bugün içinde bulunduğumuz dünyada krizler, bölgesel çatışmalar ve fırsatlar, yarattıkları küresel etkilerle ölçülüyor ve önem kazanıyor. Yerel ve bölgesel hedefler yerine artık tek bir ölçüt var: küresel boyut. Çift kutuplu dünyadan tek kutuplu sisteme geçişin ardından, çok eksenli bir dünyaya evriliyoruz. Amerika-Avrupa-Avrasya eksenlerinde beklenmedik fay hatları oluşuyor. Kısa ve orta vadeli belirsizlikler içinde ülkeler ve iş dünyası stratejilerini belirlemeye çalışıyor. Küresel ekonomik düzen, Trump politikalarıyla yeniden şekillenirken, Çin’in engellenemeyen yükselişi de önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.

Amerika’nın neo-korumacı yaklaşımı sadece ekonomi ve ticarete değil, savunma alanına da damgasını vuruyor. Avrupa’nın ABD, Çin ve Rusya karşısında nasıl bir denge kuracağı merakla izleniyor. Bu tabloda Türkiye; Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika arasında bir istikrar unsuru. Bu istikrarın temelinde ekonomik gücü ve savunma kapasitesi belirleyici rol oynuyor” dedi.

“Dünya savunma harcamaları rekor kırdı”

Havacılık ve savunma sanayinin ülkelerin siyasi ve ekonomik gücü bakımından stratejik bir sektör haline geldiğini ifade eden Zorlu, “Bu yılki zirvemizin ana temasını tüm dünyada giderek artan öneme sahip savunma ve havacılık sanayi olarak belirledik.

Bu alan sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda ülkelerin siyasi ve ekonomik gücünün göstergesi. Savunma ve havacılığı konuşmak, geleceğin teknolojilerini konuşmak anlamına geliyor. Küresel gelişmeler, sıcak savaşlar, bölgesel gerilimler ve yeni güvenlik tehditleri ülkeleri savunma yatırımlarını artırmaya zorluyor. 2024 yılında dünya savunma harcamaları 2,72 trilyon dolarla rekor kırdı.

Trump’ın baskısıyla NATO liderlerinin 2035 yılına kadar savunma harcamalarını artırma konusunda uzlaşmaları uluslararası gündeme damga vurdu. Bu çerçevede Avrupa Birliği, 150 milyar euroluk savunma planını resmen başlattı. Türkiye ise dünyanın en çok savunma harcaması yapan 17. ülkesi. Geçtiğimiz yıl savunma ve güvenlik harcamaları 25 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu tutarın 2028’e kadar 49 milyar dolara çıkması planlanıyor” bilgisini paylaştı.

“Yerli ve milli savunma sanayi için çalışıyoruz”

T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel, savunma sanayinde yerli ve milli üretimin önemine değinerek, “Savunma sanayimiz son 20 yılda büyük bir ivme kazandı. Türkiye’nin en önemli değerlerinden biri haline geldi ve dünya tarafından dikkatle izleniyor. Yerli ve milli bir savunma sanayimiz olacak; bu bizim için olmazsa olmaz” dedi.

Çizgel, savunma sanayinde tam bağımsızlık hedefiyle hareket ettiklerini belirterek, “Bugünlerde yüzde 80 yerlilik oranına ulaştık. Kritik birçok üründe yerlileşmeyi sağladık, diğerleri için de programlar başlattık. 1 ila 5 yıl içinde bu teknolojiler yerli olarak üretilecek. Sürdürülebilirlik burada kilit kavram. Elli yıl sonra da bağımsız bir savunma sanayine sahip olmak için bugünden temelleri sağlam atmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Türk savunma sanayi hızla gelişiyor”

Kale Grubu Başkan Vekili Osman Okyay, Türkiye’nin savunma sanayi ihracatında dünyada 11. sırada olduğunu belirterek, “Geçen yıl 7,2 milyar dolar ihracat yapıldı, bu yıl 10 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor” dedi. Gerçek anlamda savunma sanayicisi olabilmek için sadece son ürün değil, kritik alt bileşenlerin de yerli olarak üretilebilmesi gerektiğini vurgulayan Okyay, Türkiye’nin Avrupa Birliği coğrafyasında stratejik bir pozisyon kazandığını söyledi.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL