(13:00)Gelişmekte olan ülkeler, 'stratejik risk'te 4'üncü
(13:00)Gelişmekte olan ülkeler, 'stratejik risk'te 4'üncü
İSTANBUL - Denetim ve Danışmanlık firmalarından Ernst&Young tarafından, "Stratejik İş Riskleri: 2008 Yılının En Önemli 10 Riski" başlıklı araştırma raporu yayınlandı. Farklı alanlardan 70 finalist tarafından incelenen 12 ana sektörün değerlendirildiği, ağır mali kayıplara yol açabilecek, rekabetçi pozisyonu ciddi ölçüde zedeleyebilecek stratejik risklerin sıralandığı listede, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin 2008'in ilk 10 risk alanı içinde yer aldığı dikkat çekiyor. Raporda, bu duruma karşın, gelişmekte olan bu piyasaların yılda yüzde 40-50 oranında büyüme potansiyeli bulunduğuna ve yerel girişimcilerin global oyuncular karşısında daha avantajlı olduğuna işaret ediliyor. Şirketlerin risklere yaklaşımının da değerlendirildiği raporda, stratejik yaklaşımın, risk yönetiminin ayrılmaz parçası olduğuna inanan birçok kuruluşun, risk ve uyum çalışmalarına önemli kaynak ayırdığı ifade ediliyor. Riskin sadece "tehdit" yarattığını belirtilen raporda, asıl zararın yanlış yönetimden kaynaklandığı vurgulanıyor. Buna karşın riskin fırsat yaratabildiğine de işaret ediliyor. Raporda ilk sırada yer alan risk alanı yasal ve uyum riskleri olarak belirtiliyor. Tüm sektörlerde, bugün geçerli olan iş modellerinin kalıcılığının, gelecekteki yasal düzenlemelerle şekillendiğine vurgu yapılırken, birçok piyasada yasal yüklerin artmaya başlaması ve şirketlerin zincirlerini Avrupa, Kuzey Amerika ve BRIC Ülkeleri ötesine kaydırmaları sonucu uyum konusunda yaşanan zorlukların ilk sırada yer almaya başladığı belirtiliyor. Global finansal krizler Risk sıralamasında ikinci olarak global finansal krizler geliyor. Analistler çok az sayıda sektörün global boyutta finansal krizlerin etkilerinden kaçınabileceğini düşünüyorlar. Sıralamada yaşlanan tüketiciler ve iş gücü ise üçüncü risk alanı olarak gösteriliyor. Çoğu sektörde görülmeye başlanan ve stratejik bir risk olan iş gücü ve tüketicilerin yaşlanmasının, özellikle varlık yönetimi ve sigorta gibi sektörlerde, talep yapısı büyük bir değişimden geçtiği için olumsuz etkiler doğurduğu, otomotiv gibi sektörlerde de yaşlanan iş gücünün ciddi bir rekabet sorununu da beraberinde getirdiği vurgulanıyor. Listede 4. sıradaki risk alanı gelişmekte olan piyasalar. Rapora göre, genel olarak mevcut pazarların olgunluğa ulaşması nedeniyle gelişmekte olan piyasalara yönelim artıyor. Gelişmekte olan piyasa şirketleri ise birçok sektörde globalleşmeye başlamakla birlikte, global şirketler bu piyasalarda diğer global oyuncularla rekabet ediyorlar. Öte yandan, birçok sektörde değer zincirinin, gelişmiş piyasaların ve BRIC ülkelerinin çok ötesine erişeceği ve söz konusu piyasalardaki iş hacmini önemli ölçüde artıracağı gözleniyor. Diğer risk alanları Raporda diğer risk alanları, sektörel konsolidasyon/geçişler, enerji krizleri, stratejik işlemlerin yönetimi, maliyet enflasyonu, radikal çevreci hareketi ve tüketici talebinde değişim olarak sıralanıyor. Raporda enerji krizleriyle ilgili olarak, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve kaynaklara erişimin, altyapı hizmetleri ile petrol ve gaz sanayilerini kapsayan enerji sektöründe önemli bir stratejik risk halini aldığı vurgulanıyor. Analistler enerji krizine yol açabilecek çeşitli nedenleri; ABD'nin İran'a düzenleyeceği bir saldırı, Rusya ile ilişkilerin bozulması, stratejik enerji kaynakları kontrolünde çekişme yaşanması, deniz taşımacılığında bazı kilit mevzilerin ulaşıma kapatılması olarak sıralıyor. Raporda gelecekte ilk 10 arasında yer alacağı öngörülen riskler ise, "Nitelikli eleman ihtiyacı, salgın hastalıklar, özel sermaye fonlarının yükselişi, inovasyon eksikliği ve Çin'de sorun yaşanması" şeklinde sıralanıyor.