“Dezenflasyon gecikse de devam edecek, istikametimiz doğru”

2026-2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ı açıklayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dezenflasyonun uzun sürdüğüne yönelik eleştirilere cevap verdi. Yılmaz, “Dezenflasyon gecikse de devam edecek, istikametimiz doğru. Puan olarak bir miktar üstünde ya da altında kalırsınız ama gittiğiniz yer doğruysa eninde sonunda ulaşırsınız” dedi.

“Dezenflasyon gecikse de devam edecek, istikametimiz doğru”

Nagehin KALSIN

Cumhurbaşkanı Yar­dımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Kül­liyesi’nde 2026-2028 dönemi­ni kapsayan OVP'yi açıkladı. OVP'nin 2028 sonunda Türki­ye’yi tek haneli enflasyona ulaş­tıracağını, milli geliri 1,9 trilyon dolara yaklaştıracağını ve kişi başına geliri 21 bin dolar sevi­yesine çıkaracağını kaydeden Yılmaz, “Fiyat istikrarı, mali di­siplin ve sürdürülebilir büyü­me hedeflerimizden taviz ver­meden yolumuza devam ediyo­ruz. Dünya Bankası’nca yapılan sınıflandırmaya göre yüksek gelirli ülkeler grubuna adını yazdıran bir Türkiye’ye ulaş­mış olacağız.

Böylece ülkemiz 2025 yılı sonu itibarıyla dün­yanın 16’ncı, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi konumunda olacak”” dedi. Sunumunun ar­dından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Yıl­maz, dezenflasyonun uzun sür­düğüne yönelik eleştirilere ce­vap verdi. Yılmaz şunları söyle­di: “Tek hedef dezenflasyon olsa ve ‘bir yılda düşüreceğiz’ dese­niz düşürebilirsiniz ama bu ara­da toplum büyük bedeller öder. Dolayısıyla belli bir bütünlük içinde, kademeli bir şekilde bu işi yapmak durumundasınız.

Aşama aşama gittiğiniz zaman diğer dengelerle de birlikte bu­nu başarıyorsunuz. Bizde bir miktar hedeflerimizden daha fazla sürmesinin şununla izah edilebileceğine inanıyorum. Konjonktürel sebepler oluyor tabi. Jeopolitik gelişmeler, dış­sal meseleler, onları bir yana bı­rakırsak, hizmet sektörlerinde­ki katılığın kırılması biraz da­ha zaman alıyor. Bir taraftan da beklentilerin düştüğünü görü­yoruz ama arzu ettiğimiz hızda düşmedi. Özellikle reel sektör­de ve hane halklarında.”

Yeni programlar yolda

Enflasyona ilişkin açıklama­larıyla gündeme gelen ENAG vasıtasıyla algı çarpıtması ya­pıldığını belirten Yılmaz, “İsta­tistikle hiçbir temeli olmayan, uluslararası bir kritere dayan­mayan, denetime açık olma­yan bir istatistikle insanların algılarını çarpıttılar, beklenti­leri daha yukarıda oluşturma yönünde bir etkide bulundu­lar. Dezenflasyon gecikse de devam edecek, istikametimiz doğru. Puan olarak bir miktar üstünde ya da altında kalırsı­nız ama gittiğiniz yer doğruy­sa eninde sonunda ulaşırsınız.” ifadelerini kullandı. OVP dö­nemindeki en büyük risklerin jeopolitik gerginlikler ve ticari korumacılık olacağını vurgu­layan Yılmaz, her riskin de bir fırsat olduğuna dikkati çekti.

“Enflasyonla büyüme arasında çelişki yok”

Yılmaz, enflasyonla büyü­me arasında bir çelişki bulun­madığı ifade ederek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik ta­rihine baktığınızda, düşük enf­lasyon olan dönemlerde daha sürdürülebilir ve yüksek bü­yümelerin sağlandığını görü­yoruz. Dolayısıyla enflasyonu düşürdükçe büyüme potansi­yelimizin yukarı taşınacağı­nı rahatlıkla ifade edebilirim. Dünyadaki vaziyete, bölgemiz­deki gelişmelere baktığınız­da enflasyonla mücadele edi­len bir ortamda oldukça tatmin edici düzeyde büyümemizi sürdürdüğümüzü ve işsizliği­mizi tek haneli rakamlarda tut­maya devam ettiğimizi söyle­yebilirim.” diye konuştu.

“Kuru arz-talep koşulları belirler”

Yılmaz, dalgalı kur rejimi uygulandığını anımsatarak, kurun seviyesini piyasadaki arz-talep koşullarının belirle­diğini dile getirdi. Spekülatif hadiseler, manipülasyonlar ve aşırı hareketler olduğunda ilgi­li kurumların piyasadaki istik­rarı sağlamaya dönük müda­halelerde bulunduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:

“Bunun ötesinde kur tama­men piyasadaki arz-talep ko­şulları çerçevesinde gelişmeye devam ediyor. Orta vadede ter­sine mühendislikle arkadaşla­rımız bir kur hesabı yapıyorlar. Halbuki biz Orta Vadeli Prog­ram’da bir tahmin kullanmı­yoruz, bir hesap yöntemi kul­lanıyoruz. Hesabi bir şey bizim kur olarak kullandığımız ra­kam. Bu hesaplamalarda kısa vadeli olarak 2025 sonuna iliş­kin döviz kuru tahminlerinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan Piyasa Katılım­cıları Anketi sonuçlarını refe­rans alıyoruz.”

Şimşek: Son 1 haftada olağan dışı hareketlilik söz konusu değil

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son dönemde içeride yaşanan olayların, programa etkisine ilişkin açıklamalar yaptı. Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

“İç ve dış konjonktürdeki gelişmeler, aynı zamanda olunca bu etkileri tamamen ayrıştırmak çok zordur. Ama şunu net şekilde söyleyebilirim, son 1 haftada piyasalarda herhangi bir olağan dışı bir hareketlilik söz konusu değil. Genel anlamda iç ve dış şokların etkisi büyümeyi, risk primindeki ve faizlerdeki düşüşü bir miktar sınırlamış olabilir. Biz doğru tepki verdik, kararlı şekilde dezenflasyon programını önceliklendirdik ve sonuç aldık.”

“Vergide kayıt dışı zenginlere odaklanacağız”

2025’te faiz giderlerinin milli gelire oranının, yüzde 3,3 olduğunu, gelecek sene, yüzde 3,5’e çıktığını belirten Şimşek, “Daha sonraki 2 yılda, tekrar 3,4 ve 3,3’e iniyor. Türkiye çok büyük bir deprem felaketi yaşamıştı, programla beraber depremin yaraları sardı, faiz dışı açığı bundan verdik. Faiz harcamalarında sınırlı bir artış var. Bunun sebebi kamunun sorumsuzluğu değil, deprem yaralarını sarmak için borçlandığımız ve bu nedenle ortaya çıkan faiz gideri.

Bu, program sayesinde önemli bir risk teşkil etmiyor” diye konuştu. Şimşek, kamunun neredeyse bütün harcamalarının tasarruf tedbiri kapsamında olduğunu, bu konuda kararlı ilerlediklerine ve sonuç aldıklarına dikkati çekerek, Kamunun yaptığı harcamaları yaklaşık yüzde 33 düşürdüklerini kaydetti. Önümüzdeki dönemde de enflasyonu artırmayacak, vergide adaleti daha da iyileştirecek adımları önceliklendireceklerini ifade eden Şimşek, “Özellikle kayıt dışı zenginlerden daha fazla vergi almak için topyekûn mücadeleyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL