En dikkat çekici karar 12 bankaya verilen ceza

Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı, bu yıl en göze çarpan kararlarının, 12 bankanın rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşma içerisinde olduğunu tespit etmiş olduklarında aldıkları karar olarak gösterdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı, bu yıl en göze çarpan kararlarının, bankacılık piyasası alanında faaliyet gösteren 12 bankanın rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşma içerisinde olduğunu tespit ettiklerinde verdikleri karar olduğunu belirtti. Kaldırımcı, "Bu karar 16 yıllık uygulamamız içerisinde bir dosyada verilmiş en yüksek para cezasını içermesi bakımından da önemlidir. Bu dosyada 12 bankaya verilen para cezası yaklaşık 650 milyon dolardır" dedi. 

Rekabet Kurumu tarafından İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkelerde Rekabet Hukuku ve Politika Çalıştayı'nda konuşan Kaldırımcı, İİT bünyesinde düzenlenen çalıştayın üye ülkelerin otoriteleri tarafından sahiplenilmesinin kendilerini mutlu ettiğini söyledi.

Kaldırımcı, toplantıya 30 farklı üye ve gözlemci ülkeden 50'nin üzerinde misafirin katıldığını ifade ederek, toplantının, İİT bünyesinde rekabet hukuku ve politikasıyla ilgili olarak görev yürütenlerin tecrübe ve bilgi değişimine katkı sağlayacak sürekli bir platforma dönüşmesini dilediğini kaydetti. 

Bunun yanında, çalıştayın katılımcılar arasında bir dostluk ve kardeşlik köprüsü olacağına inandığını, varolan dostluk ve kardeşlikleri artıracağını ümit etiğini dile getiren Kaldırımcı, Mayıs 2011'de Ankara'da düzenlenen İİT'nın 18. Oturum Komitesi Toplantısı'nda, kurumları tarafından bir proje teklifi sunulduğunu anlattı.

Kaldırımcı, İslami Ticaret Geliştirme Merkezi (ICDT) ile işbirliği içerisinde hazırlanan söz konusu projenin İİT ülkelerine rekabet hukuku alanında teknik destek verilmesini amaçladığını kaydetti. Kaldırımcı, "Sonraki aşamada ilgili komitede alınan kararlar çerçevesinde teknik yardım programının ilk aşaması olarak, İİT üyesi ülkelerin rekabet hukuku alanında ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik bir konferans düzenlenmesi görevi kurumumuza verilmiştir.  Bu çerçevede Kurumumuz ile ICDT işbirliğinde 21-22 Kasım 2011 tarihlerinde 'İİT Üyesi Ülkelerin Rekabet Hukuku ve Politikası Alanındaki İhtiyaçlarının Belirlenmesine Yönelik İstanbul Konferansı' düzenlenmiştir" diye konuştu.  

"Rekabet hukuku ve politikası alanındaki uygulamaları paylaşmak için çalıştayı gerçekleştirdik"

Kaldırımcı, konferansta alınan kararlar doğrultusunda ve üye ülkelerin belirledikleri ihtiyaçlar çerçevesinde, 2013 yılı içerisinde, Türk Rekabet Kurumu tarafından İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir alt kuruluşu olan İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) ile irtibatlı olarak Endonezya Rekabet Gözetim Komisyonu'na, Arnavutluk Rekabet Kurumu'na, Pakistan Rekabet Otoritesine ve Bangladeş hükümet, akademi ve iş çevresinden oluşan paydaşlara teknik yardıma yönelik olarak toplantılar düzenlendiğini  belirterek, "Bu toplantılarda kurumumuz uzmanları ile ilgili ülke rekabet kurumları uzman ve yetkilileri tecrübelerini paylaşmış, fikir alışverişinde bulunmuşlardır. Bu toplantılara katılan arkadaşlarımızın ortak görüşü, yapılan toplantıların gerek kurumların birbirlerinin faaliyetlerinden haberdar olmaları, gerekse bilgi ve tecrübe paylaşımı bakımından çok faydalı olduğu şeklindedir" diye konuştu.

Kaldırımcı, 2011'de yapılan toplantı sonuç bildirgesinde yer alan öneriler doğrultusundaki faaliyetlerin devamı olarak İİT ülkelerinde rekabet hukuku ve politikası alanındaki uygulamaları paylaşmak ve tartışmak üzere bu çalıştayı gerçekleştirmeyi arzu ettiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Böyle bir toplantının İİT bünyesinde yapılan çalışmaların devamlılığını sağlamak açısından önemini ve burada bulunarak bu devamlılığa katkı veren sizlerin rolünün tarihi ehemmiyeti haiz olduğunun altını çizmek isterim. Nitekim, kurumumuzun bu yönde bir çalıştay düzenleme arzusu, İSEDAK 29. Oturumu toplantısında da memnuniyetle karşılanmıştır. Bu toplantının, İİT ülkelerindeki rekabet hukuku ve politikasını geliştirmek, uygulamada iyi örnekler üzerinden paralelliği sağlamak, tecrübelerimizden faydalanmak ve karşılıklı fikir alışverişine imkan sağlamak bakımından bir çalıştay formatında olmasını tercih ettik."

Kaldırımcı, İki gün sürecek çalıştayda bu amaçlara ulaşma hedefiyle toplam dört oturum planlandığına dikkati çekerek, "Bunlardan ilkinde rekabet politikasının makroekonomiye ve makro hedeflere etkisi bağlamında yoksulluğun azaltılması ve ekonomik kalkınmadaki rolü tartışılacaktır. Sonraki iki oturum rekabet hukukunun uygulanmasına ayrılmıştır" dedi. 

"16 yıldır tüm mal ve hizmet piyasalarında rekabetin sağlanması, korunması ve geliştirilmesi için çalışıyoruz"  

Kapsayıcı ve etkin bir rekabet hukuku politikası ve uygulamasının rekabet savunuculuğu ayağı olmadan eksik sayılacağı varsayımı ile çalıştayın son oturumunun konusunun rekabet savunuculuğu şeklinde belirlendiğini anlatan Kaldırımcı, 2011 yılında başlayan projenin bir devamı olarak toplantının organizasyonunu Türk Rekabet Kurumu'nun üstlendiğini söyledi.

Kaldırımcı, Türkiye'de de Anayasa'nın 167. maddesi hükmünün devlete piyasaların sağlıklı ve düzenli işlemeleri için gerekli tedbirleri alma, tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme görevi verdiğini hatırlatarak, "Bu doğrultuda 1994 yılında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu kabul edilmiştir. Rekabet Kurulu ise 1997 yılı sonu itibarıyla faaliyete geçmiştir. Kurum olarak yaklaşık 16 yıldır tüm mal ve hizmet piyasalarında rekabetin sağlanması, korunması ve geliştirilmesi amacıyla faaliyet göstermekteyiz" dedi.

Kurumlarının kuruluşundan bugüne değin kendisine intikal eden başvurular üzerine ya da kendiliğinden harekete geçmek suretiyle, çeşitli sektörlerde faaliyette bulunan teşebbüsler hakkında inceleme, araştırma ve soruşturmalar yaparak kararlar aldığını ve gerektiği durumlarda kanunda öngörülen cezaları uyguladığını belirtti. Kaldırımcı, bir ülkede rekabet hukuku ve politikasının en önemli ayaklarından birinin etkin ve caydırıcı bir uygulama olduğunun bilincinde olduklarını vurguladı. 

Kaldırımcı, bu itibarla kurumlarının Rekabet Kanununun uygulanması çerçevesinde geçen bir yılda bilgi ve iletişim teknolojileri, çevre, eğitim, gıda-tarım, inşaat, kimyasal ürünler, medya, mücevherat, sermaye piyasası-finans ve ulaştırma alanlarında soruşturmalar tamamladığına vurgu yaparak, şöyle konuştu: 

"Halihazırda bilgi ve iletişim teknolojileri, eğitim, gıda-tarım, inşaat, kültür-sanat-eğlence, mesleki faaliyetler, petrol-petrol ürünleri ve ulaştırma alanlarda yürütülen soruşturmalarımız bulunmaktadır. Bu uygulamalarımız içerisinde bu yıl en göze çarpanı ise bankacılık piyasası alanında faaliyet gösteren 12 bankanın rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşma içerisinde olduğunu tespit etmiş olduğumuz kararımızdır. Bu karar 16 yıllık uygulamamız içerisinde bir dosyada verilmiş en yüksek para cezasını içermesi bakımından da önemlidir. Bu dosyada 12 bankaya verilen para cezası yaklaşık 650 milyon dolardır. "

"Mart 2014 itibariyle kamuoyu ile paylaşacağımız Rekabet Raporunun konusu rekabet hukuku ve KOBİ'ler olacak " 

Kaldırımcı, zaman içerisinde etkin ve güçlü bir uygulama için rekabet hukuku mevzuatının da gözden geçirilmesi gereğinin herkesin malumu olduğunu belirterek, "Bu çerçevede Rekabet Kanunumuzun etkin ve caydırıcı bir rekabet hukuku sistemi getirmesi yönündeki çalışmalarımızın da sürdüğünü belirtmek istiyorum. Bugünlerde Rekabet Kanunu'nda önemli değişiklikler öngören bu yöndeki bir değişiklik paketini hükümetimizin takdirine sunduk" ifadesini kullandı.

Bunun yanında, birincil mevzuat çalışmalarının yanında etkili, hukuki belirliliği yüksek uygulamalara imkan vermek amacıyla ikincil mevzuat çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Kaldırımcı,  "Bu çalışmalar çerçevesinde özellikle kılavuzlar yoluyla şirketlerin ve uygulayıcıların bilgilendirilmesi, uygulamaların daha şeffaf ve hukuki bir düzlemde geliştirmesinin sağlanmasını hedefliyoruz.  Günümüzde, gelişmiş ekonomilerde rekabet otoritelerine yüklenen bir önemli işlev de, piyasaların yapısını şekillendiren hukuki ve idari düzenlemelerin hazırlanması ve uygulanması aşamalarında, teşebbüs davranışlarından kaynaklanan piyasa aksaklıklarını en az düzeye indirecek yapının ortaya çıkarılabilmesi amacıyla hükümetlere danışmanlık hizmetinin sunulmasıdır" diye konuştu.

Rekabet savunuculuğunun önemli bir aracı olarak sektör incelemelerini gördüklerini, bu yönde her yıl farklı pazarlara yönelik çalışmalar yaptıklarını belirten Kaldırımcı, özellikle, "doğalgaz", "hızlı tüketim malları perakendeciliği" ve "ilaç" sektör incelemeleri ile ilgili olarak hazırlanan raporların kamuoyunda ilgiyle karşılandığını, ciddi tartışma ve değerlendirmelere zemin hazırladığını, Mart 2014 itibariyle kamuoyu ile paylaşacakları Rekabet Raporunun konusu ise rekabet hukuku ve KOBİ'ler olacağını söyledi.