‘İhracat 2015’te 180 milyara ulaşabilir’

DÜNYA Gazetesi'nin Euler Hermes ile ortaklaşa düzenlediği 'Güvenli Ticarette Yeni Ufuklar' toplantısında söz alan Euler Hermes Genel Müdürü Özlem Özüner, "2015'te ihracat 13 milyar dolar potansiyel artışla 180 milyar dolara ulaşabilir" diye konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

GÜLAY SOYDAN PEHLEVAN
ESRA ÖZARFAT

BURSA - Türkiye’nin 2000’li yıllara oranla ihracat pazarlarını başarılı bir şekilde çeşitlendirdiğine vurgu yapan Euler Hermes Genel Müdürü Özlem Özüner, özellikle Cezayir, Suudi Arabistan, Rusya, Doğu Avrupa gibi ülkelerin potansiyel ülkeler arasında yer aldığını, bu noktada da ihracatçıları korumak adına alacak sigortasının ön plana çıktığını söyledi. 

DÜNYA Gazetesi’nin Euler Hermes ile ortaklaşa düzenlediği ‘Güvenli Ticarette Yeni Ufuklar’ toplantısının yeni durağı Bursa oldu. DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü üstlendiği toplantıya Bursa iş dünyası yoğun ilgi gösterdi. 

Euler Hermes Genel Müdürü Özlem Özüner, her ölçekten şirket için sabit kıymetler kadar alacaklarının sigortalanmasının önemli olduğunu vurgulayarak, “Alacak sigortası şirketlere cirolarını artırma ve işlerini büyütme şansı sunuyor. Uygun maliyetli olması, bankaların alacak sigortası bulunan şirketlere daha kolay kredi vermesi ve yeni müşterilere yapılan satışların artması diğer avantajlar. Ek olarak, alacak sigortasından faydalanan şirketler bilgi, analiz, tahsilat maliyetleri gibi yüklerden de kurtuluyor” dedi. Euler Hermes’in dünya çapında sigortalılarına 789 milyar euro teminat sağladığına vurgu yapan Özüner, alacak sigortası konusunda dünyada ticareti yöneten başka bir mekanizma olmadığını anlattı. Alacak risklerinin azalması için sigortaya olan talebin yükselmesi gerektiğinin altını çizen Özüner, “Türkiye bu konuda hassas risk ülkeleri arasında, İtalya ve İspanya ile aynı kategoride. Bazı ülkeler var ki riskleri çok büyük. Dünyada yaklaşık 40 milyon şirketin verisini izliyoruz. 210’dan fazla ülkeye de teminat verebiliyoruz” açıklamasını yaptı. 

‘Tahsilat davaları ortalama 3.3 yıl sürüyor’ 

Türkiye’nin iş verimi ve rekabet edebilirlik açısından en güçlü OECD ülkelerinden biri olduğuna değinen Özüner, buna rağmen Dünya Bankası’nın ifl asın çözümlenmesi derecelendirmesinde çok geride olduğunu dile getirdi. Özüner, “Dünya Bankası her yıl iş yapma kolaylığı endeksini açıklıyor. Bu yıl Türkiye’yi verimlilik ve rekabetçilik konusunda 55. sıraya koydu. Ancak ifl asın çözümlenmesi konusunda 130. sırada. Bir alacağımızı tahsil etmeye çalıştığımızda bunun davası ortalama 3.3 yıl sürüyor. Kurtarabildiğimiz tutar sadece toplam tutarın yüzde 22’si. Dolayısıyla Türkiye’de alacakların korunmaya alınması ihtiyacı çok daha fazla” açıklamasını yaptı. 

Türkiye’de yaklaşık 4 milyar euroya yakın teminat sunduklarını belirten Özüner, bundan en büyük payı perakende sektörünün aldığını söyledi. Türkiye ihracatı endüstriyel ürünlere kaymaya başladı. 2015’te ihracattan elde edilebilecek toplam potansiyel kazançların neredeyse yarısı ilk 3 sektörden gelecek. Bunlar tekstil, otomotiv ve tarım ürünleri olacak. Otomotiv sektörünün ihracattaki payı 2000’li yıllarda yüzde 5.5 iken şimdi yüzde 11’lere gelmiş durumda” diye konuştu. 

‘İhraç pazarları çeşitleniyor alacak sigortasının önemi artıyor’ 

Ödenmeyen çeklerin Türkiye’ye has bir veri olduğunu belirten Özüner, “Dünyada böyle bir sistem yok. Burada da artış var, ocak- ekim döneminde karşılıksız çeklerin tutarı 15.8 milyar liraya ulaştı” dedi. 

Reel efektif döviz kurunun Türkiye ekonomisinin AB’ye göre daha rekabetçi olduğunu gösterdiğini, 2015’te ihracatın 180 milyar dolara ulaşmasını öngördüklerini belirten Özüner şöyle konuştu: 

“2000 yılında ihracat yaptığımız ülkelere şimdi daha az ihracat yaptığımızı görüyoruz. İhracat rotalarımızı çok başarılı bir şekilde çeşitlendirmişiz. Örneğin Almanya birinci ticaret partnerimiz ama 2000 yılında toplam ihracatımızın yüzde 19’unu Almanya’ya yaparken, şimdi yüzde 9.50’sini yapıyoruz. Demek ki ihracat yapabildiğimiz yeni ülkeler var. Irak bunlardan biriydi. Şimdi orada bir miktar düşüş yaşıyoruz. Ama Türkiye’de ihracatçılarımız yeni pazarlara doğru gelişim gösteriyorlar. Bu Avrupalı ihracatçılar için çok kolay değil. 2015’teki 13 milyar dolarlık potansiyel ihracat kazancının 11 milyar doları euro bölgesi dışı ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerden gelecek. Cezayir, Suudi Arabistan, Rusya gibi ülkeler öne çıkıyor. Yeni gelişen Doğu Avrupa da önemli potansiyel pazarlar arasında yer alıyor. Bu noktada alacak sigortası da ön plana çıkıyor.”

“Dünya coğrafyasına bakıp küçük hesapları bırakmalıyız”

•DÜNYA Gazetesi Yazarı Osman Ata Ataç: Enerji dünyada en önemli ticaret kalemlerinden biri. Bu konu yakından takip edilmeli. Enerji ve minerallerin pahallılığı devam etse de 2015’ten sonra uluslararası anlaşmalar kaynakların bulunması konusunda olumlu sonuçlar doğuracak. Yeni enerji kaynakları dolayısıyla doğalgaz kaynaklarına bağımlılığın azalması Akdeniz’de yeni dengeler oluşturacaktır. Önümüzde ekonominin lokomotifi olarak nitelendirdiğimiz özel sektörümüze önemli ve tarihi görevler düşecek. 15. yüzyılda Rönesans’ı, 19. yüzyılda sanayi devrimini kaçıran bu topraklarda fırsat kaçıracak sabır kalmadı. Şimdi tüm kurum ve kuruluşlarla dünya coğrafyasına bakıp küçük hesapları bırakmamız gerekiyor. Kimse kimseyi şu ya da bu nedenle dövmüyor. Bunların altında büyük hesaplar var. Bizim dışımızda gibi görünen bazı olayların bir gün kapımızı çalacağını unutmamalıyız. Bire bir işin içinde olmak zorundayız. Artık bir şeyleri devletten beklemek, sonra da bizim devlet de uyudu demek de geçmişte kaldı.

“İşlerimizi yeni iş ilişkileriyle şekillendirmeliyiz”

• DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt: Güvenli ticareti etkileyen belli başlı eğilimleri, onların yarattığı fırsat ve tehlikeleri değerlendirmeliyiz ki, kendi olanak ve kısıtlarımızla dengeleyen bir gelecek inşası planını ortaya koyabilelim. Alışkanlıkla iş yapma aşamasından analizle iş yapma aşamasına geçilmesi gerekiyor. Önyargılar, kalıplar ve yerleşik doğruların ticarette risk yaratan etkileri mutlaka sorgulanmalı. Mal ve hizmette üretim becerisi artık yetmiyor. Üretimi dünyada en iyi yapanların düzeyine taşıyarak ‘hüner sahibi’ olmamız, hünere akıl katarak yaratıcı olmamız gerekiyor. Önümüzdeki 10 yılda bütün üretimde, hem firma ölçeğinde hem de sektör bazında yapılar yeniden tanımlanacak. Akıllı ve bağlantılı ürünler daha ön planda olacak. Geleceği yaratmak için mutlaka değer yaratma zincirinin her halkasını yeniden tanımlamak gerekiyor. Daha ileri, sağlam adımlarla gidebilmek için gerçekten işlerimizi yeni varsayımlar, yeni modeller, yeni iş ilişkileriyle şekillendirmemiz gerekiyor. Değişim içinde riskleri azaltmanın yollarından biri de hizmet olarak sigorta konusunu iyi yönetmeniz olacaktır.