İş dünyası ‘meslek dışı hakimlik’ talep ediyor

İş dünyası uzun süren ticari davalardan şikayetçi. 8 yıla kadar süren davalar nedeniyle borçlarını ödemekte sıkıntıya uğradıklarını söyleyen iş dünyası temsilcileri daha hızlı yargı süreci için meslek dışı hakimlik sisteminin gelmesini istiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sercan AKINCI

İSTANBUL - İş dünyası temsilcileri uzun süren ticari davalar nedeniyle firmaların batağa sürüklendiğini ifade ediyor. Davaların 8- 10 yıla kadar uzadığını aktaran temsilciler, sermayesi yetersiz olan firmaların bu süreye dayanamadıklarına dikkat çekiyor. Perpa Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yümlü, iş dünyasındaki bir çok iflasın arkasındaki sebep olarak ticari davaları gösterirken, çözüm olarak ise meslek dışı hakimlik uygulamasını işaret ediyor. PricewaterhouseCoopers (PwC) Vergi Bölüm Başkanı Zeki Gündüz açılan- kapanan şirket sayısının çok fazla olma sebeplerinden birinin de dava süreçlerindeki uzunluk olabileceğine dikkat çekti. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz, borçlu şirketlerin ödeme yapmamak için farklı stratejilere başvurarak ödeme sürecini geciktirdiklerini ifade etti.

Konuyla ilgili olarak DÜNYA’ya açıklama yapan Perpa Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yümlü, kendisinin 7 yıldır süren bir davası olduğunu anlattı. Davanın en az 2 yıl daha süreceğini öngören Yümlü, “Bir çok konuda hakim ilgili bilirkişiyi çağırıyor. Süreyi uzatmak isteyenler bilirkişiye itirazlara başlıyorlar. Benim dayanma gücüm vardı dayanıyorum. Peki dayanamayan adam ne olacak? Şirketler gücünü aşan bir davaysa batıyor. Benim 2 milyon alacağım var örneğin. Kötü niyetli birine çarptım o parayı alamıyorum. Bu sefer borcumu ödeyemeyecek duruma geliyorum. Türkiye’deki iflasların birçoğu da böyledir. Adam 10 sene sonra davayı kazanıp 2.5 milyon lira alsa ne olur? Battığı için yetmeyecek ki ona” dedi.

Bilirkişiler hakim olsun

İstinaf mahkemelerinin yıllardır devreye giremediğinden yakınan Yümlü, bunun nedenin ise yargıç eksikliği olduğuna değindi. Yargılama hızını artırmak için hakim başına düşen dosya sayısının önemli olduğunu vurgulayan Yümlü, Avrupa’da bir hakime yılda ortalama 200 dosya düşerken bu sayının Türkiye’de bin civarında olduğu bilgisini verdi. Türkiye’de 8 bin civarında hakim olduğunu ifade eden Yümlü, normlara göre 40 bin hakim olması gerektiğini bildirerek, şunları anlattı:

“Avrupa Birliği’ni incelediğiniz zaman meslek dışı hakimlik var. Yani hukuk mezunu olmayan hakimler var orada. Bunun Türkiye’de uygulaması askeri mahkemelerde var. Danıştay’ın sanırım yüzde 35- 40’ı hukuk mezunu değil. Anayasa Mahkemesi’nin başkanı hakim değil. Bu kadar üst düzeyde meslek dışı hakimlik varsa daha altta neden uygulanmıyor? Tüccarı iflastan korumak için meslek dışı hakim almamız lazım. Bugün hakimlerin yüzde 50- 60’ı bilirkişi raporuna göre karar veriyor. O zaman bu bilirkişiler meslek dışı hakim olsunlar. Gıdayla ilgili bir konu geldi, gıda mühendisi hakim olursa çikolata ile ilgili bir dava geldiğinde daha içeriğine bakınca bu madde gıda kodeksine aykırı bunda olamaz diyerek anında karar verebilecek.”

Borca karşı farklı stratejiler

İKMİB Başkanı Murat Akyüz ticaret mahkemelerinin uzunluğundan dolayı haksız iflasların yaşandığının altını çizdi. Alacağını tahsil edemeyen firmaların bir süre sonra kepenk kapatmak zorunda kaldığına dikkat çeken Murat Akyüz şöyle konuştu:

“Aynı zamanda borcu olan bazı durumlarda haklı duruma bile geçebiliyor. Haksız kazançlar olduğunu biliyoruz. Son dönemde çek yasasındaki değişikler de bu konuda haksız yere kazanç sağlayanlara cesaret verdi. Kendisinden alacakların alınmasıyla ilgili süreçlere itiraz edebiliyor. Alacaklılara karşı birkaç farklı strateji uygulayabiliyorlar. Büyük bir firma yan şirketiyle birlikte aynı anda iflas ertelemeye başvurdu. Aslında yan şirket para kazanıyordu. Böylece uzun süre zamandan kazandılar ve alacaklılara engel oldular. Bu süre için şirketin içini boşalttılar. Alacağa göre ticaretini hesaplayan insanlar maalesef döküldüler. Bir kısmı zaten silindi gitti. Bu konuda hakkı olanın hakkını zamanında alabildiğini ben bilmiyorum.”

PwC Vergi Bölüm Başkanı Zeki Gündüz, Türkiye’de uzun süren yargılama süreçlerinin her alanda şikayet konusu olduğunu ifade etti. Uzun süreli davaların firmaları zora soktuğunu ifade eden Gündüz, “En başta masraflara katlanma mali külfet yaratıyor. Bir haberde, ‘1 milyon KOBİ kapandı’ deniliyordu. Türkiye’deki açılıp kapanma istatistiklerine baktığımızda uzun davaların bunda da etkisi vardır. Mahkemelerin sayıca yetersizliği buna neden oluyor olabilir” dedi.

Aycem Tekstil’in sahibi Cem Altan da işçilerle ilgili davaların da en az 3 yıl sürdüğünü söyledi. Ayrıca Cem Altan, bir işçinin hırsızlığını ispatlamalarına rağmen davayı kaybettiklerini ifade ederek, mahkemelerin yüzde 90 oranında işçi lehine karar verdiğini belirtti.

‘Arabuluculuk sistemi teoride kalır’

Anlaşmazlıkların çözülmesi ve mahkemeler üzerindeki yükün azaltılması amacıyla oluşturulan ‘Arabuluculuk Sistemi’nin Türkiye’de uygulanamayacağını söyleyen Adil Hukuk Bürosu Hukuk Danışmanı Avukat Murat Şahin, şu ana kadar sistemin sadece teorik olarak var olduğunu kaydetti. İlk arabulucuların geçtiğimiz ay sertifika aldığını ifade eden Şahin şunları aktardı:

“Arabulucunun devreye girebilmesi için her iki tarafın beraber başvurmaları gerekiyor. Sadece bir taraf benim şöyle bir problemim var bunu çöz diye gidemiyor. Şu anda mahkemelerde uzlaşma prosedürü var. Hakim uzlaşmak istiyor musunuz diye soruyor. Klasik cevap uzlaşmak istemiyoruz oluyor. Şimdi de hakim arabulucuya gitmek istiyor musun diye soracak. Cevap yine aynı olacak. Alacak- verecek davalarında da iş bilirkişilere gittiği için bunlarda sıranın arabuluculara geleceğini de sanmıyorum” dedi. Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun davaların sürelerini daha da uzatacağına dikkat çeken Şahin, eskiden açılan davaların 3 ay sonra duruşması olurken şimdi ilk duruşmanın 6- 7 ay sonra yapıldığını belirtti. Meslek dışı hakimlik konusuna da değinen Şahin, “Bilirkişilerin Meslek dışı hakimlik gibi ağırlığı olursa etkili olurlar. Ticari mahkemelerde kararların özü zaten bilirkişi raporudur. Hakim, bilirkişi raporu geldiğinde ona göre karar veriyor.”

tablon.jpg

Bu konularda ilginizi çekebilir