İşte Türkiye’nin Gümrük Birliği müzakere tezleri

Ekonomi Bakanlığı, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi müzakerelerine birkaç ay kala, Türkiye'nin masaya getireceği dosyanın içeriğini DÜNYA'ya açıkladı. Yapısal alanda iki, sektörel alanda 4 temel talep var.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İbrahim EKİNCİ

Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu son birkaç yıldır Türkiye’nin gündemini meşgul ediyor. Konu, iş çevrelerini de yakından ilgilendiriyor. 2017’nin ilk çeyreğinde masa kurulacak. Türkiye masada ne talep edecek? Hangi sektörleri ilgilendiren gelişmeler mümkün? Hangi yeni uygulamaların gelmesi söz konusu? Masa için hazırlıkları sürdüren Ekonomi Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre Türkiye, temel argüman olarak, “Sadece sanayi ürünlerini kapsayan ve yapısal sorunlar nedeniyle hâlihazırda en etkin şekilde faydalanılamayan Gümrük Birliği, mevcut haliyle ülkemiz beklentilerini karşılamakta yetersiz kalmaktadır” görüşünü savunuyor, savunacak… Beklentiler ne? Üç temel sektörde karşılık açılım ve AB karar mekanizmalarına Türkiye’nin etkin katılımı için yapısal düzenlemeler…

Bakanlık yetkilileri, “Türkiye’nin AB ve ABD arasında müzakere edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) sonucu ortaya çıkacak ekonomik blok içinde yer alma hedefi güncelleme sürecine aciliyet kazandırıyor. TTIP’in gerektirdiği ileri düzeydeki serbestleşme ve yüksek standartlara hazırlıklı olduğumuzun ortaya koyulması bakımından da güncelleme önemli. GB, reform niteliğindeki düzenlemelerin hayata geçirilmesi, sanayinin uluslararası rekabete açılarak rekabetçilik düzeyinin artırılması ve Türkiye’nin küresel değer zincirlerine entegrasyonuna sağladığı katkı ile Türkiye ekonomisi için bir dönüm noktasıydı. Güncelleme ile gerçekleştirilecek kapsamlı liberalizasyon ve reformlar da Türkiye ekonomisi için yeni bir dönüm noktası fırsatı yaratacak. Bu dönüşüm Türkiye’nin TTIP sürecine katılımını destekleyecek ve başka ülkelerle de STA yapma kapasitesini artıracak” dedi.

“Anılan sorunlar ve pazar açılımına ilişkin başlıklar müzakerelerde bir paket halinde ele alınacak” diyen yetkililer, güncelleme kapsamında teknik düzenlemeler, fikri mülkiyet hakları, gümrüklerde işbirliği ve ticaret politikası araçları önlemlerinde uygulamanın iyileştirilmesi, anlaşmazlıkların halli mekanizması tesis edilmesi gibi konularında düzenlemeler yapılması öngörüldüğünü belirttiler.

Görüşmeleri iki yıldır sürüyor hazırlık raporu tamamlandı

Türkiye, AB tarafına GB’nin güncellenmesine yönelik taleplerini 2014’te iletti. 2014-2015 yıllarında gerçekleştirilen üst düzey siyasi ve teknik görüşmeler sonucunda, müzakerelerde ele alınacak hususları ortaya koyan rapor üzerinde Mayıs 2015’te mutabakata varıldı. Bu mutabakattan sonra da taraflar kendi pozisyonlarını belirlemek üzere çalışma başlattı. Türkiye tarafında çalışmalar Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda sürdürülüyor. Bakanlık, ilgili kurumlar, STK’lar ve özel sektör temsilcileri ile yürütülen iç istişare süreci sonucunda Müzakere Hazırlık Raporu ve etki analizi çalışması tamamlanma aşamasına geldi. Resmi müzakerelerin 2017 yılının ilk çeyreğinde başlayacak.

Türkiye neler talep edecek?

Yapısal alanda iki talep gündeme gelecek

GB’yi kuran 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nda hüküm bulunmaması veya mevcut hükümlerin Türkiye açısından yetersiz kalması nedeniyle, Türkiye AB’nin birçok alandaki karar mekanizmalarında yeterince temsil edilmiyor. Bu da aleyhinde sonuçlar doğuruyor. Türkiye, bu alandaki taleplerini “yapısal sorunlar” başlığı altında topluyor. Masada şu talep ve tezleri gündeme getirecek:

1. Türkiye, AB’nin karar alma süreçlerinde yeterince yer alamıyor. Bu da AB’nin ticaret politikasını takip etme yükümlülüğüne bağlı zorluklara yol açıyor. AB’nin ticaret politikasının belirlendiği karar mekanizmalarında ve komitelerde Türkiye’nin söz sahibi olması, Türkiye ile AB arasında etkin bir danışma ve ortak karar alma mekanizması kurulması, Türkiye’nin GB ile doğrudan ilgili tüm komite ve bağımsız ajanslara katılımının sağlanması gerekiyor.

2. AB, son yıllarda akdettiği yeni nesil STA’larla tarım, hizmetler ve kamu alımları gibi alanlarda üçüncü ülkelerle, Türkiye ile olan ortaklık ilişkisinden daha derin tercihli düzenlemeler gerçekleştiriyor. Bu STA’ların üstlenilmesinde güçlükler yaşanıyor. AB’nin STA yaptığı ülkelerin bir kısmı Türkiye ile müzakereye yanaşmıyor ya da daha geç başlıyor. Bu bağlamda, AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı STA’lardan Türkiye’nin eşzamanlı yararlanmasını sağlayacak bir mekanizma oluşturulmalı.

Hangi sektör için ne istenecek?

Kamu alımları, tarım ve hizmetler masada

GB, sanayi ürünleri ve işlenmiş tarım ürünlerinin sanayi paylarını kapsıyor. 21 yıllık uygulamada Türkiye ve AB sanayisi alanında entegrasyon büyük ölçüde gerçekleşti. GB’nin güncellenerek kapsamının genişletilmesi sürecinde esas etki tarım, hizmetler ve kamu alımları alanında ortaya çıkacak. Türkiye’nin bu alanlardaki talep ve hedefleri şöyle:

1. Tarım tavizleri genişletilmeli. Bu alanda açılımla başta taze meyve ve sebze, zeytinyağı, üzüm, un gibi tarım ürünlerinde ve bulgur, makarna, şekerleme gibi işlenmiş tarım ürünlerinde yeni tavizler verilmeli. (Türkiye istediği sonuçları alırsa hayvan ve bitki sağlığı alanında yapılacak düzenlemelerle bu alanda karşılaşılan ikili sorunların daha kolay aşılması sağlanacak. Bununla birlikte tarım sektöründe sağlanacak liberalizasyon sektörün rekabetçiliğini artıracak, tarımsal hassasiyetlerin azalması Türkiye’nin STA yapabilme potansiyelini artıracak.)

2. Hizmetler sektöründe taraflar arasında ileri seviyede bütünleşme gerçekleştirilmeli. Bu bütünleşme mevzuat uyumunun ileri, kısıtlılık oranının düşük olduğu sektörlerde hızlı; geriye kalan sektörlerde ise koşullara göre belirlenecek geçiş süreleri ile gerçekleştirilebilir. (AB, dünyanın en büyük hizmet ithalatçısı. 18 trilyon dolara yaklaşan milli gelirinin %74’ü hizmetler. Bu sektör GB’ye dahil edilirse Türkiye’nin AB hizmet pazarına girişinde karşılaştığı engeller kalkacak.)

3. Hizmetlerin bir tarafını oluşturan ve karayolu kotaları ticarette sorun yaratıyor. Bazı AB üye ülkeleri tarafından Türkiye’de kayıtlı karayolu taşıtlarına uygulanan kotalar, Türkiye’den ihraç edilen malların AB’ye taşınmasına engel teşkil ediyor, zaman ve maddi açıdan maliyet yaratıyor. kotalar kaldırılmalı.

4. AB üye ülkelerinde gerçekleştirilen tüm ihalelere herhangi bir kısıtlama ve engele tabi olmaksızın tam erişim sağlanabilmeli. (Bu alanda açılımla AB, Türkiye kamu alımları pazarına avantajlı girerken Türkiye de 422.8 milyar euro büyüklüğündeki AB kamu alımları pazarına tercihli giriş imkanı elde edecek.)

Türkiye’nin ihracatı 5’e katlandı yatırımlar arttı

Bakanlık tespitlerine göre 1 Ocak 1996’da yürürlüğe giren Türkiye-AB GB, Türk dış ticaretinde 1980’lerin başından itibaren devam eden serbestleşme sürecine yeni bir ivme kazandırdı. Türkiye’nin dünya ekonomisi ve ticaretinde önemli bir bloka entegrasyonunu gerçekleştirdi. Türkiye AB pazarına üçüncü ülkelere nazaran daha avantajlı giriş imkanı sağladı. İç pazarını da AB ve diğer üçüncü ülkelerin rekabetine açtı. GB’nin sağladığı itici güçle AB, Türkiye’nin başlıca ticaret ve yatırım ortağı oldu. 1996’dan bu yana Türkiye’nin AB’ye ihracatı 5 kat, AB’den ithalatı yaklaşık 3 katın üzerinde artış gösterdi. 2015 yılı itibariyle AB’ye ihracat 57,6 milyar euroya, AB’den ithalat da 71,1 milyar euroya ulaştı. Türkiye’nin toplam dış ticaretinin yaklaşık %40’ı AB ülkeleri ile gerçekleştirilirken, Türkiye de AB’nin en önemli ticaret ortakları arasında yer aldı. Türkiye, AB’nin ihracatında 4’üncü, ithalatında ise 6’ncı sırada. Türk ekonomisinin başarılı performansına ve AB’ye katılım müzakerelerinde sağlanan ilerlemeye bağlı olarak, AB üyesi ülkelerden Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırımlarda önemli artış oldu. 2002-2015 arası dönemde AB üyesi ülkelerin bu alandaki payı 91.1 milyar dolarla %70’e ulaştı.

Bu konularda ilginizi çekebilir