Öğrenmenin ve araştırmanın sonu yok

Beslenme, diyet ve fitoterapi uzmanı Gizem Keservuran, beslenme konusunda gelişmelerin ve öğrenileceklerin hiç bitmeyeceğini söylüyor. Keservuran’a göre bu alanda bilgi kirliliği de çok fazla ve bu durum sağlığımızı tehdit ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bugünkü konuğumuz beslenme, diyet ve fitoterapi uzmanı Gizem Keservuran. Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nü burslu olarak kazanıp dereceyle mezun olmuş. Fitoterapi üzerine yaptığı doktoradaki uzun yolculukla birlikte; ateş kullanmadan yemek pişirme üzerine kafa yorarak, Türkiye’nin önde gelen kimi hastanelerinde beslenme ve diyet bölümleri kurarak, Michelin yıldızlı aşçılarla çalışarak kariyer basamaklarını tırmanmış. Şimdilerde ise gazetelerde makaleleri yayınlanan, ülkemiz için yeni olan “Green Juice” akımının öncülerinden Gizem Keservuran ile kariyeri, yaşamı ve daha pek çok konu üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Paylaşmasak olmazdı.

Okuyucuların tanıması için bugüne kadar tam olarak ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Oldukça hareketli bir yolculuk diyebiliriz. Yaklaşık 11 yıl önce, kep atma töreninin ertesi günü Bodrum The Life Co. detoks merkezinde çalışmaya başladım. Yaklaşık 8 aylık bir serüvendi. Bu süreçte “raw şef” ile çalışma, ateş kullanmadan yemekler hazırlama fırsatı buldum. Glasgow’dan gelen 14 kişilik bir detoks ekibinin detoks süreci sorumluluğunu üstlendim. Ardından çeşitli hastanelerde beslenme ve diyet bölümü kurdum. Organ naklinden yanık ünitesine, obezite cerrahisinden gastroenterolojiye, endokrin kliniğine neredeyse tüm tıbbi birimlerle iş birliği içinde çalıştım. Doktor arkadaşlarla ortak çalışmalar yürüttüm. Yaklaşık 4 senedir kendi kliniğimde danışanlarımla keyifl e çalışmaktayım. Aynı süreçte fitoterapi üzerine master ve doktora eğitimimi yürüttüm. Çeşitli televizyon programlarına uzman konuk olarak katıldım, katılmaktayım. Ayrıca ulusal yayınlarda makaleler yazmaktayım.

"Kararlarımı kendim alıp ailemin fikrini sorarım"

Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?

Bu mesleği nasıl seçtin derseniz, yakın aile dostumuzun paylaşımları ve yönlendirmesiyle hiç aklımda yokken seçtim. Tamamen tesadüf.

Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu? Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Biz çekirdek aileyiz, annem babam ve ben. Ancak kuzenlerim kardeşlerim gibidir. Kalabalık bir aile ortamında, hep beraber büyüdük. Teyzelerim ise anne yarısıdır. Tabii ki üniversite sınav sonucu geldiğinde tercihlerimde ailemin yönlendirmesi oldu. Kariyer planlamamda ise kararları kendim alıp her zaman onların fikrini sorarım ve yoluma devam ederim.

Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?

Mesleğin birçok alanında çalıştıktan sonra “Evet, ben bir klinik açmalı ve danışanlarıma yön vermeliyim” dedim. Beslenme biliminde de öğrenmenin ve araştırmanın sonu yok. Henüz “İstediğim yere geldim” demek için çok erken. Hayata geçirmek istediğim çok fazla proje var ve eğer kendimi tanıyorsam, yapmak istediklerim, sağlığım el verdiği sürece, bitmeyecektir.

Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır? Özellikle sizin mesleğinizde...

Sanırım bu üç parametreye de eşit yüzde vereceğim. Bizim işimizde insan fizyolojisini iyi bilmek, vücuda hangi gıda girdiğinde kan şekerinde ne gibi değişiklikler olur; karaciğere ne yapar; bunu bilmek, bunun yanında karşınızdaki kişinin psikolojik durumunu bir psikolog kadar olmasa da anlayabilmek; empati kurabilmek çok önemli. Tecrübe ise hiç geri plana atılmayacak bir gerçek. Ne kadar çok vâkâyla karşılaşırsanız, o kadar gelişirsiniz. Şahsen ben bu konuda şanslıyım, çok fazla branş ve doktor ile çalışma fırsatım oldu ve oldukça farklı danışan kitlelerine ulaştım.

Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?

Bu işte artık ekmek aslanın ağzında, ancak benim hayat mottom, “Ne iş yaparsan yap, en iyisini yapmaya çalış.” Bunun için emek harcayın, mutlaka başarı sizi bulacaktır.

“İnsanlar ideal beden ölçüleri için sağlıklarından oluyor”

Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?

Bizim mesleğimiz ben üniversite son sınıftayken oldukça popüler ve bilinir hâle geldi. İnsanlar bilinçlenmeye başladı. Günümüzde geldiği nokta ise çok da iç açıcı değil aslına bakarsanız. Bilgi kirliliği çok fazla, işin uzmanı olmayan kişiler sağlık önerilerinde bulunuyor. Sağlıklı yaşam, ideal beden ölçüleri için sihirli formüller peşinde koşarken insanlar sağlıklarından oluyor, kilo alıyor, depresyona giriyor. Okuyucularımıza en önemli tavsiyem, her ne konu olursa mutlaka gerçek uzmanlara danışmaları ve fikir almalarıdır. Tek çeşit sağlıklı yaşam akımına kapılıp gitmek ilerleyen dönemlerde sağlık problemlerini beraberinde getiririr.

Başka hangi mesleği tercih ederdiniz?

Komik belki ama çocukluk hayalim uzay mühendisi olmaktı ya da gemi-güverte okumak... Bu işi yapmasaydım sosyal, halkla ilişkiler ya da organizasyonel işlerde çalışmak isterdim.

Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran?

Bir danışanıma akşam yemeğinde kuzu eti lokum önermiştim. Lokum, dananın bonfi le kısmından bütün sinirlerinin ayıklanmış yumuşak kısmıdır. Sevgili danışanım, dana bonfi lenin üstüne Türk lokumu yemişti. Bir danışanım da ilk geldiğinde “Ben çok yiyorum,” demişti. “Ne kadar çok meselâ?” dediğimde, “Bir bütün ekmeğe tost yapıyorum,” demişti. Çok kızmıştım.

Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?

Hâlâ birçok konuyu lisans, yüksek lisans ve doktora hocalarıma sorarım. Çok başarılı meslektaşlarım var, bu gurur verici bir şey. Yurtdışında takip ettiğim uzmanlar da var.