'Rusya'dan güçlü destek aldık'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, darbe girişimi sırasında en güçlü destek gelen veren ülkelerden birinin Rusya olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NTV'de katıldığı programda 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile Samsun'dayken gelişmelerin başlamasıyla ilk olarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı aradığını ancak Fidan'ın telefonunun sürekli meşgul olduğunu söyledi. Çavuşoğlu ayrıca, Rusya'nın darbe girişimi sırasında yanlarında olduğunu anlattı.
Çavuşoğlu, bu arada eşinin kendisini Ankara'dan arayarak uçakların çok alçak uçtuğunu ve bunun hayra alamet olmadığını söylediğini aktardı. Kendisinin de eşine sakin olmasını söylediğini ve ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ı arayarak ondan ilk bilgileri aldığını kaydeden Çavuşoğlu, bunun darbe girişimi olduğunu öğrenince hemen halkı sosyal medyadan dayanışmaya çağırdıklarını ve gerekli güvenlik tedbirlerini almalarının ardından Bakan Kılıç ile meydana inerek sabaha kadar halkla bir arada olduklarını belirtti.
Bugüne kadar 60'tan fazla dışişleri bakanı başta olmak üzere bakan veya uluslararası örgüt temsilcisi ile görüşmeler yaptığını söyleyen Çavuşoğlu, son olarak bu sabah Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile görüştüklerini ve bu tür temaslarının devam ettiğini anlattı.
Çavuşoğlu, yaptığı görüşmelerde muhataplarına neden olağanüstü hal (OHAL) ilan ettiklerini, OHAL'in günlük hayatı kısıtlamayacağını tam tersi güvenliği, özgürlüğü sağlayacağını çok açık bir şekilde anlattıklarını vurgulayarak, "Her ülkenin kendi güvenliğini sağlaması için tedbirler alması doğaldır. Biz birçok saldırı karşısında bile OHAL getirmeyi düşünmedik ama bu darbe girişimi çok farklı bir şey ki bu süreci çok şeffaf bir şekilde yürütüyoruz. Halkımıza karşı da uluslararası yükümlülüklerimiz olduğu örgütlere de... Dolayısıyla kimse bu konuda endişe etmesin." diye konuştu.
'Dosya 10 gün içinde hazırlanır'
Fetullah Gülen'in iadesi için ABD ile gerekli tüm dosyaları paylaşmaya başladıklarına ve Adalet Bakanlığının hazırladığı dosyayı gönderdiklerine işaret eden Çavuşoğlu, darbe girişimiyle ilgili dosyayı da Adalet Bakanlığının hazırlamasının ardından ABD makamlarıyla paylaşacaklarını ve Gülen'in getirilmesi için her türlü çabayı sarf edeceklerini belirtti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bir taraftan hukuki süreci işleteceğiz. Bir yandan da siyasi çalışmalarımızı yapacağız. Bu kapsamda hem dosyaları vermek hem de bu süreci anlatmak için Adalet Bakanımızla birlikte Washington'a gidip hem belgeleri paylaşmak hem de bu olayı açık açık, yüz yüze konuşmak istiyoruz. ABD her zaman terörle mücadele konusunda en önde olan ülkelerden birisi. Ayrıca bizim bizim küresel terörle mücadele forumunun eş başkanlığını yaptığımız ve dolayısıyla da terörle mücadelede de yakın işbirliğimiz olan müttefikimiz ABD ile her şeyi açık açık konuşmamız lazım. Bu terörist başını müttefikimiz olan ABD, Türkiye'ye iade etmeli. (Gidiş tarihi) dosyanın hazırlanmasına bağlı ama herhalde bir hafta, 10 gün içinde dosyaların hazırlanacağını düşünüyoruz. Hazırlandıktan sonra İngilizceye çevireceğiz. Belgeler, deliller, ifadeler, görüntüler, şahitler de var.
Genelkurmay başkanımıza en yakınındaki kişiler silahı dayayıp 'sizi kanaat önderimizle görüştürelim' demişler. Dolayısıyla darbe girişiminde bulunan asker kıyafeti giymiş teröristlerin FETÖ ile bağlantısı son derece net. FETÖ'ye bağlı eski emniyet memurları da tankların içinden çıktı. Bu darbe girişimini yapanın FETÖ olduğuna dair herhangi bir şüphe yok. Tüm deliller ortada. ABD ile bunları paylaşacağız ki 'Bizde delil yok' demesinler."
'Bakanlıkta da çalışma yapılıyor'
Dışişleri Bakanlığında bu kişilere yönelik bir komisyon kurulduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu dönemde bakanlığın sınavlarının hep kompozisyon şeklinde olduğunu, zamanında ise test yapıldığını ve o zaman soruların paralel terör örgütüne mensup kişilere verildiğini anlattı.
Bu kişilere kimlerin yardım ettiğinin listesinin kendilerinde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Geçen sene bakanlığımızdan 34 kişiyi uzaklaştırdık çünkü tüm devletin sırları buradadır. Liste oluşturuyoruz ama haksızlık yapmamak için deliller ve kanaatler üzerine çalışıyoruz. Bakanlığımızdan da bu terör örgütüne bağlı kişileri temizleyeceğiz." şeklinde konuştu.
Yunanistan'a kaçan 8 Türk darbeci askere ilişkin, Yunan hükümetiyle yakın işbirliği içinde olduklarını ve gerektiğinde görüştüklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Bir taraftan Yunanistan'a kaçan 8 kişi var. Diğer taraftan kaçan yeni kişiler olabileceği düşüncesiyle Yunanlı dostlarımızla temas halindeyiz. Onlar da zaten zannediyorum gerekli tedbirleri alıyorlar." diye konuştu.
'Güvenlik zafiyeti var'
Güvenlik zafiyeti olduğuna yönelik açıklamalara katıldığını söyleyen Çavuşoğlu, bu sadece bir duyum olsa da Cumhurbaşkanı'nın en başından bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini ve dolayısıyla açıklaması ne olursa olsun bir zafiyet olduğunun açık olduğunu dile getirdi.
Bunun mazeretinin olamayacağını kaydeden Çavuşoğlu, "Bu zafiyetleri ortadan kaldırmamız lazım. Birçok bakımdan bu girişim bizim için öğretici bir ders olabilir. Her şerde bir hayır vardır. Bundan sonra milletimizin başka tehditlerle karşı karşıya kalmaması için gerekli tedbirlerin alınması bakımından hayırlı olacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Darbe girişimi çerçevesinde birçok ülkeden destek mesajları geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, "En güçlü destek aldığımız ülkelerden birisi Rusya." dedi.
'AB görüşünü söyleyebilir ama tehdit edemez'
Darbe girişiminin ardından halktan gelen idam cezası talepleri ve buna karşılık Avrupa Birliği'nin (AB) bu cezaya karşı yöndeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB'ye yıllardır üye olmaya çalıştığını ve bu nedenle birliğin sürekli "idam cezası gelirse veya şu gelirse biter" şeklinde boş tehditlerde bulunmaması gerektiğini vurguladı.
Bakan Çavuşoğlu, "Görüşünü söyleyebilir ama tehdit ederek söyleyemez. Böyle söylemler içinde olmasınlar. Demokrasilerde halkın talepleri önemlidir. Her talebi yerine getiremeyebilirsin, önemli olan talebi yerine getirdiğin ve getiremediğin zaman bunu halka şeffaf bir şekilde açıklamaktır. Biz bu işin doğrusu, yanlışı nedir kendi aramızda ve siyasi partilerle istişare ederiz. Önce bir ülkeyi normalleştirelim ondan sonra sakin bir ortamda bunu dikkate alırız." ifadelerini kullandı.