”Ankara'da ne konuştuysam Diyarbakır'da da aynı konuşurum”

Başbakan Erdoğan Diyarbakır mitingi öncesi, "Resmi dil Türkçe'dir, bunun dışında konuşmadık. Bir vaatte de bulunmadık" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cuma günü gerçekleştireceği Diyarbakır mitingi öncesi yaptığı açıklamada "Ankara'da ne konuştuysam Diyarbakır'da da aynısını konuşurum" dedi.

Erdoğan, Kral FM'de "Gezegen Mehmet" adlı programı sunan Mehmet Akbay'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan, Akbay'ın "Anayasa paketine ilişkin referandum 12 Eylülde yapılacak. 'Hayır' diyen büyük bir çoğunluk var. 'Hayır' diyenler neden korkuyor? Bu korkularını giderecek bir proje var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Ortada konuşulan, sürekli gündeme getirilen şeyler bıktığımız şeyler. Korkup korkmamaları beni ilgilendirmiyor, biz işimize bakıyoruz. Eğer partiyi değerlendireceksen 8-10 ay sonra Türkiye'de genel seçimler var. Genel seçimlerde hangi partiye oy vereceksek vereceğiz. Bırakalım, rahat olalım. Herkes şurada halk oylamasıyla ilgili ne söyleyecekse onu söylesin ama dikkat edin, bir anamuhalefet partisi lideri farklı şeyler konuşuyor. Arzu edilen şeyleri konuşmuyor, sıkıntımız burada. Biz Anayasa ile neye karşı olduğunu konuşmasını bekliyoruz. Konuşulan ne yazık ki normal bir genel seçim tablosu içinde konuşulması gerekenler. Bunlar şık ve hoş değil, bunları aşmamız gerekiyor. Bu da ne kadar basit bir kampanya yürütüldüğünü gösteriyor."

Vatandaşların hükümetin yatırımlarına ilişkin konuşmalarını dinleyen Erdoğan, "Vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Marifet iltifata tabidir" karşılığını verdi.

Yatırımların muhalefet partileri tarafından yeterince görülmediğini ifade eden Erdoğan, "Ben 'at denize, balık bilmezse halik bilir' diyorum. Biz aziz millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldik. Biz yola çıkarken Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet altında 4 temel taş üzerinde yükselteceğiz dedik" diye konuştu.

Eğitim ve sağlıkta görülmemiş yatırımlar yaptıklarını, halkın istediği hastaneye ve eczaneye gidebildiğini anlatan Erdoğan, "Bizler damdan düştük, hastanenin eczane kuyruğunda çok bekledik" dedi.

Erdoğan, şu ana kadar 130 adalet sarayını bitirdiklerini, yargının eskiden merdiven altında karar verdiğini dile getirerek, bunun bile görmezden gelindiğini, yargıyı bu noktada da anlamakta zorlandığını söyledi.

Abdullah Öcalan ile temas iddiası

Başbakan Erdoğan, "Referandum öncesinde Abdullah Öcalan ile temas ettiğiniz iddiaları gündeme geldi. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Bunu her şeyden önce çok büyük bir hakaret olarak telakki ediyorum, bu bir hakarettir. Bir defa Öcalan'la, bölücübaşı ile ilgili süreci en iyi bilen bizden önceki yönetimdir. Yani merhum Ecevit, Bahçeli, Yılmaz'dır. O dönemde Öcalan'ı kimlerin teslim ettiği bu yönetime bellidir. O dönem idam vardı. İdamdan kimler kurtardı o da belli. Bizden önceki koalisyon hükümeti Öcalan'ı idamdan kurtardı. Çünkü AİHM'e de söz vermişler ve verdiği sözün gereğini yerine getirmişlerdir. Konuyu sallamışlar, sümenaltı etmişlerdir. Parlamentodan da istedikleri şekilde geçirmişlerdir. Şu anda kalkıp hangi yüzle bize fatura kesmeye çalışıyorlar anlamakta zorlanıyorum. Ciddi bilgi kirliliğini ortaya koyuyorlar. Nasıl olsa Ecevit öldü, hayatta sadece Parlamentoda olan ve herhangi gücü olmayan Yılmaz var. Kendisi grubu olan bir lider olarak da durmadan doğru olmayan ifadeler kullanmak suretiyle fatura kesiyor.

Televizyon bantları var. Bir televizyonda bizzat izledim. O gün Bakanlar Kurulu 6,5 saat süren bir toplantı yapmış. Ecevit sonunda açıklama yapıyor. Ecevit, 'AİHM, AB sürecini olumsuz etkilememek ve verdiğimiz sözün gereğini yerine getirmek için bunu AB münasebetlerimiz açısından da önemsiyoruz ve dolayısıyla idamı erteledik' diyor. Hemen arkasından Bahçeli'ye soruyorlar. Bahçeli diyor ki 'Sayın Başbakan gerekli açıklamaları yaptı, benim herhangi açıklama yapmama gerek kalmadı' diyor. Burada idamın ertelenmesiyle ilgili 3 imza var, merhum Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz. Bu imzalar elimizde belge olarak duruyor. Nereye kaçıyorsun, nasıl olur da bunu bize fatura etmeye yönelirsin? Şu anda müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Kimdir müddei? Bahçelidir. Sen böyle bir iddiada bulunuyorsan Tayyip Erdoğan hangi terör örgütü lideriyle nerede görüşmüş? Sadece bunu söyle nasılını sormuyorum. Bunu ispat etsin, sadece bunu söylesin."

"Kimseyle görüşme yapılmamıştır"

"Öcalan ile hükümet mensuplarının görüştüğü de iddia edildi" denilmesi üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hükümet mensupları derseniz farklı, devlet derseniz farklıdır. Hükümette, kabinemde hiç kimse böyle bir görüşme yapamaz, yapmamıştır. Benim bilgim olmadan böyle bir şey yapamaz. Bununla ilgili müdellel (kanıtlanmış) bir şey getirildiği anda da o arkadaşımı kabinemde barındırmam. Burada siyasi bir kimlikle, vasıfla kimseyle görüşme yapılmamıştır ama devletin istihbari örgütleri vardır, bunlar herkesle görüşür. Terör örgütünün cezaevlerindeki her elemanı ile görüşür. Bırakın adi suçlularla görüşür. Adalet Bakanlığı vasıtasıyla yapar. Bunun bir zinciri olabilir, bu zinciri sökmek için, terörle mücadelede süreci ülkenin lehine çevirmek için yapar. Bunu bizden öncekiler de yaptı. Hatta TSK mensupları da yaptı. Bunu bakın başkaları da açıklıyor zaten ama kalkıp da siz Tayyip Erdoğan'a, arkadaşlarına böyle bir suç atmaya, çamur atmaya yönelirseniz sayın Bahçeli o çamur sizin üzerinizde zaten var ama daha da artar."

Diyarbakır mitingi öncesi ilk açıklama

Erdoğan, cuma günü gerçekleştireceği Diyarbakır mitingiyle ilgili olarak da; "Ankara'da ne konuştuysam Diyarbakır'da da aynısını konuşurum. Tunceli'de genel aftan bahset, İstanbul'a gelince ben onu demek istememiştim de, manevra yap. Bizim kitabımızda manevra yok, ilke var. Dil konusu resmi dilde tek dil. Yoksa herkes ana dilini istediği gibi konuşur. Şu anda cezaevinde kendi ana diliyle konuşuyor. Ama resmi dil olarak Türkçe dışında konuşmadık, vaatte de bulunmadık. Bunu Diyarbakır'da da söylesem aynısını söylerim" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir