Asi'ye atılan kement: Dostluk Barajı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İrfan O. Hatipoğlu / Mustafa Kemal Üniversitesi/Uzman

Tarih boyunca; Ortadoğu'da, değişmeyen ana temalarından birisi de su olmuştur. Su kutsanmıştır. Su yaşamın kaynağı olarak kabul edilmiştir. Suya sahip olmak, kontrol etmek yaşayanlar için önemli olmuştur. Çünkü Mezopotamya uygarlıklarının dinsel inançlarında ana tanrıca üreten ve doğuran toprak olurken, doğumun, üretimin ikinci kahramanı; baba tanrısı su olmuştur.

Ortadoğu'da tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de su önemli bir sorun olarak ele alınmaktadır. Tarihte devletler suya eğemem olmak için savaşmayı göze almışlardır. Bugün de su; Ortadoğu'da su'dan savaşların yumuşak karnını oluşturmaya devam ediyor. Ortadoğu, dünya nüfusunun yüzde 5'inin yaşadığı, temiz su kaynaklarının ise yüzde 1'ine sahip olan bölgedir. Su kaynaklarının da yüzde 90'ı sınır aşan su kaynaklarından oluşuyor. Çok taraflılık su'dan savaşların birincil nedenidir. Bölgede çıkabilecek su savaşlarında iki kırılma noktası vardır. Birincisi Türkiye, Irak ve Suriye arasında Fırat, Dicle nehirleri suyunun paylaşımı, ikinci kırılma noktası İsrail, Ürdün, Filistin, Suriye ve Güney Lübnan bölgesidir.

Asi Nehri Türkiye, Suriye ve Lübnan arasında sınır aşan su konumundadır. Lübnan'dan doğup Suriye ve Türkiye üzerinden Akdeniz'e dökülüyor. Asi suyunun kullanımı ile ilgili Lübnan-Suriye arasında anlaşma olmasına karşın, Suriye-Türkiye arasında bir anlaşma bulunmuyor. Suriye, Hatay'ı kendi topraklarında saydığından Asi ile ilgili hiç bir anlaşmayı kabul etmiyor. Suriye'nin Asi üzerine kurduğu 5  barajla suyu kontrol altına alması ile ülkemize düzenli su bırakılmamış, uzun yıllar Amik Ovası'nda kuraklık yaşanmıştır. Suyun kullanımında büyük adaletsizler vardır. Asi suyunun yüzde 95'ini Suriye, yüzde 2'sini Lübnan kullanıyor. Ülkemiz payına düşen yüzde 3'lük oran suyun düzenli bırakılmaması nedeniyle etkili ve verimli kullanılamıyor.

Son zamanlarda iki ülke arasındaki gelişen işbirliği sonucu Asi Nehri'nin suyunun kullanımında da önemli gelişmeler oldu. Yapımına başlanan Dostluk Barajı bu konuda önemli bir göstergedir. Yapılacak baraj Amik çiftçisinin uzun yıllardır talepte bulunduğu bir projedir. Yapımına başlanan Reyhanlı Barajı ile eş zamanda tamamlanması Amik Ovası'na zenginliğin geri gelmesine sağlayacaktır. Dostluk Barajı'nın tamamlanması ile Amik çiftçisi ve Antakya çok şey kazanacak. Öncelikle iki ülke arasında dostluk ve barış derinleşecek, Amik Ovası'nda gölün kurutulması ile birlikte ovada ve yer altı su kaynaklarında azalma yaşanmış, çölleşme başlamıştı. Boşalan yeraltı su akıferleri barajla birlikte suyla dolacaktır.  Yüzey ve yer altı su kaynakları azaldığından su çiftçilerimiz için en pahalı girdi olmuştu. Amik çiftçilerin yarısından fazlası tarımsal elektrik borcu nedeniyle icralık durumda. Barajla su pahalı girdi olmaktan çıkacak.

Baraj su akışında düzen sağlayacak. Amik Ovası sel ve taşkınlardan korunacak.  Düzenli su akışının sağlanması nedeniyle nehir çevresinde ekolojik yapı yeniden eski durumuna gelecek, nehir içinde ve çevresinde biyoçeşitlilik artacak. Ovanın kirlenmesine neden olan Suriye'nin atık sularının önü kesilerek, çevresel kirliliğin önüne geçilecek.

Temeli atılan Dostluk Barajı'nın görünen, görünmeyen bir çok faydası olacaktır. En önemlisi Amik Ovası çiftçisinin yeniden eski zenginliğine dönmesine sağlayacak olmasıdır. Amik çiftçisinin zenginleşmesinin

Antakya'ya  yansıması büyük olacaktır. Bu nedenle barajın yapımına önemsiyorum. Yapımına başlanan Dostluk Barajı ile Asi'ye atılan kement iki ülke arasında barışa, dostluğa, zenginliğe ve bereketin artmasına neden olacaktır.