Erdoğan: Hükümet bu davanın savcısı değildir
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne kimse kendisini devam eden davada avukat gibi görmelidir, ne de Hükümeti savcı konumunda göstermeye çalışmalıdır." dedi
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne kimse kendisini devam eden davada avukat gibi görmelidir, ne de Hükümeti savcı konumunda göstermeye çalışmalıdır. Daha önce de söyledim, eğer bir savcılık görevi bize yüklenmeye çalışılıyorsa biz milletin savcısıyız'' dedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde belediye başkan adaylarının tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de kuvvetler ayrılığı prensibinin geçerli, yargının bağımsız olduğunu belirtti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Devam eden bir mahkeme süreci vardır ve gerçekleşen operasyonlar mahkeme kararıyla ve talebiyle gerçekleşmektedir. Burada Hükümeti ilgilendiren boyut sadece kolluk kuvvetlerinin yargının görevlendirmesiyle sürecin içerisinde olmasından ibarettir. Yürütme organı olarak Hükümet, konunun tarafı değildir. Yaşanan gelişmelerin yönlediricisi veya karar vericisi de değildir. Bir kısım çevrelerin bu süreci Hükümetin yönlendirmesi altındaymış gibi göstermeye çalışması son derece yanlıştır, yargının irade ve işlemlerine saygısızlıktır. Bu süreçte kimi siyasetçilerin Hükümeti taraf gibi gösterecek yaklaşımlar içerisine girmesini kabul etmemiz mümkün değildir.
Ne kimse kendisini devam eden davada avukat gibi görmelidir, ne de Hükümeti savcı konumunda göstermeye çalışmalıdır. Biz, daha önce de söyledim, eğer bir savcılık görevi bize yüklenmeye çalışılıyorsa biz milletin savcısıyız. Devam eden bir yargılamayla ilgili olarak görüş ve yorumda bulunmak, insanları suçlu veya suçsuz ilan etmek açık bir hukuksuzluktur ve ciddi bir suçtur. Özellikle medyada yargısız infaz görüntüsü veren haber ve yorumların çıkmasını son derece yanlış bulduğumu başından itibaren söylüyorum. İnsanların şahsiyetlerinin korunması, herkesin öncelikli hassasiyeti olmalıdır.''
Aksi ispat edilene kadar herkes masumdur
Başbakan Erdoğan, hukukun temel ilkelerinden birinin ''aksi ispat edilene kadar herkesin masum kabul edilmesi gereği'' olduğunu hatırlatarak konuşmasına şöyle devam etti:
''Yargılama bitene kadar kimsenin suçlanamayacağı, suçlu ilan edilemeyeceğidir. Herkes yargılama süreçlerine saygılı olmalı, insanların şahsiyetlerini incitici, tahkir ve tezvir edici ifadelerden şiddetle kaçınmalıdır.
Ayrıca önemli olan ve daha önce vurguladığım bir husus da kişilerin hatalarının kurumları bağlamayacağı, güvenlik kuvvetlerimizin manevi şahsiyetini zedeleyecek yorum ve değerlendirmelerden kaçınılması gereğini de tekrar vurguluyorum. Gerek Emniyet Teşkilatımız, gerek Silahlı Kuvvetlerimiz üzerinde yapılan bu noktadaki bazı yaklaşımları, bu kurumlarımızın yıpratılmasına yönelik adımlar veyahut da kampanyalar olarak gördüğümü de burada söylemek zorundayım.
Türkiye köklü tarihe ve tecrübeye sahip bir hukuk devletidir. Kurum ve kurallar işlemektedir. Hukuki sürecin işlemesini herkes sağduyu ve metanetle karşılamalı, gelişmeleri hassasiyetle izlemelidir. Kimse hukukun işlemesini bir sorun olarak takdim etmemeli, bunu bir gerginlik vesilesi haline getirmemelidir. Biz Hükümet olarak gelişmeleri hukukun ve Anayasa'nın belirlediği pozisyonda kalarak izlemeye devam edeceğiz.''
"Cumhurbaşkanı'nın verdiği yemek hak ve yetkileri dahilinde"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, dün Dışişleri Konutu'nda yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarına verdiği yeni yıl yemeğine de değindi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Cumhurbaşkanımız, bu yılın başında bir uygulama başlattı. Aslında bu uygulama sıradan, rastgele bir uygulama değil. Anayasa'nın da işaret ettiği, 104. maddesinde, bir cumhurbaşkanının organları bir araya getirebilme hakkının, yetkisinin olduğunu vurguladığı böyle bir hüküm olmasına rağmen, bakıyorsunuz bazı siyasiler çıkıyor, 'Cumhurbaşkanı'nın kuvvetler ayrılığına uymadığını, bu kurumları bir araya getirmek suretiyle bir yanlış yaptığını, burada aslında farklı bir adımın atıldığını, bunlar Türkiye'de bir sıkıntının olduğunu gösteriyor' gibi yaklaşımlarla, buna bile 'nasıl biz gölge düşürebiliriz', bunun gayreti içerisine giriyorlar. Bu çok çirkin bir yaklaşım tarzı.
Her şeyden önce; bu ülkede yasama yürütmeyle bir araya gelemez hale gelirse, yürütme yargıyla, yasama yargıyla bir araya gelemez hale gelirse... Bu kuvvetler kim için var? Türkiye Cumhuriyeti için, Türk insanı için değil mi? Bunun için var. Biz bir araya gelmekten çekinir, kaçınır, bundan ürkersek, bu ülkeyi biz nasıl kalkındıracağız? Biz zaten bu anlayışların sıkıntısı içerisinde birbirimizle hep bir araya gelmekten kaçındık.''
"AK Parti uzlaşmadan yana değil diyenler randevu isteklerimizi geri çevirdiler"
Siyasi parti genel başkanlarından randevu istediği halde kendisine randevu vermeyenler olduğunu belirten Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın da randevu isteğine randevu vermeyenler bulunduğunu kaydetti. Erdoğan, ''Lafa geldiği zaman da 'AK Parti uzlaşmadan yana değildir' demişlerdir. Uzlaşmadan yana olmayanlar karşımızda muhalefette duruyorlar zaten'' dedi.