Gümrük ve dış ticaret bakanlığı kurulmalı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İhap SUBAŞI / Subaşı Gümrükleme

Gümrük, Büyük Atatürkümüz'ün, tarifi ile şu sözlerle değer buluyor; "Bir devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alıkonulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denilemez."

Büyük lider gümrüklerimiz için, böyle diyorlar.

Ama önemli olan bu konuda dün ve bugün ne yapmışız. Gümrük'lerimize ne gibi yenilikler getirmişiz, nostaljik bir gezinti, yaparsak neler görürüz. 1944 senesinde, gümrük teftiş kurullarına öylesine önem vermişiz ki; duvarlara, afişler asmışız. Afişte iki göz, size bakıyor. Afişin altına, "müfettişin gözü. Halkın gözü" diye yazmışız. Tabii o zamanlardaki, ithalat ve ihracat ne durumda idi, bu gün ne durumda olduğu, hepimizin malumudur. Günümüzde olan değişiklikler, yapılan teknolojik yenilenmeler, takdirlerin üstüdür. İthal ve ihraç için, bilgisayar ağıyla tüm gümrüklerimizi, müşavirlik bürolarına bağlamışız. Yanlış ve kusurları azami notaya çekmişiz. Tabii ki, bu kervana en önemli faktör beyin gücü ve bilgi ve görgü faktörüdür. Yine eski günlere uzanırsak, 1983 senesinde gümrük'ler, maliyeye bağlandı. Ne oldu çalışma fonksiyonları ayrı ayrı olan, bu iki güzide kuruluş, bir çatı altında toplandı. Yanlış bir birleşmeydi bu hareket. Çünkü, her iki kuruluşun, gümrük ve maliye çalışma fonksiyonları çalışma düzenleri, apayrı bir konumda idi. Sonra, müsteşarlık seviyesinde, devlet bakanlığına gümrüklerimiz bağlandı. Gümrük olgusunun, ilim ve bilim içeren, bir kurallar manzumesi olduğu maalesef unutulmuştu.

Bu gerçekler ortada iken, gümrüklerimiz için sorunların gündeme taşınmaması, gümrükleriniz için birçok ekonomik aksaklığın, doğmasına neden olmuştur. Daima, savunduğum bir husus vardır ki, "ekonominin ilk namus durakları gümrüklerdir" diye bir nevi tez gibi olan bu tespit ve namus ölçekli önerim, gerekli ilgiyi her nedense görmemiştir. Görmemiştir ki, hâlâ müsteşarlık seviyesinde uluslararası ekonomiye yön veren bir düzen işletilmektedir. Daima gündeme taşımak istediği bir diğer önemli husus, ise; "gümrük ve dış ticaret bakanlığı" kurulması üzerine, olmuştur. Çünkü, gümrüklerin, bakanlık seviyesinde temsil edilmesi uluslararası dış ticaret ve gümrük olduğu daha ciddi algılanan bir düzeyde izleyecek ve bakanlık seviyesinde daha büyük ilgi bulacaktır. Kadro darlığı, tesis yönünden, gerekli ihtiyaçları, eksik olan gümrüklerimiz o zaman daha iyi ideal işleyen bir düzene kavuşacaktır. Özel teşebbüsün yaptırımlarına terk edilmiş, bir gümrük olgusu ortadan kalkacaktır. Ayrıca önemli bir husus, teftiş, murakabe ve kontrolünün, "yetkilendirilmiş" kurgusuna teslimini gündeme taşımak istiyorum ve bu yapılanmayı, içime sindiremiyorum.

Gümrük Müfettişler Derneği'nin, yayın organı "Gümrük Dergisi"nde, Gümrük Başmüfettişi, Sayın Melih Molo'nun, gümrüklerimizdeki bu son girişim hakkındaki, yazısından bir paragrafını sizlerle paylaşmak istiyorum; yazının başlığı, "Mücadeleci Ruhumuzun Kaybı Sonumuz Olmasın" yazılarının içeriğinde bu hususta çok önemli bir tespiti sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sayın Molo, yazılarında, diyorlar ki, "60 sayılı tebliğin içinin doldurulması amacıyla çıkarılan 1 sayılı tebliğin aslında 60. sayılı tebliğin tüm kurumlarını alt üst ettiği söylenebilir. Çünkü, memurun görevinin yetkili bir kişiye devredebileceğinden bahsedilirken bu kere (Md. 17/6) yetkilendirilmiş müşavirin çalıştırdığı elemanlarının imzaları da devlet memuru'nunki gibi kabul edilecektir. Yetkilendirilmiş müşavirler yükümlü ile birlikte müştereken ve müteselsilsen sorumlu iken 60,sayılı tebliği (Md. 7/1) elemanları, yükümlüde aradan çıkarılarak, önceki tebliğden farklı olarak kendileriyle birlikte mali ve hukuki açıdan müteselsilen sorumlu olacaklardır, denilmektedir. (1 say. Tebliğ Md. 17/6) Hukuki müteselsil sorumluluk sonucu eleman hukuki sorumluluğa katlanınca, müşavirin katlanmasına gerek kalmayacağı düşünülüyorsa, hukuk prensiplerine çok aykırı bir konuma gelinmiş olacaktır. Sonuç olarak, devlet memurunu işi genelde yetkilendirilmiş müşavire değil, onun elemanlarına yaptırılmış, sorumluluk da bu kişinin üzerinde bırakılmış olmaktadır."

Yazısının, bir başka paragrafında da, Sayın Molo yetkilendirilmiş keyfiyetine öz olarak, şu notu düşüyorlar;

"Bahse konu tebliğin en önemli hükmü şüphesiz devlet memurları eliyle yapılan birçok işlemin özel kişileri bırakılmış olmasıdır."

Özetle, değerlendirilirse, yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri hakkında, Sayın Molo uygulama ve tatbikatları için önemli tespitler ve açıklamalar yapıyorlar. Bu, ikaz mahiyetindeki yapıcı önerileri dolayısıyla, Sayın Molo'yu hakikaten, mesleğin, az kalmış, vazgeçilmez bir duayeni olarak, kutlamak istiyorum. Gümrüklerimiz, meslek adabı bakımından ahenkli işleyen bir çalışma düzenine kavuşturulması gerekir diye düşünüyorum. Bu düzeni sağlamak, bu gün aktif görevde olan böylesi değerlere büyük ihtiyacımız olduğunu önemle vurgulamak istiyorum.

Yarınlarda, "gümrükler kevgire döndü" sözünden kurtulmak için bu önerileri dikkate, alıp önemine parmak basmak gereğini savunuyorum. Bu açıklamalı, düşünce ve fikri açılımlarında, içtenlikle bir art niyetimiz olduğu düşünülemez ve düşünülmesi olamaz, olması da olası değildir.