”Komplo ile karşı karşıyayım”
Ankara Yenikent'teki Zir Vadisinde bulunan mühimmatla ilgili yargılanmasına başlanan Yarbay Dönmez, "Kroki kesinlikle bana ait değil" dedi
ANKARA - Ankara Yenikent'teki Zir Vadisinde bulunan mühimmatla ilgili yargılanmasına başlanan Yarbay Mustafa Dönmez, bir komplo ile karşı karşıya olduğunu ileri sürerek, "Kroki kesinlikle bana ait değil" dedi.
Ergenekon soruşturması kapsamında Zir Vadisi'nde yapılan aramada bazı muhimmat bulunmasının ardından, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesinde, "askeri eşyayı gizlemek" suçundan hakkında dava açılan Dönmez'in yargılanmasına bugün başlandı.
Çelik yelek giydirildiği görülen Yarbay Dönmez, yoğun güvenlik önlemleri altında mahkemeye getirildi.
Üzerine atılı "askeri eşyayı gizlemek" suçunu kabul etmediğini belirten Dönmez, "bir komplo ile karşı karşıya olduğunu" savundu. Yapılan aramaların hukuka uygun gerçekleştirilmediğini ve CMK'nın aramaya ilişkin hükümlerine uyulmadığını belirten Dönmez, "Arama tutanaklarında aramayı Merkez Komutanlığının görevlilerinin yaptığı belirtilmiştir, ancak arama sırasında polisler bulunmuştur, gerçekte aramayı polisler yapmıştır. Aramalar sırasında bana ait olduğu iddia edilen ajandada yer alan kroki dayanak gösterilerek Zir Vadisinde arama yapılmıştır. Bu ajanda bana aittir, ancak kroki kesinlikle bana ait değildir. Ajanda içindeki A4 kağıtları da bana ait değildir. Bu kağıtlarda Başbakan'a suikast planları olduğu da söylenmektedir" diye konuştu.
"Evinde kendisine ait yaklaşık 1000'e yakın kitap bulunduğunu, aramada kitaplar içerisinden 5-6 tane ajanda alındığını ve bu ajandalardan birinin içinde bulunduğu belirtilen krokiye göre arama yapıldığının söylendiğini" kaydeden Dönmez, "Ajanda bulunduktan yaklaşık 6 gün sonra krokiye istinaden arama yapıldığını ve 6 gün boyunca beklendiğini" söyledi.
Yarbay Dönmez, "Zir Vadisinde, krokiye dayanarak yapılan aramada bulunan bütün malzemelerin, polis tarafından oraya konulduğunu düşünüyorum" dedi.
"Krokiye ilişkin incelemelerin tam olarak yapılmadı"
Dönmez, "krokiye ilişkin incelemelerin tam olarak yapılmadığını" belirterek, "Dursun Çiçek Albay'a gösterilen özen burada gösterilmemiştir" dedi.
"Ajandasında bulunduğu iddia edilen krokiye ilişkin incelemelerin tam olarak yapılmadığını" ileri süren Dönmez, "Dursun Çiçek Albay'a gösterilen özen burada gösterilmemiştir. Krokinin bana ait olup olmadığı hususunda Adli Tıp'tan ve diğer bu işle ilgili kurumlardan gerekli görüşler alınmamıştır. Krokide yazan tüm yazı ve çizimler bana ait değildir. Kroki benim yazıma ve yazı karakterime benzetilmek suretiyle çizilmiştir. Kanaatime göre polis iz bırakmıştır" diye konuştu.
İddianamede, askeri malzeme olarak belirtilen malzemelerin de askeri malzeme olarak değerlendirilemeyeceğini kaydeden Dönmez, bir malzemenin askeri malzeme olabilmesi için askeriyede kullanılıyor olması, birisine zimmetli olması ve envanterde kaydının bulunması gerektiğini ancak bulunan malzemelerin envanterde kaydına rastlanmadığını belirtti.
"Dışarıda bir malzeme var diye, askeri eşyayı gizliyorsunuz diyemezsiniz" şeklinde konuşan Dönmez, "Olayın düzmece olduğunu, silah ve mühimmatın da kendisine ait olmadığını" ileri sürdü.
"Kendisine ait olduğu iddia edilen kroki ile eski Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin'de bulunduğu iddia edilen kroki arasında bir benzerlik olacağını" iddia eden Dönmez, "Aynı kişiler tarafından düzenlenmiş olabilir. Kroki içerisinde çelişkiler de vardır" dedi.
"Ben Mustafa Kemal'in subayıyım"
Dönmez, yasa dışı örgüt ya da mafya türü herhangi bir yapılanmayla bağlantısının bulunmadığını belirterek, "Ben Mustafa Kemal'in subayıyım. Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhinde de hiçbir faaliyet içerisinde yer almadım" dedi.
Zir Vadisi'nde yapılan aramaya 27 terörle mücadele polisinin katıldığını belirten Dönmez, hava karardıktan bir saat sonra çalışmalara başlandığını, savcının ise yaklaşık 1,5 saat sonra geldiğini söyledi.
"Herhangi bir yasa dışı örgüt ya da mafya ile bağlantısının olup olmadığının" sorulması üzerine ise Dönmez, şunları söyledi:
"Bu tür yapılanmalarla herhangi bir ilgim yoktur. Dosya muhteviyatında benim Atatürkçü Düşünce Derneğine üye olduğum da söylenmektedir. Bu da yanlıştır, böyle bir üyeliğim de yoktur. Hiçbir derneğe üye değilim. Ben Mustafa Kemal'in subayıyım. Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhinde de hiçbir faaliyet içerisinde yer almadım. Sabıkam olarak belirtilen olayda da Fethullahçı diye bilinen bir subay ile yaptığım mücadele sonucunda almış olduğum cezadır."