Kredi kartı faizlerinde sınırlamalar nasıl aşılır

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İlhan SUNGUR / Kartlı İşlemler ve Finans Uzmanı

2001 yılında patlayan ekonomik krizle beraber ortaya çıkan kart mağdurları kitlesinin derdine bir ölçüde derman olmak ve sonrası için de kart hamillerini koruyucu önlemleri oluşturmak amacıyla 23.2.2006 tarihinde 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu kabul edilmiştir.

Yasa çıkmadan önce ticaret odalarından tüketici derneklerine kadar herkesin en çok üzerinde durduğu konu faizlerin ne kadar yüksek olduğu konusuydu. Yasa koyucu bu konu hakkında kendini bir şeyler yapmaya mecbur hissettiği için, yasanın 26. maddesine "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, azami akdi ve gecikme faizi oranlarını tespit etmeye yetkilidir ve belirlediği bu oranları 3 ayda bir açıklar" fıkrasını eklemiştir.

TC Merkez Bankası da bu hükmü uygulamaya ve üç ayda bir faiz oranlarını ilan etmeye başlamıştır.

01.04.2009 tarihinden itibaren TC Merkez Bankası'nın 2009/2 sayılı tebliği ile bankalarca kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı, TL için yüzde 3.96, gecikme faiz oranı ise, 4.71 olarak uygulanmaktadır.

Bir diğer koruyucu önlem de, yine yasanın 26. maddesinde yer alan kredi kartı borçlarına, temerrüt hali de dahil olmak üzere hiçbir şekilde bileşik faiz uygulanmayacağı hükmüdür.

Görüldüğü gibi, yasa koyucu kart hamillerini korumaya dönük ciddi önlemler almıştır. En azından almaya çalışmıştır.

Peki, bu önlemler uygulamaya ne kadar yansımıştır?

Kredi kartı hesap özetlerinin arkasında şu tür açıklamalar yer alıyor:

"Nakit avans faiz oranı: Kartınızla yaptığınız nakit çekim işlemleri için işlem tarihinden ödeme tarihine kadar işletilen aylık net faiz oranı."

Nakit avans ücreti: Kredi kartı ile yapılan her bir nakit çekim işlemine faizden ayrık olarak alınan ücrettir."

Nakit çekim ücretinin iki unsurdan oluştuğu görülüyor: Birincisi sabit bir miktar ücret, ikincisi ise çekilen miktar ile orantılı bir değer. %3 gibi.

Bu durumda bir nakit avans işlemine yüklenecek maliyetler şunlar oluyor:

· Faiz

· Sabit nakit çekim ücreti

· Oransal nakit çekim ücreti

Piyasadaki koşullara uygun bir örnek ile konuyu açalım;

Bankanızın nakit avans faiz oranı %3.96, nakit çekim ücreti ise sabit 3.- TL ve ayrıca çekilen miktarın %3'üdür.

100 liralık nakit avans çektiniz ve bir ay sonra size hesap ekstresi gönderildi. Bu nakit avans işlemi için hesabınıza borç yazılan masraflar şunlar olacaktır:

Faiz    3,96

Ücret/maktu    3.-

Ücret/oransal   3.-

Banka gelirleri toplamı 9,96

KKDF    0,59

BSMV    0,50

Yasal mükellefiyetler 1,09

Toplam tahakkuk  11,05

Bankanın 100 TL tutarındaki kredi işleminden bir ayda elde ettiği gelir 10,09 TL'dir. Aylık faiz oranı %10,09'demektir. Bir ay için kredi kartı ile nakit avans alıp bir ayın sonunda ödeyen bir kart hamili %10,09 oranında net reel faiz ödemiş olacaktır. 6 liralık kısmın ücret adı altında alınmış olması, onların kredinin faizi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmayacaktır. Aslında yasal mükellefiyetleri de müşteri yönünden faiz giderlerine eklemek gerekir ki, bu durumda müşteriye toplam maliyeti 11,05 TL veya aylık %11,05 faiz yükü demektir.

Bu durumda bu banka, yasanın 26. maddesine göre belirlenmiş azami faiz hadlerine uyduğunu ileri sürebilecek midir? Bu maddenin gereğini yerine getirmek, ücret ve komisyonların toplamının %3,396 oranı içerisinde kalması demektir.

Ekonomik anlamda, ödünç verilen bir para mukabilinde anapara haricinde tahsil edilen her türlü menfaat o paranın faizi kabul edilir.

Aylık %10,09 oranında bir faiz oranı yıllık %121,08 basit faiz oranıdır. Ancak 12 aylık periyotta nakit avans işlemi tekrarlanacak olursa, bu oran %216,94'e tekabül eder.

Bu basit hesapla gördüğümüz üzere her ay 100 TL nakit avans alan ve ertesi ay eskisini kapatıp tekrar alan bir kişi yıllık %216,94 oranında faiz ödemektedir.

Yıllık faiz oranlarının %10 civarında gezindiği bir ortamda, %216 gibi bir orandan kredi kullandırabilmek herhalde inanılmaz cazip bir bankacılık işlemidir. Bu şartlar altında bankaların risk alması tabii ki teşvik görecektir. Müşteri yönünden diğer giderler de birlikte dikkate alınacak olursa bileşik faiz maliyeti %251,74 olmaktadır. Kamuoyu bu faiz oranlarının çoktan bittiğini zannede dursun!

Bankanın nakit faiz oranını ilan etmesinin bu şartlar altında bir anlamı kalmamaktadır. Kart hamili borcunu erken ödediğinde en yüksek faiz oranı ile muhatap olmaktadır. Ve her halde ilan edilen faiz oranı aşılmaktadır.

Sorun 5464 sayılı Yasa ile tüketiciyi korumaya çalışan yasa koyucunun bu amacını sağlayıp sağlayamadığı noktasındadır.

TC Merkez Bankası görevini yapmış, azami faiz oranlarını ilan etmiştir. Bu faiz oranlarının uygulanıp uygulanmadığı hususu ise BDDK'nın görev alanına girmektedir.

Bu kurala uymamanın müeyyidesi nedir acaba diye yasaya baktığımızda, idari ve adli cezaları düzenleyen yasanın 35. maddesi, 24,25 ve 27. maddelere uymama hallerinin cezalarını belirtirken, 26. maddeye uymama halini düzenlemediğini görüyoruz.. Bu durumda faizlerle ilgili üst sınırlara uymamanın bir yaptırımı olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bunun bilinçli mi bilinçsiz mi olduğu hususunda ise bir yorum yapamıyoruz. Yasanın gerekçesinde de bu konuda bir açıklamaya rastlanmıyor.

Sonuç, ülkemiz halen bir faiz cennetidir.