S&P'den Türkiye için önemli açıklamalar
Beste Naz Süllü İntegral Menkul Değerler Araştırma Uzmanı
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P geçtiğimiz hafta Cuma günü piyasaların kapanışının ardından yaptığı değerlendirme ile birlikte Türkiye’yi birçok yönden ele aldı. Hatırlayacağınız üzere Standart and Poor’s ile 2011’de başlayan not gerginliği, 2012 yılı sonunda anlaşmanın iptal edilmesine neden olmasına karşın kendi müşterileri için derecelendirme yapmaya devam ediyor. Daha çok negatif izlenimlerin ağırlıklı olduğu raporda özellikle Merkez Bankası ve dış borç hakkında yaptıkları uyarılar dikkate alınacak cinstendi.
*S&P, Merkez Bankasının operasyonel bağımsızlığının tehlikede olduğunu ve bu durumun Türk Lirası üzerinde baskı yarattığını düşünerek, yerli para cinsinden notumuzu BBB/A2’den BBB/A3’e düşürdü.
*BB+/B olan yatırım yapılabilir seviyenin bir basamak altında olan notumuzu koruyan kuruluş, düşük kamu borcu ve esnek ihracat kabiliyeti ön plana çıkartarak, notun korunmasında en etkili faktörler olarak sıraladı.
*S&P, yabancı para cinsinden notumuzu korusa da, görünüm negatif.2014 senesinden bu yana %3 seviyelerine gerileyen büyüme potansiyeli ve büyümenin dış borca oranı mali riskleri teşkil ediyor.
Merkez Bankasının kredibilitesi ve piyasalar tarafından güvenirliği son dönemde yaşanan faiz aksiyonlarıyla birlikte düşüş göstermişti. TL, yükselen sepet kur karşısında Merkez Bankasından faiz desteği göremeyebileceğini düşünen piyasalar TL satmaya devam ederken, Merkez’in kredibilitesinin azalması manipülatif hareketlere sebep oldu. zorunlu karşılıklar ve döviz depo hesaplarına yönelik atılan minimal adımlar faiz kadar etkili olamasa da, Türk Lirası’ndaki değer kaybının önlememesi aynı zamanda dış borcun finansmanı hakkında riskleri de artırıyor. Bu durumu kısaca özetlersek, Merkez Bankasının kaybolan prestiji, rakamsal boyutlarıyla bize geri dönüyor.
Dış Borç ve Büyüme Notun Düşürülmesine sebep olabilir
S&P, Türkiye’yi özellikle dış borç konusunda ciddi olarak uyarıda bulunuyor. Yüksek dış borç seviyesi ve düşük FX rezervleriyle Türk ekonomisinin ilerlemeye çalıştığını kaydeden kuruluş diğer gelişmekte olan ülkeler ile birlikte Türkiye’yi karşılaştırmalı olarak değerlendiriyor. 2015 yıl sonu dış borç/toplam borç oranı için Türkiye1.4 çarpanla ligde en üst sırada yer alırken, bize en yakın gösterilen Macaristan bile 0.5 çarpanla ikinci sırada yer alıyor.
Finansal sistemin güçlü yapı taşı Bankacılık sektörü ise dış borçlanmada ön sıralarda yer alırken, yüksek kaldıraçlarla kısa vade borçlanan sektörün 2008-2015 yılları arasında borç artışı olağanüstü seviyelere ulaşmış gözüküyor. 2008 yılında bankalara ait dış borç 8 milyar Dolar ile GSYH’ın %1’ine denk gelirken, 2015 yılında bu bor. 172 milyar Dolar ile GSYH’ın %23’üne ulaşmış durumda. Aslında bankaların dış borçlarının neredeyse tamamı koruma altında olması (Hedge ) kur artışına yönelik risk teşkil etmese de hedge yönteminin oluşturduğu masraflarla birlikte bankacılık sektörü karlılıklarına baskı oluşturuyor.
Özetle; mali performans ve borç metriklerini sert bir dille eleştiren S&P, olumsuz değerlendirdikleri bu performansın sürmesi durumunda 6-12 ay içerisinde Türkiye’nin notunu düşürebileceklerini raporda açıkça dile getiriyorlar. S&P ile anlaşmamız bulunmamasına rağmen, olası bir not indirimi, anlaşmamızın olduğu Moody’s ve Fitch gibi ileri gelen kurumların Türkiye değerlendirmesinde domino etkisi yaratabilir.