Savunma sanayiinde Hatay ihtisaslı bölge olmalı
Erol AYGEN / Mak. Müh
Silahlı güç bulundurma sıralamalarında dünyada sekizinci, NATO ülkeleri arasında ise ikinci sırada yer alan ülkemizin, yıllık 3.5 milyar dolar seviyelerinde savunma sanayii (sav. san.) harcamaları bulunmaktadır. Sav. san. harcamalarımızın yaklaşık yüzde seksenini ise dış alımlarla gerçekleştirmekteyiz. Ayrıca toplamda dünya sav. san. ile ilgili var olan bir trilyon dolarlık devasa pazarın, ancak dört yüz bin dolarlık cüzi bir miktarıyla savuma dış satım pazarımız ile dünya ülkeleri sıralamasında yirmi sekizinci sıradaki konumumuz oldukça düşündürücüdür.
Yerkürede sav. san. araç ve gereçleri yüksek katma değerli ürünlerdir. Tasarımları, üretimleri mutlaka yoğun araştırmalar ve destekleyici yeni bilgiler gerektirir. Ülkemizde sav. san. araç ve gereçlerinin üretim bilinçleri tabanda bulunan KOBİ'lerimize, arzu edilir seviyede delege edilememiştir. Bunun da sebebi KOBİ'lerimizin sav. san. araç ve gereçleri konusunda yeterince bilgilendirilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Nitekim dokuzuncu dönem planın 204. bölümünde, savunma sanayiimizin ülke sanayimiz ile bütünleşemediği ve yerli girdi payının artırılması yönünde çalışmalar yapılmış olmasına karşılık büyük ölçüde dışa bağımlılığımızın devam ettiği ifade edilmiştir. Planın 532. bölümünde ise sav. san. ihtiyaçlarımızın güvenli ve istikrarlı bir şekilde milli imkanlarımızla karşılanması rekabetçi, kendi kendine yetebilen, esnek, ülkemiz sanayisiyle bütünleşmiş, ortak üretim-tasarım ve AR-GE alanlarında uluslararası işbirliği çalışmalarına etkin katılım sağlayan bir yapıda üretimin geliştirilmesi ve bunun için gerekli altyapı ile teknolojik ve yönetsel kabiliyetlerin kazanılmasının esas alınacağı belirtilmiş olmasına rağmen, planın başladığı 2007 yılından günümüze kadar bu konuda gözle görülür bir yol kat edilemediği görülmektedir.
KOBİ'lerimizin büyük çoğunluğunun olsa olsa metotlarla, her türlü destekleyici bilgilerden uzak, sadece el maharetlerine, deneme yanılma esasına dayalı üretim yapma alışkanlıkları ise ülkemizde yaygınlık kazanmıştır. Söz konusu olumsuzluklara doğru tanı koyma zamanı oldukça geçtiği için, sorunun onarılma süreçlerinde de aspirin sistemli uygulama metotlarının dışına çıkılamamaktadır. Bu nedenledir ki ülkemizde sav. san. ile ilgili araştırma geliştirme (AR-GE) çalışmaları, birçok KOBİ'lerimiz için fantezi ve ulaşılması güç bir kavram olarak kabul edilmektedir.
KOBİ'lerimizi bu alışkanlıklarından kurtarmak, katma değeri yüksek olan sav. san. üretimlerini gerçekleştirmek isteniliyorsa, ülkemizde sav. san. üretimlerine yönelik ihtisaslı bölgeler belirlenmelidir. Bunun için de mutlaka belirlenen bölgelerde bulunan üniversitelerimizin ilgili birimlerine Sav. san. üretimleri, üretim teknolojileri, üniversite-sanayi iş birliği ve teknopark yasaları ile buna bağlı teşvik mevzuatları konularında bilgi akışları kesintisiz olarak sağlanmalıdır.
Var olan üniversitelerimizde ihtiyaç duyulmuş olmalı ki nalbantçılık, atçılık, besicilik, kuaförlük, aşçılık gibi bölümlere meslek yüksek okullarında yer verilmiş olmasına rağmen, savunma sanayi, teknoloji geliştirme, savunma araç gereçlerinin tasarım, üretim ve kullanımları konularına meslek okullarımızda yer verilmemesi düşündürücü bir eksikliğimiz olarak görülmeli ve ilgililerce çözüm üretilmelidir.
Günümüzde KOBİ'lerimizin çok büyük çoğunluğu, üniversitelerimizin olanaklarından nasıl yararlanacaklarını bilememektedirler, bilgi desteğinden yoksun kalan bir KOBİ için AR-GE çalışmaları ise Rus ruletinden farksız olmaktadır. Ayrıca taşra bölgelerimizdeki birçok üniversitelerimizin üst düzey yöneticilerinin de, kendi bölgelerinde bulunan KOBİ'lerin, AR-GE arayışlarına nasıl cevap verebilecekleri konularında ciddi tereddütler yaşanmaktadır.
Sav. san. ürünleri olarak kabul edilen yüksek katma değerli ürünlerden, kara araçları grubundan, keşif ve gözetleme, zırhlı lastik tekerlekliler, personel ve muharebe araçları, zırhlı keşif ve gözetleme araçları, silah sistemleri, mühimmat ve patlayıcılar. Deniz araçları olarak bilinen araçlardan ise muhrip gemiler, bot ve anfibi tür gemiler, destek gemileri, gemi inşa malzeme ve donanımları. Diğer üçüncü grup olarak bilinen hava araçları ve donanımları.Ayrıca Eğitim teçhizat ve simülatörleri grubundan, mekanik imalatlar, elektrikli ve elektronik imalatlar, her türlü güç kaynakları, akü ve pil imalatları, kimyasal ve kompozit malzeme üretimleri ve bunların tamamlayıcı lojistik araç gereçlerinin tanımları ve yapım teknolojileri, yukarıda anlatılmaya çalışılan üniversite sanayi iş birliğini ve ihtisaslı bölgelerin hayata geçirilmelerini zorunlu kılmaktadır.
Akdeniz'in doğusunda bulunan İskenderun Körfezi ve Hatay İli bölgesi sanayi gelişmelerinde çok hızlı bir ivme kazandığı gibi, enerji tesislerinin de düğüm noktası haline gelmiştir. Ayrıca bölgede yer alan Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) de kurulduğu kısa dönem içersinde farklı alanlarda büyük gelişmeler göstererek kendine haklı bir yer edinmiş üniversite niteliğindedir.
Savunma sanayii araç gereç tanımları, üretimleri, gelişimleri, kullanımları konularında meslek yüksek okulları veya fakültelerinin MKÜ bünyesinde bulundurulmaları, ayrıca MKÜ üst yönetiminin de üniversite-sanayi iş birliği konularında aktif duruma geçirilmeleri hususunda varsa eksiklerinin giderilmesi sağlanmalıdır. Bu işleme paralel olaraktan savunma sanayii ihtisas bölgesi, teknopark sahalarının da Hatay bölgesinde yaşama geçirilmesi halinde ülkemiz sav. san konusunda hak ettiği seviyeye ulaşılacağı düşünülmelidir.