Sebze ve meyve, hale 'kimlik'le girecek

Türkiye'de sebze meyve üretiminin parasal karşılığı 57 milyar lira. Bu ürünlerin yüzde 5'i ihraç edilirken, yüzde 95'i iç piyasada tüketiliyor. İç piyasadaki malın yüzde 25'i çeşitli nedenlerle çöpe gidiyor. Kalanının yüzde 30'u hallerde, yüzde 70'i kayıt

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Canan SAKARYA- Özüm ÖRS
ANKARA-  2010 verilerine göre Türkiye’de yılda 26 milyon ton sebze, 16 milyon 200 bin ton meyve üretiliyor. Toplam 42 milyon 600 bin tonluk üretimin parasal değeri 57 milyar TL. Üretimin ancak yüzde 5’i ihraç ediliyor, yüzde 95’i de iç piyasaya sunuluyor. İç piyasaya sunulan yüzde 95 oranındaki ürünün yüzde 25’i de  sevkıyat veya yanlış ambalajlama gibi sebeplerle ‘çöpe’ gidiyor; bu firenin parasal karşılığı yaklaşık 16 milyar TL. Kalan "sağlam" ürünün yüzde 30’u kayıt altında toptancı hallerinden geçerken, yüzde 70’i kayıt dışı işlem görüyor.
5957 sayılı 'Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun', Türkiye için ekonomik hacmi ve değeri tartışılmaz önemdeki bu sektörü yeni bir "ticaret düzenine" yönlendirmek amacıyla 26 Mart 2011’de yürürlüğe girmek kaydıyla TBMM’de kabul edildi. Ancak, sektörü oluşturan kesimlerin hazırlık ve uyum için süre istemeleri nedeniyle yürürlük tarihi ötelenen kanunun uygulanmasına 1 Ocak 2012 ‘de başlanacak.
Kamuoyunda "Hal Kanunu" olarak anılan kanun, aslında sebve ve meyve sektörünün ticaret boyutu kadar, üretim boyutunda da kurumsal değişim yaratacak gibi görünüyor. Ancak, sektör temsilcileri, tanınan süreye rağmen, özellikle haller açısından altyapının hazır olmadığı, yeni sorunlara yol açacağı, küçük üretici ve esnafı piyasa dışına iterek, büyük marketlerin "işçisi" haline getireceği gibi gerekçelerle endişeliler. Kanunun TBMM sürecinde rol oynayan iktidar ve muhalefet milletvekilleri ise aksi kanıdalar: Yeni kanun sektörü yenileyecek!
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin:
Bildirim uygulaması ile kayıtdışılık artacak
Bu kanunun getirdiği yeniliklere baktığımızda şu değişiklikleri görüyoruz:
Bir, Sebze ve Meyve Hallerine 'bildirim usulü' getiriliyor; iki, Sebze ve Meyve Halleri Kanunu Yerine " Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Kanun" ibaresi kullanılarak, hallerde sebze ve meyvenin yanı sıra başka gıda ürünlerinin de satılması mümkün kılınıyor (örneğin et, süt ürünleri vb.) Üç, ürünlerin menşeine yönelik, 'ürün künyesi’ diyebileceğimiz önlemler alınıyor. Dört, toptancı hallerinin kurulması ve kapatılması ile ilgili kıstaslardan biri 'toptancı halinin çevreye, altyapıya ve trafiğe getireceği yükler' olarak belirleniyor.
Hallerde 'bildirim' uygulanması, yani tüccar tarafından satın alınan ürünün hale getirilmek yerine bildirilmesiyle yetinilmesi ciddi bir denetim sorunu getirecek. Günümüzde halen ülkede üretilen sebze ve meyvenin yalnız yüzde 40'ı hallere girmekte, kayıt altına alınmakta. Bildirim usulüne geçildiğinde yüzde 60 kayıt dışı oranı artacak. Mevcut hallerin sebze ve meyve dışındaki gıda maddelerinin de satıldığı yerler haline getirilmesiyle hallerde uzmanlaşma düzeyi düşecek, laboratuvar gibi gıda güvenirliğine yönelik önlemlerin uygulanması daha da zorlaşacak.
Sebze ve meyve 'künyesinin' oluşturulması kâğıt üzerinde olumlu bir önlem olarak görünse de,  Hal Kayıt Sistemine kayıt olmayan üreticilerin 2013 yılından itibaren ürettikleri ürünü satamamaları gibi bir durum doğacak. Bu da ürününü yasal olarak satamayan üreticinin, kayıt dışı, 'yasal olmayan' yöntemlerle ve kuşkusuz çok daha düşük fiyatlarla satış yapmasına yol açacak.
'Toptancı halinin çevreye, altyapıya ve trafiğe getireceği yükler' in göz önüne alınması, ilk bakışta olumlu görünmekle birlikte, mevcut toptancı hallerinin giderek kent sınırları dışına sürülmesi ve arsalarının rant amaçlı değerlendirilmesi gibi uygulamalara yol açabilecek.
Dolayısıyla, yeni  yasa bir süre sonra yeni sorunlar doğuracak ve yeni değişiklik yapılması gündeme gelecek. Bunun en büyük sebebi de yeni yasalar hazırlanırken bunların ilgili taraflarla tartışılmaması, kanun gücünde kararname gibi yöntemlerin gittikçe daha sık kullanılmasıdır.
Türkiye Meyve Sebze Komisyoncuları Federasyonu Genel Başkanı Burhan Er:
Hallerde altyapı hazır değil
1 Ocak 2012'de yürürlüğe girecek olan kanun daha kaliteli sebze ve meyvenin piyasaya sürülmesi ve kayıt dışının önlenmesini amaçlıyor. Kanun 2010 yılında çıktı; ama bakanlık yetkilileri Türkiye genelinde haller hazırlıklı olmadığı için ‘erteleyelim’ dediler. Kanunu hazırlayanlar Türkiye genelinde hallerin altyapısını bilmiyorlar mıydı da böyle bir karar aldılar? Hallerde altyapı hazır değil!
Kanunun 16. ve 17. maddeleri ürünün menşeini ve kayıt sistemini düzenliyor. Üretici malını gönderiyorsa kayıt sisteminden geçecek; ürünü kim üretti, nereye gönderdi, belli olacak. Bu doğru bir düzenleme. Katılmadığım husus, hallerin durumu  dikkate alınmadan yapılan düzenlemeler. Türkiye'nin pek çok halini dolaştım; teneke mahallesini andıran derme çatma haller var; bunlara  çeki düzen verilmesi lâzım. Toplam 210 hal var, çoğunun altyapısı hazır değil. Bu hallerde soğuk hava deposu, laboratuar, muayene ve analiz merkezleri olmamasına rağmen, kanunun devreye sokulması yanlış.  
Kanunun yürürlüğe girmesiyle meyve ve sebze fiyatlarının yüzde 25 düşeceği belirtiliyor. İddia ediyorum, fiyatlar düşmeyecek! Çünkü haller borsadır, üretici  sebze meyvesini gönderemiyorsa, yeterince üretmiyorsa, yeterli arz yoksa, fiyatlar nasıl düşecek? İstanbul'dan biliyorum, sebze ve meyve satışı yapanlar, ki  çoğunlukla Doğu Anadolu'dandır, son dönemde depo tutmaya başladılar. 1 Ocakta itibaren pazarcı üretim bölgesine giderek yüzde 2 rüsumunu ödeyip ürünü direkt depoya getirecek, buradan pazarda, manavda satacak. O zaman devletin çıkarı ne olacak, borsayı nasıl oluşturacak? İstanbul'da her gün 400 pazar kuruluyor, ürün nereden alınmış, nasıl tespit edilecek?  
 
Bu Kanunun  hazırlayıcısı,  bazı parlâmenterler ile ‘grosmarket’ sahipleri. Tasarı Meclis'te görüşülürken bizleri dinlediler, ama görüşlerimiz dikkate alınmadı. Bizi ilgilendiren bir kanunda hiçe sayıldık. 1 Ocak’ta yürürlüğe girecek, bir geçiş süreci yaşanacak, aksayan yönler yeniden düzenlenecek. Bu arada ciddi sıkıntı yaşanacak;  pazarcısı, nakliyecisiyle yaklaşık 7 milyon kişi, aileleriyle birlikte mağdur olacak.  Öte yandan, hallerde 12 yıllığına tahsis yapılıyor; sonra ne olacağı belli değil!  
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı: Bendevi Palandöken: 
Küçük esnaf piyasa dışına itilebilir
Kanun 1 Ocak 2012'de yürürlüğe girecek. Bazı yapılması gerekenler için ise 2013 yılına kadar süre veriliyor. Daha önce 26 Mart 2011’de yürürlüğe girmesi beklenen yasa, veri tabanının hazır olmaması sebebiyle yeni yıla bırakılmıştı. Bu çok önemli bir gelişme. Üretici, alıcı, satıcı kayıt altına girecek; her şey bu veri tabanı üzerinden yapılacak, yüzde 70’i bulan kayıt dışılık azaltılacak. 
Hallerde satılan mallardan yüzde 1, hal dışında yüzde 2 rüsum alınması bazı belediyelerin gelirlerini azaltacak. Ancak, özellikle kayıt sistemi ve ürün künyesi uygulaması, ticareti kayıt altına alacağından sonuçta gelirleri artıracak. Hallerin çağdaş sisteme kavuşturulması ve işletilmesi için belediyelere büyük görevler düşüyor.
Sebze ve meyve ticaretinin sağlıklı fiziki mekânlarda ve gıda güvenilirliğine uygun olarak yürütülmesi sağlanabilecek; esnaf,  ucuza aldığı ürünü tüketiciye yansıtabilecek. Başka detaylar da olmasına rağmen, kısaca beklentiler bu yönde. 
Pratikte neler olabilir? Fiyatlar zaman içerisinde büyük mağazalar tarafından belirlenerek, küçük esnaf piyasa dışına itilebilir. Hal dışında ve özellikle üretici bölgelerinde yapılacak büyük miktarlardaki yaş meyve ve sebze alışverişleri, piyasa fiyatlarını belirleyen temel unsur olacak. Borsa oluşamayacağı, rekabet de olmayacağı için sebze meyve fiyatları spekülasyona daha açık hale gelecek.  Bu durumdan büyük üreticiler ve  alıcılar kazanacak. Yaş meyve ve sebze piyasalarında tüketici fiyatlarının oluşumu da böylece büyük hiper ve grosmarketlerin insafına terk edilmiş olacak. 
Başlangıçta optimum düzeylerde oluşumu muhtemel gözüken tüketici fiyatları, esnaf piyasa dışına itilince, küçük üreticiler de birlik kuramadıkları takdirde, zamanla oligopol piyasalarına dönüşecek alım satım ortamlarında, büyük mağazaların dayatmasıyla yükselecek. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte esnafımızın, hiper ve grosmarketlerin çalışanı olmalarının; tarım kesimindekilerin de kendi tarlasında büyük mağazaların sözleşmeli işçisi konumuna düşmelerinin önüne geçilmeli.   
CHP Mersin Milletvekili, TBMM Tarım Komisyonu Üyesi Vahap Seçer:
Temel amaç , yaş sebze meyve ticaretinde kayıd dışılığı azaltmak
Bu yasaya ihtiyaç vardı. Parti olarak olumlu görüş bildirdik. Temelde, hal kayıt sistemine geçiş; özellikle, yaş sebze meyvede çok önemli miktarlara ulaşmış kayıt dışılığın önlenmesi ve gıda güvenliği açısından önemli düzenlemeler yapıldı. Geçiş süreci sancılı olacak. Yasa yürürlüğe girer girmez her şey istediğimiz gibi olacak, diye bir şey yok! Yapılan düzenlemeler kutsal metinler değil,  düzeltmeye gidilebilir.
Temel amaç Türkiye'de yüzde 70’i kayıt dışı olan yaş sebze meyve ticaretinde bu oranı asgariye indirmek. Daha önce hal dışı üreticilerin ürünlerini satmaları yasaktı;  yeni düzenlemeye göre üreticiler ürünlerini hal dışında satabilecek. Halde satarsa yüzde 1, hal dışında pazarlarsa yüzde 2 rüsum ödeyecek.  Hal dışındaki pazarlamalarda denetim mekanizmasının iyi çalışması gerekiyor. Ürünlerin hale girmesi bu anlamda bir avantajdı. Üretici ister ürünü hale götürsün ister hal dışında  pazarlasın, kendine bırakıyoruz. 
Ürünler üretim merkezlerinden tüketim merkezlerine ulaşıncaya kadar yol denetimleri yapılacak. Bu kayıt dışılık, vergi ve belediyelerin rüsum kaybı; ayrıca, haksız rekabeti önleme açısından çok önemli. İki üretici düşünün; biri vergi,  hal rüsumu ödemiyor; tüketiciye ulaşıncaya kadar faturasız, fişsiz satışa sunuyor. Diğer  üretici son noktaya kadar  vergisini ödüyor ve birim üründeki maliyeti daha yüksek oluyor! Uygulamada sıkıntılar olabilir; ama yasa yaş sebze meyve üretiminin kayıt altına alınması ve güvenli gıdaya ulaşım açısından önemli düzenlemeler içeriyor.
AKP Malatya Milletvekili,TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı
Hal yasası 1 Ocak’ta yürürlüğü girecek. Haller ve sektör dernekleriyle çalışmalar yapıldı. Bazı itirazlar vardı, istedikleri süreleri tanıdık. Belediyeler hazırlık yaptı, hazırlıklı olmayanlarda sıkıntı yaşanabilir. Bu yasa ile haller büyük bir pazar mantığı ve görüntüsünün dışına çıkacak, daha modern hale gelecek. Yasa ürünlerin korunması  açısından önemli; satılmayan ürünler çöpe gidiyordu, bunun önünü geçilecek, kayıt dışı önlenecek.
Her dönüşüm bir takım zorlukları beraberinden getirir. Bazı alışkanlıklardan vazgeçmek ve düzeni değiştirmek zor; yatırım yapılması, yeni sisteme geçilmesinde sıkıntılar olabiliyor. Ama bunları yapılınca da ticaret büyüyor, daha aktif hale geliyor. Herkes kendi statik yapısında yeni bir alana açılmayı tereddütle karşılayabiliyor;  biraz güven verip biraz da zorlamak lâzım!
Yasa ne getiriyor? 
-Toptancı halleri imar planlarında belirlenmiş alanlarda, halin sınıfına, büyüklüğüne ve işlem hacmine göre müzayede, depolama, tasnifleme ve ambalajlama tesisleri ile laboratuvar ve soğuk hava deposu gibi diğer asgari koşulları taşıyan projeler çerçevesinde; belediyeler tarafından kurulabilecek.
-Komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı, yüzde 8′i aşmamak üzere, taraflarca serbestçe tespit edilecek.
-Komisyoncular, teslim aldıkları malları cinslerine, doğal özelliklerine, standartlarına, gıda güvenilirliğine ve kalitesine ilişkin şartlara göre özenle korumak ve gerekli bilgileri vermek durumunda, kanuni kesintileri satış bedelinden düştükten sonra mal bedelini satış tarihinden itibaren 15 iş günü içinde üreticiye veya üretici örgütüne ödeyecek.
-Semt pazarları tüketici piyasasının büyüklüğü, ulaşım imkânları, pazar sayısı, bunların birbirine yakınlığı, pazarın çevreye, altyapıya ve trafiğe getireceği yükler ile can ve mal güvenliği riski göz önünde bulundurularak belediyelerce kurulacak. Semt pazarında toplam satış yeri sayısının en az yüzde 20′si, özel satış yeri olarak üreticilere ayrılacak. 
-Toptancı halinde satılan mallardan yüzde 1, hal dışında satılan mallardan yüzde 2 oranında hal rüsumu tahsil edilecek. 
-Toptancı haline bildirilmeden hal dışında alınıp satılan, ihraç edilmek üzere alındığı halde iç piyasada satılan, künyesinde belirtilen hususlara aykırı beyanda bulunulan mallar için hal rüsumu cezalı olarak alınacak. 
- Hallerdeki iş yerleri, kiralama veya satış yoluyla işletilecek. Ancak satılan iş yeri sayısı, o haldeki iş yeri sayısının yüzde 50′sini geçemeyecek. Kiralama veya satış işlemi, Devlet İhale Kanuna göre yapılacak. Kira süresi en fazla 10 yıl olacak. 
-Toptan satış miktarının altında mal satanlar; malların etiketlenmesine, pazar yerine mal getirilmesine, tahsis sahiplerince kullanılacak kimlik kartlarına ve bu kişilerce giyilecek kıyafetlere ilişkin çıkarılan yönetmeliklere aykırı davrananlar,ceza ödeyecek.
-Aracılık hizmeti vermeden komisyon ücreti alanlara, idari para cezası uygulanacak.
-Kanun, malın miktarını, satış değerini, komisyon oranını ve ücretini gerçeğe aykırı bir şekilde üreticiye sunanlara  3 bin lira para cezası uygulanmasını öngörüyor.
-Kap veya ambalaj üzerine ürünün bilgilerini yazmayanlar, malın kalitesine ve gıda güvenilirliğine ilişkin bilgilerde değişiklik yapanlar 5 bin lira; serbest rekabeti engellemek amacıyla kendi aralarında veya üreticilerle ticari anlaşmalar yapan ilgili meslek odasının mensupları, fiyatların yükselmesine neden olanlar, düşmesine engel olmak için malları belirli kişilerde toplayanlar ve malları stoklayanlar ile gerçeğe aykırı analiz raporu düzenleyenler ve bu raporun düzenlenmesini sağlayanlara 10 bin lira idari para cezası kesilecek.
-Geçiş yollarında mal teşhir edenlere ve satanlara, çevreyi rahatsız edecek şekilde satış yapanlara, alıcı veya tüketiciye karşı sözlü veya fiili muamelede bulunanlara ve atık malzemelerini belirlenen alanlarda toplamayanlara ya da satış yerini temiz tutmayanlara, 50 lira idari para cezası verilecek
-Ölçü ve tartı aletlerini hileli bir şekilde kullananlar veya hileli ve karışık olarak mal satanlar; malları gıda güvenilirliğine, teknik ve hijyenik şartlarına aykırı olarak satanlar; kaba, ambalajın üzerinde yazılı miktardan az mal koyanlar hakkında, 200 lira idari para cezası uygulanacak.
 
Bu konularda ilginizi çekebilir