Taksimetre havaleden az yazıyor

Babacan, "Ankara'nın bir şubesinden bir şubesine 15-20-25 lira havale ücretleri alınıyor. Yani, neredeyse vatandaş taksiye binse, parayı kendi götürse daha ucuz." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankaların işlem ücreti adı altından vatandaşlardan çok yüksek rakamlar talep etmeye başladıklarını belirterek, "Ankara'nın bir şubesinden bir şubesine 15-20-25 lira havale ücretleri alınıyor. Yani, neredeyse vatandaş taksiye binse, parayı kendi götürse daha ucuz. (Müşteri benim elime düştü, ben bunun üzerinden daha fazla para nasıl kazanırım) yaklaşımı kesinlikle olmamalı. " dedi.

Babacan, "(Müşteri elime düştü, ben bunun üzerinden daha fazla para nasıl kazanırım) yaklaşımı kesinlikle olmamalı, bu konuda düzenleme... Ne gerekiyorsa bunun da yapılması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Babacan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) 10. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen "Geçmişten Geleceğe Türk Bankacılık Sektörü" konulu konferansta yaptığı konuşmada, son dönemlerde faizlerin düşmesiyle beraber bankaların özellikle işlem ücreti adı altında vatandaşlardan yüksek rakamlar talep etmeye başladıklarını söyledi.

Babacan, şöyle devam etti:

"Ankara'nın bir şubesinden bir şubesine 15-20-25 lira havale ücretleri alınıyor. Yani, neredeyse vatandaş taksiye binse, parayı kendi götürse daha ucuz. (Müşteri benim elime düştü, ben bunun üzerinden daha fazla para nasıl kazanırım) yaklaşımı kesinlikle olmamalı. Bu konuda düzenleme... Ne gerekiyorsa bunun da yapılması gerektiğini düşünüyorum. Oligopolden bahsediyoruz ya, ben o ifadeyi kullandığımda (bizim bankacılık sektöründe öyle bir yapı yok) derler. Tamamen iyi işleyen bir serbest rekabet sistemi olsa bunlar böyle rahat olmaz, bu kadar rahat uygulanmaz."

Türkiye'de bankacılığın rekabet açısından daha iyi bir noktaya gitmesi gerektiğinin çok açık ortada olduğunu ifade eden Babacan, 2001 krizinden bu yana dondurulmuş bir banka sayısı olduğunu, yeni lisans verilmediğini de bildirdi.

 Babacan, "Neden? Biraz bilançolar toparlansın, bünye toparlansın. öncelik biraz daha istikrar tarafındaydı. Ama şimdi orada çok şükür bakıyoruz artık iyi. Kar rekorları kırılıyor, bundan sonraki dönemde artık yavaş yavaş rekabetin de daha iyi çalışmaya başladığını görmek istiyoruz. Bu konuya mutlaka ilgili kurullarımızın bakmaları... (Elime düşmüş, müşteri nasıl olsa elimde, avucumda) gibi bir uygulamaya asla izin verilmemeli" diye konuştu.

"Kriz döneminde bankalarımız haddinden fazla eleştirildi"

Babacan, kriz döneminde bankaların biraz haddinden fazla eleştirildiği ve çok üzerine gidildiğini belirterek, "(Reel sektörde yangın var, bankalar kar ediyor.)...2009'da hem finans sektörü, hem reel sektör kar etmiş. Bu kadar büyük krizin ortasında Türkiye'de karlar artıyor" dedi.

Babacan, BDDK'nin, 1990'lı yıllarda dalgalanmalara, çalkantılara ve krizlere sahne olan Türk bankacılık sektörünün daha iyi nasıl yönetebileceği çalışmalarının ürünü olduğunu ifade ederek, 2001 krizinde bankacılık sektöründe yaşanan sorunları anlattı.

Bu problemlerin çözümü için yapılan çalışmalara da değinen Babacan, "Türkiye'de bankacılık düzensiz ve denetimsiz bir ortamdan bugünlere geldi. Bugün Türk bankacılık sektörü bir başarı öyküsü. Ama bir uçtan öbür uca geçtiğimizi de unutmamak gerekiyor" dedi.

Bankacılıkta kurumların bağımsız düzenleme ve denetim yapmasının ve kurumlar arasında koordinasyon ve eş güdüm olmasının önemine işaret eden Babacan, "Bugün genel anlamda bakıldığında bu koordinasyon iyi. Bütün bu tabloda siyasi irade çok önemli. Kurumların bağımsızlığını güçlü kılan siyasi iradedir" diye konuştu.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir