”Tezkere ile ilgili çalışma sürüyor”

Başbakan Erdoğan, "Biz, tezkere ile bilgilendirmeyi ikisini birarada gizli oturumla yapacağız" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz, tezkere ile bilgilendirmeyi ikisini birarada gizli oturumla yapacağız. Arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar'' dedi.

Erdoğan, Almanya'ya hareketinden önce, Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''Terörle mücadelede Kandil'i tasfiye projesinden bahsediliyor. Kandil'deki lider kadronun 50'sinin Avrupa'ya, geri kalan 250'sinin Irak'ta rehabilite edileceği yönünde haberler var. Böyle bir tasfiye planı var mıdır? CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun terörle mücadeleyle ilgili trafik konusunda talebi olmuştu, siz gizli oturumda Meclis'te halledebileceğinizi söylemiştiniz. Salı günü bir bilgilendirme yapılabilir mi?'' şeklindeki sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, ''Birinci soruyla ilgili cevabı o haberi yapanlara sorarsınız çok daha iyi olur. Çünkü biz bu konuyla ilgili herhangi bir adımı atarsak zaten bizzat bizlerden veyahutta ilgili arkadaşlardan duyarsınız. Diğerine gelince, biz, tezkere ile bilgilendirmeyi ikisini birarada gizli oturumla yapacağız. Arkadaşlarımız çalışmalarını şu anda sürdürüyorlar. Sanırım Salı günü bunu gerçekleştirecekler veya Çarşamba, şu anda grup başkanvekili arkadaşlarım bunun kararını verecekler'' diye konuştu.

Başörtüsü konusu

Bir gazetecinin, "Henüz Anamuhalefet Partisi tarafından kesinleşmediği söyleniyor ama bir başörtüsü konusunda bir rapor hazırlığı vardı. Bu rapora göre türban sorununun kamusal alana yansıtılmayacağı, yani yasağın devam ettirilmesi gerektiği, üniversiteler için de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararlarının geçerli olması gerektiği belirtiliyor bu çerçevede bir çözüm olabilir mi? Mümkün görüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Ben çok açık ve net sizlere tekrar bir şey daha söyleyeyim. Bakın süreci sizler yazılı ve görsel medyanın temsilcileri olarak yakından takip ediyorsunuz. Öyle zannediyorum ki bu konuyla ilgili sizlerin bu soruyu sormaktan her halde yorgun düşmüş olmanız lazım. Biz de bu soruya cevap vermekten hakikaten yorulduk. Sadece ben değil arkadaşlarımın hepsine bu sorular soruluyor. Fakat, ben sadece bir şeyi sizlere söyleyeyim yasama organı ne iş yapar? Veyahut da yasama organından bir karar, bir kanun çıktıysa ve bu kanun çıktıktan sonra da eğer uygulama alanı bulamıyorsa ki Anayasa Mahkemesi'nin bir müdahalesi olmak suretiyle daha önce böyle bir müdahalede bulunuldu. Fakat şu anda anamuhalefetin lideri halkoylaması esnasında olumlu bir yaklaşım ortaya koydu. Fakat, şimdi görüyorum ki farklı bazı gelişmeler var, bugünkü açıklamalar bu şekilde. Diyoruz ki bu konuda gerçekten anamuhalefet partisi de kararlıysa, diğer muhalefet partileri de bu konuda kararlıysa hemen arkadaşlarımıza talimatları verelim, görevlendirelim. Ve bu konuda eğer yasal bir zemin gerekiyorsa, yani 'bu işi sağlama bağlayalım' diyorsak, buna böyle inanıyorsak, o zaman hemen adımı atalım, gerekli olan neyse. Çünkü fazla bir şey değil üç maddede halolacak birşey. Hemen bu işi bitirelim, kim samimi, kim değil ortaya çıksın."

"7 yıl öncesine kadar bu ülkede kamusal alan yok muydu?"

"(Ben inancım sebebiyle başımı örtüyorum) diyen insanlarla ilgili Cumhuriyetin bugün en önemli kurumu bu alanda hangi kurumdur?" diye soran Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Herhalde siyasi partiler değil, siyasi partilerin içindeki elamanlar da değil. Neresidir? Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çalışmasını yapar. Fakat, ben bunu sayın genel başkana da söyledim. 'Eğer siz bunun yanında da başka çalışma yaptırmak istiyorsanız, siz o çalışmanızı da yaptırın, biz de gerekirse yaptıralım. Bir havuz oluşsun ve ondan sonra da hazırlıklarımızı yaptıralım ve bu işi bitirelim'. Yani bu gündemden artık kalksın. Çünkü bu bir inanç meselesi, inanç özgürlüğüyle alakalı bir konu. İnanç özgürlüğüne, eğitim, öğretim özgürlüğüne artık bu perdeyi koymayalım. Artık ortadan kaldıralım ve bu ülkede bu genç yavrularımız artık bir huzur bulsunlar, anneler, babalar huzur bulsunlar ve problemleri ortadan tek tek kaldıralım. Kamusal alan kamusal alan kamusal alan Allah aşkına yani bu ülkede 7 yıl öncesine kadar bu ülkede kamusal alan yok muydu? 7 senedir literatüre kamusal alanı soktular. Çankaya'ya 7 sene öncesine kadar rahatlıkla herkes giriyordu, ama 7 sene önce bir kamusal alan literatüre sokuldu ve ondan sonra başörtülüler Çankaya'ya da alınmaz olundu. Aynı şekilde farklı yerlere de sokulmaz hale getirildi. Ya bu ülke kimin, bu ülkenin kamu binaları kimin? Bunlar halkın, kamunun değil mi? Buralara rahatlıkla benim vatandaşım giremeyecek mi? Bazı yerlerde bakıyorsunuz anneler, babalar, hanımlar testten geçiriliyor. 'Şöyle olursa olur, böyle olursa olmaz' gibi saçma sapan şeyler ortaya konuldu. Yani bunlar özgürlükçü ülkelerde, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinde aslında olacak şeyler değil. Ama ne yazık ki bu ülkede zorla buna alıştırılmaya çalışılıyor. Zorla bir yere gitmek mümkün değil. Bırakalım şu halkımız, özgürlük çerçevesi içerisinde buna en güzel şekilde herkes yaşasın şu özgürlüğü herkes yudumlasın. Ve bu ülkede de kimse birbirine şüpheyle bakmasın, özgüven içerisinde yürüsün, birbirine saygıyla sevgiyle  muamele etsin bütün derdimiz bu"

Bu konularda ilginizi çekebilir