”UNESCO'nun raporu son 4 yılın en iyisi ”

İstanbul Sit Alanları Yönetimi Başkanı İlhan Sarı, UNESCO'nun İstanbul ile ilgili son raporunun geçmiş 4 yıla göre en olumlu rapor olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL – İstanbul Sit Alanları Yönetimi Başkanı İlhan Sarı, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) İstanbul ile ilgili son raporunun geçmiş 4 yıla göre en olumlu rapor olduğunu belirterek, "Dünyada tehlike altındaki ülkelerin yer aldığı bir listede herhalde hiçbirimiz olmak istemeyiz" dedi.

Sarı, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın geleneksel "Çarşamba Buluşmaları"na katılarak, "İstanbul'un Sit Alanlarında Alan Yönetimi" hakkında bilgi verdi.

UNESCO ile yaptıkları toplantılarda, İstanbul'un yönetim planını ilgili kanun ve yönetmelik çerçevesinde yapacaklarını, onlar (UNESCO) için yapmayacaklarını dile getirdiklerini belirten Sarı, "Bu işi kendimiz için yapmamız lazım" dedi.

Kültür varlıklarına yaklaşım açısından durumun iç açıcı olmadığını dile getiren Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yönetim planı yapılacak sınırların netleşmesi lazım. İlgili üniversiteler temsilcilerini atadı, alan yönetimi danışma kurulları oluşturuldu, alan yönetimi yasal olarak çalışmalara başladı. Bizim en önemli 3 ilkemiz oluştu. Kesinlikle doğayı korumak sorumluluğumuz var. Bu bizim birinci ilkemiz. İkinci ilkemiz; ne yaparsak yapalım kesinlikle kanuni olmak zorunluluğumuz var. Ne yaparsak yapalım kültürel olmak zorunluluğumuz var, bu da üçüncü ilkemiz. Bir kültür kurumuyuz sonuç itibariyle."

Alan yönetiminin bütün alt yapısını İstanbul Büyükşehir Belediyesinin karşıladığını ifade eden Sarı, partiler üstü çalışma yapacak alan yönetiminin yasal hale dönüştürülmesinin, sınırlarının netleştirilmesiyle mümkün olduğunu belirtti.

"UNESCO'nun İstanbul ile ilgili son yayınladığı rapor, geçmiş 4 yıla göre en olumlu rapordur. Dünyada tehlike altındaki ülkelerin yer aldığı bir listede herhalde hiçbirimiz olmak istemeyiz" diyen Sarı, şöyle devam etti:

"Bu listedeki ülkelerin nerede olduğunu birçok insan bilemez. Diğer ülkelerden niye hiçbiri bu tehlike altındaki listede yok. Venedik Katedrali'nin içine paslanmaz çelikten asansör ve tuvalet yapıldığını ben gördüm. 12. yüzyıl eseri, aynısı Molla Zeyrek Camisi. Böyle bir şeyi biz hayal edebilir miyiz? Bir şeyleri görmemiz lazım."

Danışma kurullarının ve alan sınırlarının oluşturulduğunu hatırlatan Sarı, "Yarımadadaki tarihi sit alanının tamamına artık kimsenin karışmaması lazım. Peki ne oluyor? Topkapı Sarayı'nda çalışmalar, yeni yeni kimlik arayışları... Hanlar bölgesi Süleymaniye'de yeni yeni binalar yakılıyor. Her gün bir iki evi daha, kültür varlığını daha kaybediyoruz" diye konuştu.