Yeni Teşvik Yasası ve beklentiler
Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN / Erzurum ABİGEM Direktörü
Fert başına gayrisafi yurtiçi hasıla tutarları diğer illere göre daha düşük olan bazı illerde yeni teşviklerin uygulanması, enerji desteğinin sağlanması ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi tahsis edilmesi öngörülerek yürürlüğe konulan 5084 Sayılı Kanun'un teşviklere ilişkin temel çerçevesinde; yeni istihdam edilen çalışanın ücretlerinden kesilen gelir vergisi stopajının alınmaması, yeni istihdam edilen çalışanın sigorta primi işveren paylarının Hazine tarafından ödenmesi, enerji desteği, yatırımlar için bedelsiz arsa ve arazi teminini öngören düzenlemeler yer alıyordu.
Bu desteklerin uygulandığı bölgelerde 31 Aralık 2008 tarihine kadar sürdürülmek üzere çıkarılan yasanın bu tarihten sonra uzatılacağı beklentisi oldukça yaygın. Ancak bu konuda henüz bir açıklama yapılmamış olması işverenleri tedirgin etmeye başladı. İşverenler bu tedirginliklerini işçi çıkarmalarla göstermekte. Özellikle kriz ortamında faydalı bir destek olan istihdam desteklerinin devam etmesi Doğu ve Güneydoğu ekonomisi açısından oldukça önemli.
İşletmelerin üretim maliyetleri içerisinde önemli yer tutan unsurların belirlenmesi ve bu unsurların desteklenmesinin teşviklerin temeli olması gerektiği düşünülmekte. Bu temele göre hazırlanmayan teşvik yasalarında yer alan destekler kullanılmadığı için, çıkarılan yasalar etkisiz kalmakta yani işletmeci gözüyle başarısız olmaktadır. Açıkça söylemek gerekirse istihdamın desteklenmesi bölgemizdeki işletmeler için oldukça faydalı bir teşvik olduğu kadar istihdamın kayıt altına alınması açısından da önemli faydalar sağlamıştır. Bu desteğin devam etmemesi, eskiden olduğu gibi işletmelerin bir kısmını yine kayıt dışılığa itebilir.
Aynı şekilde yeni destek paketinin açıklanacağı beklentisi işletme sahiplerinin birtakım faaliyetlerini ertelemelerine neden olmakta. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarla birlikte bölgesel ve sektörel öncelikler dikkate alınarak uygun desteklerden oluşacak olan teşvik paketi bir an önce açıklanmalıdır. Gerekiyorsa desteklerin verilmesinde yerel referanslar alınması gündeme getirilmelidir. Ticaret ve sanayi odaları, Avrupa Birliği iş geliştirme merkezleri ve KOSGEB merkez müdürlükleri vasıtasıyla bölgesel ve sektörel öncelikler belirlenmeli, bu öncelikler doğrultusunda adı geçen kurumların öncülüğünde desteklerin verilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde herhangi bir sektörün ya da firmanın hangi desteklere ihtiyacı olduğu uzmanlar tarafından belirleneceği için kaynaklar israf edilmemiş ve desteklerin etkinliği sağlanmış olacaktır. Ayrıca KOBİ tanımının genişletilmesi ile ilgi çalışmalar da hızlandırılmalı ve tarımsal işletmeler ile hizmet işletmeleri de destekler kapsamına alınmalıdır.