Yeni vergi barışı yolda: Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması
GÜNERİ GÖZÜAÇIK / Yeminli Mali Müşavir
Yatırımlara ivme kazandırmak ve bu suretle ekonomik kalkınmaya destek olmak amacıyla önemli teşvik ve destek unsurlarını içeren “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” geçtiğimiz hafta içinde Meclis’te kabul edilerek kanunlaştı.
Yazımızın konusunu oluşturan “bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması müessesesi “ yukarıda yer verilen düzenlemenin kanunlaşmadan önceki tasarı metninde yer almakla birlikte; kanunlaşma aşamasında metinden çıkartılmış ve bu hafta içinde Mecliste görüşüleceğini tahmin ettiğimiz “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin Kanun Teklifi” içinde bazı değişiklikleri de içerecek biçimde yer almıştır.
Yurtdışından getirilebilecek kıymet ve varlıklar
Kanun teklifine göre, gerçek veya tüzel kişilere ait yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile her türlü gemi, yat ve diğer su araçları 31.12.2016 tarihine kadar yurda getirilmek şartıyla serbestçe tasarruf edilebilecektir. Gerçek ve tüzel kişilerin bu kıymet ve varlıkları diğer kişilerin nam ve hesabına yurda getirebilmesi de mümkün bulunmaktadır.
Düzenlemede 2008 yılında uygulamaya konulan 5811 sayılı “Bazı Kanunların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” ile yukarıda sözü edilen tasarı metninden farklı olarak; bildirim ve beyana konu olabilecek “taşınmazlar” ile “alacaklara” yer verilmediği buna karşın gemi, yat ve su araçlarına yer verildiği dikkati çekmektedir.
Kıymetler serbestçe tasarruf edilebilecektir
Düzenlemede yer alan “serbestçe tasarruf etme” kavramının, oldukça özgürlükçü bir bakış açısıyla hazırlandığı ve ifadenin söz konusu varlıkların tekrar yurtdışına ihracı da dahil, her türlü tasarruf hakkını kapsadığı değerlendirilmektedir.
Yurtdışında bulunan kıymet ve varlıkların işletmeye dahil edilmesi
Bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutanlar ile serbest meslek kazancı defteri tutanların yurda getirecekleri varlık ve kıymetleri işletmelerine dahil etmeyi tercih etmeleri halinde, bu varlıkların işletmeye kaydı sebebiyle gelir veya kurumlar vergisi ödemeyecekleri gibi; söz konusu kıymetlerin işletmeden çekilmesi halinde vergiye tabi kazanç söz konusu olmayacaktır. Düzenlemede, 5811 sayılı Kanun’da yer alan oldukça sınırlayıcı ifadeler ile bir önceki tasarıda yer alan söz konusu kıymetlerin sermayeye ilave edilmiş olması durumunda işletmeden çekilmiş sayılacağına ve böylelikle kar dağıtılmış kabul edileceğine ilişkin ifadelere de yer verilmediği görülmektedir.
Yurtiçinde bulunan kayda alınabilecek kıymetler
Türkiye’de bulunmakla birlikte henüz bilanço, işletme hesabı ya da serbest meslek kazancı defterinde yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları mükelleflerce defterlere 31.12.2016 tarihine kadar kaydedilebilecektir. Yapılacak kayıt neticesinde yine vergiye tabi bir kazanç oluşmayacağı gibi, kıymetler dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir.
Yurda getirilecek veya defterlere kaydedilecek varlıklar nedeniyle doğan gider ve zararlar
Yukarıda yer verilen kıymet ve varlıkların elden çıkarılması neticesinde zarar doğması halinde, bu tutarlar gelir ve kurumlar vergisi kanunları açısından kabul edilmeyecektir.
Gerek 5811 sayılı Kanun gerekse bir önceki tasarı metninde yer alan bildirim ve beyana konu edilecek varlıklar üzerinden amortisman gideri ayrılamayacağına ilişkin ifadelere bu defa teklif metninde yer verilmediğinden; gemi, yat ve diğer su araçlarının maliyet bedeli üzerinden amortisman ayırılabileceği anlaşılmaktadır.
Vergi inceleme ve tarhiyatları ile idari para cezalarından bağışıklık
Varlıkları ve kıymetleri Türkiye’ye getiren veya yurtiçinde mevcut olan kıymetleri defterlere kaydedenler hakkında, yalnız bu işlemlerin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde araştırma inceleme yapılamayacak, idari para veya vergi cezası kesilemeyecektir. Diğer yandan, madde metninde hareketle bu işlemlerin dışındaki diğer nedenler sebebiyle, önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri de dahil inceleme ve soruşturma yapılabileceği değerlendirilmektedir.
Ayrıca daha önceki varlık barışı uygulamalarından farklı olarak Türkiye’ye getirilecek veya defterlere kaydedilecek varlık ve kıymetler üzerinden herhangi bir vergi ödenmesi de öngörülmemektedir.