Borusan Kocabıyık Vakfı'nın Cumhuriyetin Yüzü Sergisi kültür devrimini anlatıyor

Erken Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanılan toplumsal dönüşümlere odaklanan Cumhuriyetin Yüzü sergisi, Borusan Kocabıyık Vakfı tarafından açıldı. 3 Mart 2024'e kadar devam edecek olan sergi, 1922 - 1942 yılları arasında edebiyat, müzik, grafik, mimari tasarım, sahne ve plastik sanatları, müzecilik, arkeoloji gibi kültür disiplinleriyle toplumsal yaşama bakışı günümüze taşıyor.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Günay DEMİRBAĞ

Borusan Kocabıyık Vakfı’nın hazırladığı Cumhuriyetin Yüzü sergisi Erken Cumhuriyet Dönemi’ndeki çok boyutlu toplumsal dönüşüme ışık tutuyor. 1922 – 1942 yılları arasına odaklanan sergi, orijinal eser, belge ve efemera ile dijital deneyimleri de birlikte tasarlayarak, dönemin ruhunu kapsayıcı içeriği izleyicilere sunuyor. Cumhuriyetin Yüzü sergisi, 1 Kasım 2023-3 Mart 2024 tarihleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

Borusan Contemporary’nin katkılarıyla hayata geçirilen Erken Cumhuriyet Dönemi’ni merkeze alan sergi, kültürel, sanatsal ve sosyal yaşama izdüşümlerine odaklanan, dönemin plastik sanatlar, müzik, edebiyat, grafik ve mimari tasarım, sahne sanatları, müzecilik, arkeoloji, sinema gibi kültürel disiplinlere bakışını, kapsamlı bir iz düşümü ile günümüze taşıyor. Kurtuluş Savaşı’ndan başlayarak sanatsal yaratının esin kaynağı olan “kuruluş, kurtuluş” temalarına da sergi kapsamında özel bir vurgu yapılıyor. Serginin küratörlüğünü İzzeddin Çalışlar üstlendi ve Prof. Dr. Haluk Oral’ın proje danışmanı olarak yer aldı. Sergi tasarımı ise PATTU tarafından gerçekleştirildi. Ayrıca yönetmenliğini Selçuk Metin’in yaptığı bir belgesel film de izleyiciyle buluşuyor.

Sergide, aralarında Salt, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İBB, Kültür Bakanlığı Film Arşivi, Yapı Kredi Tarihi Arşivi, Semiha Berksoy Opera Vakfı ve İnönü Vakfı’nın da bulunduğu kültür sanat kurumları ile galeriler, kişisel arşivler, vakıflar, araştırma merkezleri, resmi arşivler ve üniversitelerin koleksiyonlarından 500’ü aşkın orijinal ve dijital eser, belge ve efemera yer alıyor.

Cumhuriyetin kurucu değerlerinden ilham alındı

Cumhuriyetin Yüzü sergisi ile ilgili görüşlerini dile getiren Borusan Kocabıyık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Hamedi “Sergiyi ‘Bu memlekete gönül borcum var, hayatım boyunca bunu ödemek için çalıştım’ anlayışını benimseyen babam, Kurucu ve Onursal Başkanımız merhum Asım Kocabıyık’ın emaneti, kurumsal değerlerimiz ve Borusan Kocabıyık Vakfı’nın toplumsal katkı alanlarını yansıtacak şekilde oluşturduk. Yeni nesillere ilham vereceğini umduğumuz bu kıymetli projeyi gerçekleştirmemize katkıda bulunan destekçilerimize, iş ortaklarımıza ve Vakfımızın tüm iş birimlerine teşekkür ederim” dedi.

Cumhuriyetin 100. yılını böyle anlamlı bir sergiyle kutlamaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyduklarını ifade eden Borusan Grup CEO’su Erkan Kafadar “Kültür ve Sanat, Borusan Grubu’nun daimî başlıkları arasında yer alırken, Kurucumuz ve Onursal Başkanımız merhum Asım Kocabıyık’ın kültür, sanata ve eğitime verdiği değer sayesinde bugün bu alanlarda öncü kurumlar arasında bulunuyoruz. Topluma fayda sağlama, kültür ve sanata erişim imkânları sunarak Türkiye’nin gelişim yolculuğuna destek verme misyonumuzla varlık gösteriyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlarken Cumhuriyetin kurucu değerlerinden ilham alacağımız ve gelecek için de umutlarımızı canlı tutacağımız bir sergiyi hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.

Cumhuriyetin Yüzü Borusan Kocabıyık Vakfı’nın ilk tematik projesi

Borusan Kocabıyık Vakfı Genel Sekreteri Canan Ercan Çelik ise “Cumhuriyetin Yüzü projesi Borusan Kocabıyık Vakfı’nın ilk tematik sergi projesidir. Sergi ile ilgili çalışmalarımıza yaklaşık bir sene önce başladık ve o dönemde 100.yılın bu ülke için tarihi bir eşik olduğunun bilinci ile ama köklerimizden aldığımız güç ile yola çıktık. Bu anlayışla Kocabıyık Vakfı’nın odak alanları olan toplumsal kalkınma, kültür ve sanat eşitlik gibi perspektiflere de uyumlu olarak ne yapabiliriz diye bir düşünce sürecine girdik. Değerli hocam Prof. Dr. Haluk Oral ile ve onun aracılığıyla değerli küratör İzzeddin Çalışlar’la ortak bir sürecin içerisindeydik. Borusan Contemporary çağdaş sanat alanında diye biliyorsunuz ama bu sergiye günümüz anlayışını, teknolojik çözümlerini süreç yönetimini ve düşünsel tasarım sürecindeki verimliliği kattık” diye belirtti ve konuşmasına şu cümlelerle devam etti “Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin ilanı sonrasında, ülkemizin çağdaşlaşma ve çok boyutlu toplumsal dönüşüm hikâyesini sosyal yaşam, eşitlik, kültür ve sanat gibi perspektiflerden ortaya koyacağımız bu serginin, Atatürk’ü ve Cumhuriyet devrimlerinin özünü anlamaya hizmet edeceğine inanıyoruz. Sergi tasarımı ve gelişmiş teknolojilerin kullanımı ile her yaştan ziyaretçimizin Cumhuriyet’i farklı açılardan duyumsayacağı, bir şekilde göreceği, dinleyeceği ve hissedebilecekleri bir zemin yaratarak, gelecekte 100 yıllık emaneti daha da ileriye taşıyacağını umut ediyoruz.”   Çelik, amaçlarının Erken Cumhuriyet dönemindeki umudu, heyecanı orada yoksunluktan, yokluktan adeta baştan bir inşa edilen ülkeden nerelere geldiğimizi ve o ilk on yıllarda kat edilen çok önemli ve derin mesafeyi hatırlatmak, oradaki devrimlerin ruhunu bugüne taşımak ve bizim bunu sahiplenip daha ileriye götürme bilinciyle bu sergiden ayrılmanızı sağlamak olduğunu ayrıca belirttiler.

Prof. Dr. Haluk Oral, serginin danışmanı olarak planlamasına bir yıl öncesinden başladıklarını bu süre içerisinde fikir üzerinde uzun çalışmalar gerçekleştirdiklerini açıklarken “40 yıldır evimde duran malzemeler vardı ve biri bana ‘bu malzemeler ile hadi gel bir şey yap’ dedi. En güzel tarafı buydu. Birden bire her şey oluştu ve daha sonra ayrıntılar üzerinde durduk. En önemli olan şey şu; 1912’den başlayarak, 1922’ye kadar yurdumuz devamlı savaşlar içerisindeydi. Büyük Taarruz ’la Kurtuluş savaşı bitti 1923’de hemen cumhuriyet ilan edildi. Bunların hepsi kısa sürede planlanmış şeyler değildi. Bir adam daha gencecik bir subayken bunların hepsini hayalinin kurmuştu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülke savaşlardan biraz nefes aldığı zaman hayalindeki cumhuriyeti ilan etti. Bu sergiyi gezerken aklınızda olan şu olsun; Türkiye Cumhuriyeti büyük bir savaştan çıktıktan bir yıl sonra kurulmasına rağmen, sanat, bilim, eğitim, öğretim dallarında yapılan gelişme ve atılım inanılmaz, bir yıl öncesinde savaş olmasa bile zor bir atılım” dedi.

Serginin küratörü İzzeddin Çalışlar “Sanat Tarihçilerinin Erken Cumhuriyet olarak adlandırdığı bu dönemde aslında gözden kaçırdıklarını zannettiğim tasarım yoğunluklu bir iş alanı var; sergicilik. Yerli malları, sanayi sergileri, enternasyonal fuarlar o zamanın hem iletişim, hem siyasi propaganda hem de uluslararası ilişkiler aracı olarak kullanılmış. Sonra demode olmuş o devrin sergileme anlayışını, niyetini, tasalarını, becerilerini alarak 1920’lerde yaşamış olan ustalarımızı taklit ettik aslında. Taklidi bile güzel…” açıklamasında bulundu.